İlk oruç kutlu bir hatıradır

Bu yıl da binlerce çocuk oruçla tanıştı. Kimi tekne orucuna niyet edecek kimi de tam gün orucu tecrübe edecek. Eğitimci Şule Kala ilk orucu “Çocuk için bir açlık sınavıdır. Dayanıklılık testini geçebilirse müthiş bir zafer kazanır. Bu coşkunun kutlanmasını bekler” diyerek anlatıyor.

Zeynep Tuba Kesimli Yeni Şafak
Bu yıl da binlerce çocuk oruçla tanışacak ve ilk orucunu tutacak.

Ramazan coşkusuyla geldi ve kendisi için hazırlanan evlerin, süslenen odaların başköşesine misafir oldu. Peki, tuttuğunuz ilk orucu hatırlıyor musunuz? Ramazanların kış aylarına denk geldiği ve günlerin kısa olduğu yıllarda tanıştım ben oruçla. Tekne orucuyla başlayan alışkanlığım ilkokul sıralarında tam gün oruca dönüşmüştü. Oruç tuttuğum için kendimi ayrıcalıklı, özel ve daha da büyük hissettiğim bu günlerde iftar öyle çabuk geliyordu ki ders esnasında, derste su içmenin yasak olduğu yıllardı. Sıranın altına girerek su içtiğimi ve orucumu açtığımı hatırlıyorum. Bu yıl da binlerce çocuk oruçla tanışacak ve ilk orucunu tutacak. Kimisi tekne orucu tutmayı deneyecek kimisi tam gün orucu tecrübe edecek. Peki, oruç tutmayı ilk kez tecrübe edecek çocuklara orucu nasıl anlatalım? Eğitimci-yazar Nurcan Yıldırım, Aslıhan Cengiz ve Şule Kala bu soruyu bizim için yanıtladı.

Çocuğu Ramazan’a dahil etmek en güzel eğitimdir

* Nurcan Yıldırım – Eğitimci-yazar

On bir ay boyunca bol nimetlerle donanan insan Ramazan ayı gelince bu nimetlerin kıymetini biraz olsun anlayabilmek için oruç tutmak ile emredilir. Oruç tutmakla dedik ama emir çocuklara değil, mükellef olan yetişkinleredir aslında. Her ne kadar mükellef olmasa da büyüklerin bu güzel ibadetine ortak olmak ister çocuklar da. Sahura kalkmak, iftar etmek çok ama çok eğlencelidir çocuk için. Gün boyu aç kalmanın zorluğunu bir kenara iter bu heyecanla. Aslında aile içinde yaşatılan bu manevi atmosfer çocuğa başka bir şey anlatmayı gerektirmez. Saatler kurulur, sahurda ne yenileceği düşünülür ilk akşamdan. Bazı evlerde günler öncesinden hazırlık başlar. Ah hele o iftar telaşı, misafirler, ezan sesi ve iftar yemeğine katılan Kur’an ziyafeti. İşte çocuklara anlatılacak daha doğrusu yaşatılacak Ramazan atmosferi. Çocuk uykusuz kalacak diye sahura kaldırmamak, tekne de olsa ilk oruçlarına yavaş yavaş alıştırmamak çocuğa yapılacak en büyük kötülük olur. Minik bir diş kirası hediyesi ile sağlanacak motivasyonu, iftar sofrasını hazırlarken yapacağı yardımın lezzetini hiçbir şey anlatamaz. Ailece Ramazan’ı her anında dolu dolu yaşamak, bir çocuğun ibadet alışkanlığı için yapılacak en güzel eğitimdir. Tabii çocuğu da dâhil ederek.

