Terör devleti İsrail Filistin’de katliama hız verdi. 8 günde sadece Gazze’de şehit edilenlerin sayısı 200’ü aştı. Eğitim, sağlık ve haberleşme alt yapısı binlerce ton bomba ile yerle bir edilirken, dünya kamuoyu İsrail’e karşı atılacak adımları merakla bekliyor. Birleşmiş Milletler kınama ve itidal çağrıları ile süreci geçiştirmeye çalışsa da Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı’nda gündeme getirdiği ‘Filistin’e koruma gücü’ masada.
BM ÇATISI ALTINDA ZOR
- Hukukçulara göre böyle bir adımın atılabilmesi için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararı gerekli. Ancak kararın alınması için BMGK daimi üyesi ülkelerin (ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya) oy birliği ile karar alması gerekiyor, bir tek veto bile bu adımı durdurmaya yetiyor.
- Bu kararların hiçbirini dinlemeyen İsrail, hem katliama hem de işgale devam etti. Hukuk tanımazlık karşısında yeniden toplanarak İsrail hakkında diplomatik, ekonomik veya en üst yaptırım olan askeri yaptırım kararı alması gereken BMGK kılını bile kıpırdatmadı.
3 YILDA ADIM YOK
Ayrıca BM, daha önce Filistin halkının İsrail’e karşı korunması gerektiği yönünde bir karara imza attı. BM Genel Kurulu, 16 Haziran 2018’de 126 ülkenin oyuyla Filistin’e yönelik koruma kararını almıştı. Bu kararı yine ABD başta olmak üzere 8 ülke reddetti. İsrail’in işlediği suçlarla ilgili olarak Filistinlilere uluslararası korunma kararı veren bu karar, İsrail’e bir de yol haritası gönderdi. Saldırgan politikalarına son vermesi yönünde karar verilen işgalci devletin, işlediği suçlarla ilgili gerekli mekanizmaların işletilmesi noktasında da çalışmalar yapıldı. Ancak bu karar da yine ABD vetosuna takıldı. Aradan geçen 3 yıllık süreçte Filistinlilerin korunması için hiçbir adım atılmazken, İsrail yakıp yıkma dozajını artırarak sürdürdü.
ÜRDÜN VE LÜBNAN DA KORUMA ALTINA ALINMALI
- Ancak hukukçulara göre Filistin Koruma Gücü için Birleşmiş Milletler dışında da adım atılabilir. Türkiye, İran, Katar, Malezya ve Pakistan gibi Müslüman ülkeler bir bildirge yayınlayarak koalisyon gücü kurabilir.
- Ayrıca bu koruma gücünün görev alanı sadece Gazze, Kudüs ve Batı Şeria ile sınırlı olmak zorunda değil. İsrail tehdidi altındaki Lübnan ve Ürdün’ün onay vermesi ile bu ülkeler de koruma kalkanına alınabilir.