İran'ı şekillendirecek seçim

Haber Merkezi Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv

Ali Çabuk - Gazeteci


İran'da 1 Mart'ta (yarın) İslami Şura (Meclis) ve ülkede Devrim Liderini seçmek ve denetlemek ile sorumlu olan Uzmanlar Meclisi seçimleri gerçekleşecek. Eş zamanlı olarak düzenlenecek her iki meclis seçimi için siyasi gruplar aday listelerini açıkladılar ve ülkede 1 Mart tarihine kadar sürecek seçim kampanyaları resmi olarak başladı.

İran'da her iki seçimi de geçmiş yıllara göre önemli kılan ve takip edilmesini gerektiren konu başlıkları bulunuyor. Ülkedeki mevcut siyasi yapının meşruiyetine yönelik tartışmalar, yasama, yargı ve yürütmede Muhafazakar yoğunlukta bir siyasi sistemin oluşması ve buna karşı reformist cephenin nasıl bir yol haritası izleyeceği 12’nci dönem İslami Şura seçimlerini önemli kılmakta. Dış politikada ABD ve İsrail ile yaşanan gerilimler, ülkede artan terör eylemleri ve ekonomik sorunlar bu seçimleri önemli kılan diğer konu başlıkları. Öte yandan Velayet-i Fakih makamında olan Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ilerleyen yaşı nedeniyle, 88 koltuklu Uzmanlar Meclisi'nde hangi isimlerin yer alacağı, Hamaney sonrası şekillenecek İran siyaseti açısından önem arz etmekte.


REFORMİST ADAYLARA VETO

İran'daki 1 Mart seçimleri bir çok siyasi grup açısından Mahsa Emini’nin ölümü ile başlayan zorunlu başörtüsü gösterilerinin neden olduğu meşruiyet ve anayasa tartışmaları gölgesinde gerçekleşecek. Tahran yönetimi ve çoğunluğu elinde tutan Muhafazakar cephe, İranlıları sandık başına davet ederek meşruiyet tartışmalarına son vermek isterken, Reformist cephe sokaklardan gelen tepkinin sandığa yansıtılması gerektiğini ve bunun için en iyi yolun boykot olduğunu savunmakta. Anayasayı Koruyucular Konseyinin reformist adaylara yönelik veto uygulaması, Reformist Cephe’nin boykot çağrılarını güçlendirmekte. 11’inci dönem İslami Şura seçimlerine katılımın yüzde 42 bandında kaldığı düşünüldüğünde, boykot çağrıları ile birlikte bu yılki seçimlere katılımın daha düşük olabileceği yorumları yapılmakta.

İran Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamaney, 1 Mart seçimleri hakkında yaptığı konuşmada, seçimlere muhalefetin İslam’a muhalefet olacağını söylemiş ve İranlılardan sandıklara giderek “seçimler” üzerine bina edilmiş İslam Cumhuriyeti karşıtlarına cevap vermelerini istemişti. Hamaney’in konuşması muhalif gruplarda beklenen etkiyi oluşturmadı. Reformist lider ve İran eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hamaney’in konuşmasına ilişkin değerlendirmesinde Anayasayı Koruyucular Konseyinin siyaseti tekelleştiren politikalarını eleştirerek, “Maalesef söylem ve eylem birliği yok. Özgür, adil ve rekabetçi bir seçim ortamından uzağız. Reform yanlıları olarak hiç bir siyasi grup veya kurum ile küs değiliz ancak hakimiyet reformistlere karşı tavır almış durumda.” ifadelerini kullandı. Hatemi’nin seçim sistemine yönelik eleştirel tutumu ile birlikte bir çok siyasi gruptan oluşan Reformist Cephe bir bildiri yayınlayarak, Tahran’daki seçimlere aday listesi çıkartmayacaklarını duyurdular.


“MECLİSTE GEDİK AÇALIM”

Reformist ve ılımlı siyasi gruplar açısından hayatta kalma anlamı da taşıyan 12’nci dönem Meclis seçimleri için 103 reformist isimden oluşan bir grup bildiri yayınlayarak “Mecliste gedik açalım” çağrısı yaptı. Yayınlanan bildiride siyaset sahnesinin terk edilmemesi gerektiği belirtilerek, sandığa gidilmesi ve ılımlı siyasi grupların desteklenmesi istenildi. Boykot söylemine karşı çıkan söz konusu grup, seçim sistemindeki tüm zorluklara ve siyasi tekelleşmeye karşı, ülkenin daha fazla radikalleşmemesi ve reformistlerin ülkenin geleceğinde rol alabilmeleri için sandık başına gidilmesi gerektiğini savunmakta. Reformist lider Ali Mutaharri ise “Mecliste gedik açalım” bildirisine sahip çıkarak “Milletin Sesi” adıyla bir isim listesi açıkladı. Mutaharri, reformist ve muhafazakar tartışmalarının dışına çıkarak İran siyasetinde yeni bir üçüncü yol iddiasında bulunuyor. Mutaharri’nin kendi isim listesi ile seçime girmesi ve boykot çağrılarına rağmen bir grup reformistin seçimlere katılım çağrıları yapması, “reformist cehede çatlak” tartışmalarına neden olurken, bu girişimlerin seçime katılımı olumlu yönde etkilemeyeceği düşünülmekte.

Diğer yandan İran’da yasama, yürütme ve yargı erklerinde çoğunluğu elinde tutan Muhafazakar cephede, güç mücadeleleri ve ittifaklar konuşuluyor. Muhafazakarların şahin kanadı ve İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad kabinesinden önemli isimlerin oluşturduğu Payidari cephesi, bir diğer önemli siyasi grup olan İtilaf cephesi ile ortak aday listesinde anlaştılar. Bu ittifak Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin iş başına gelmesi ile önü açılan Payidari grubunun Meclis seçimleri ile de güçleneceği anlamına geliyor. Yasama, yürütme ve yargı erkleri üzerinde gittikçe muhafazakarlaşan ve radikalleşen İran siyasi yapısının ülke içi sorunlar, dış politika ve bölgesel gelişmelere de yansımaları olacaktır.


İşgalin 10. yılında Kırım Tatar Türkleri

Kabullenmek zor hocam…

Uluslararası krizlerde Türk istihbarat diplomasisi