Her şey sevgi ile başlar

* Aslıhan Cengiz – Eğitimci-yazar

Şekerleri sever misiniz? Ya çikolatayı? Peki sakızları sever misiniz? Şimdi bu sorulara hayır diyen yetişkinler olacaktır mutlaka ama şöyle bir geçmişe gidip çocukluğumuza sorduğumuzda hepsine evet cevabı alırdık. Bir çocuk belli saatlerde çikolata yiyemediği sakız çiğneyemediği bir ibadeti nasıl sever, neden sever? Çocuklar özleri itibarıyla Allah’a daha yakındırlar ve manevi yönleri çok daha kuvvetlidir. İlk defa oruç tutacak bir çocuğun kalbi heyecanla atar. Sahura kalkmak, ailesi ile ortak bir paydada buluşmak değildir sadece bunun sebebi. Her insanın iman fıtratı üzere doğmasının etkisi çok fazladır. Bir de aile bireyleri ve ev ortamı ramazan ruhuna uygun frekansta olunca çocuklar için oruç tutmak en sevilen ibadet hâline gelir. Peki, oruç tutmayı nasıl açıklayabiliriz bu tertemiz yüreklere? Öncelikle Allah’ın emri olduğu konusunu çocuğumuzun hazır bulunuşluk durumuna göre anlatabiliriz. Bu konuda Allah’ın bize olan sevgisinden yola çıkabiliriz. Ve tabii ki bizim Allah’a olan sevgimizden de bahsetmeliyiz. Unutmamamız gereken en önemli konu çocuğa sevgi ile yaklaşmak ve dinimizin sevgi üzerine kurulu olduğunu hissettirmek. Bir şeye duyduğumuz sevgi, bizi sevdiğimiz şey ile ilgili bilgileri öğrenmeye, uygulamaya ve hayatımızda kalıcı hale getirmeye yönlendirir. Oruç ve diğer ibadetlerin anlatımı konusunda en mühim nokta burası diyebiliriz. Her şey sevgi ile başlar. Sonrasında bedensel olarak oruç tutmanın bizim sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerinden de bahsederek hem manevi hem fiziki faydalarını açıklamış oluruz.

Orucu detaylarıyla anlatmamız gerek

* Şule Kala - Eğitimci-yazar

l“Orucun bozuluuuuur! Yapma!” dendiğinde orucun bir oyuncak olduğunu zannedecek kadar masum zihinleri vardır çocukların. Sahura kalkan anne babasının gece ondan gizli abur cubur yediğini düşünebilir. Onların her şeyi sıfırdan öğrendiklerini unutmadan bazı şeyleri detaylarıyla anlatmak fikri ise yetişkinlerin bazen ihmal ettiği bir şey. Oysa bir yetişkin ciddiyetiyle karşısına alınmayı bekler çocuk. “İftar şudur, sahur budur, oruç tutmak ise balık tutmak gibi bir şey değildir.” diye anlatmak gerekir her şeyi. Ama karşımızdakinin minicik bir çocuk olduğunu unutmadan. İlk oruç, çocuk için bir açlık sınavıdır. Dayanıklılık testini geçebilirse müthiş bir zafer kazanır kendi dünyasında. Bu coşkunun dünya çapında kutlanmasını bekler. Genelde ise kaç saat aç ve susuz kaldığını sınadığı antrenmanlarla başlar her şey. Dünyanın en aç, en susuz, en yorgun insanının kendisi olduğunu düşünür. Gün ortasında gelen tebrikler ise her şeyi unutturup yeni bir rekora koşmasını sağlar. Tekne orucu yani dayanabildiği kadar tutabildiği oruçlarla kendini ihya ve inşa eder. Orucu tam olarak tutmaya başladığında “işte o zaman oruçla gerçek bağlantısını kurar; bu dünyaya geçici bir süre için indirilmiş küçük bir hükümdar olduğunu anlar…” “… İftar topu zaferdir onun için. Çocukluğun tabiat üstündeki zaferi. Çocuk tabiatı yenmiştir; top bunun için patlar. Ramazan yıllar yılı böylece çocuğu büyütür; onu dış ve iç yapısı bakımından güçlendirir; ona Yaratıcısı’nı, varlıkları ve nimeti öğretir. Oruç ve namazladır ki, kutsal bir dünyaya girer çocuk. Sözle değil; bizzat o dünyanın içinde yaşar Mutlak Gerçeği.”

(Sezai Karakoç, Samanyolunda Ziyafet, Diriliş Yayınları, 6. Baskı s.14.)


Depremzede öğrencilerin yanındayız