Başörtüsünde son gelişmeleri akla 2007 yılında yaşananları getiriliyor. Başbakan Erdoğan İspanya'ya yaptığı bir ziyarette başörtüsü için “velev ki, siyasi simgedir demiş ve serbest olmalı” demişti. MHP'nin destek vermesi ile üniversiteye başörtülü öğrencilerin girebilmesini yasal güvenceye alan düzenleme 411 oy ile Meclis'te kabul edilmişti.
CHP yasayı Anayasa Mahkemesine götürmüş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurraman Yalçınkaya ise AK Parti'ye kapatma davası açmış ve en büyük gerekçesi ise başörtüsü düzenlemesi olmuştur. Anayasa Mahkemesi ise düzenlemeyi iptal etmişti. Bugün yaşanan gelişmeler ise bu kez tuzağı CHP'mi kuruyor sorusunu akla getiriyor. Çünkü referandum süreci ile başlayan dönemde CHP lideri kemal Kılıçdaroğlu sürekli olarak “türban konusunu biz çözeriz” açıklaması yaparak AK parti'ye cesaret vermiştir.
Sonuç olarak AK parti, başörtüsü konusunu çözmek için uzlaşma komisyonu kurulmasını istemiş ve bunun için partilerle görüşme başladı. Ancak AK Parti ilk ziyaretinde ummadığı bir cevap aldı. Ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol AK Parti'nin konuyla ilgili kurulmasını istediği komisyona üye vermeyeceğini açıkladı. Ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, türban serbestisinin laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
Bu iki gelişmenin kulislerde iki açıklama arasında bir bağlantı olup olmadığı konuşuluyor. Kulislere yansıyan bilgi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın son günlerde AK Parti'den ve YÖK'ten gelen serbesti yönündeki açıklama ve adımlardan rahatsızlık duyduğunu ve bunu da çevresindekiler ve bazı CHP'lilerle paylaştığı yönünde.
Abdurrahman Yalçınkaya'nın bu açıklaması hemen akla Anadol'un AK Parti tarafından kurulmak istenen komisyona üye vermeyeceğini açıkladığı toplantıda söylenenleri getirdi.