Karakoç’un yarım kalan Hâtıralar’ı

Sezai Karakoç’un Diriliş dergisinde yayımlayıp kitaplaştırmadığı, kamuoyu ve Karakoç okurları tarafından yıllardır beklenen hâtıraları, iki cilt olarak okurla buluştu.

Mustafa Özel Yeni Şafak
Hatıralar 1, 2 - Sezai Karakoç - Diriliş Yayınları - Ekim 2022

Hâtırât, edebiyatın önemli bir türüdür. Geçmişte de günümüzde de hatırı sayılır bir okuyucu kitlesine sahiptir. Bu türde eser verenler, bir biçimde toplumun önünde olan, toplumsal hayatı etkileyen, şekillendiren şahıslardır. Böyle bir şahsın yaşadığı, gördüğü, tanık olduğu olaylar, o dönemi öğrenmede, anlamada, değerlendirmede mühim bir yer tutar. Dolayısıyla bu edebî tür, aynı zamanda mühim bir tarih kaynağıdır.

Kimi yazarlar hâtıralarını önce bir dergi veya gazetede tefrika eder kimileri de doğrudan kitap halinde yayınlar. Yayınlayanlardan bazıları, kitap üzerinde çeşitli sebeplerden dolayı tashihlere, ilavelere gider. Dergi ve gazetelerde yayınlananlarda bu işlem, tefrika kitaplaşmadan, okuyuculardan gelen tepkiler doğrultusunda yapılır.

KİTAPLAŞMAYAN YAZILARI

Sezai Karakoç, fikir ve edebiyat tarihimizin en mühim simalarından biridir. Neredeyse bütün eserleri, önce dergi ve gazetelerde neşredilmiş, daha sonra kendisi bunları farklı kitaplarda bir araya getirmiştir. Özellikle Diriliş dergisinde yayınlayıp da kitaplaştırmadığı birçok yazısı ve çalışması bulunmaktadır. Bunların dışında kurucusu ve genel başkanı olduğu Diriliş Partisi (daha sonra Yüce Diriliş Partisi) genel merkezinde çeşitli vesilelerle yaptığı, çözülerek kitaplaşması gereken ve beklenen konuşma ve sohbetleri de vardır. Bu konuşma ve sohbetler, kendisinin hem güncel olaylara hem de İslam dünyasının, müslümanların kültürel, sanatsal, toplumsal meselelerine ilişkin çözüm tekliflerini ve değerlendirmelerini ihtiva etmektedir.

Evet, üstadın Diriliş dergisinde yayınlayıp kitaplaştırmadığı, kamuoyu ve Karakoç okurları tarafından yıllardır beklenen ama kendisinin bir türlü yayınlamadığı hâtıraları, artık kitap olarak elimizde. Vefatının seneyi devriyesine haftaların kaldığı şu günlerde bunlar Diriliş Yayınları’nın 58. ve 59. kitapları olarak Hâtıralar I (511 syf.), Hâtıralar II (464 syf.) (İstanbul, Eylül 2022) adıyla iki cilt halinde çıkmış durumda. Hamdolsun.

ŞEHİRLER ÜZERİNDEN BİR HATIRA

Sezai Karakoç, dergide hâtıralarını yayınlarken ilk birkaç sayıyı istisna edersek, “Hâtıralar” başlığının altında yazar olarak ismini, sonra roma rakamıyla bölüm sayısını, bunun altında da bir şehir ismini yazmıştır. Örneğin 3 Nisan 1989 (cilt 7, sayı 37, syf. 8) tarihli yazı, Hâtıralar, Sezai Karakoç, XXXVII - Gaziantep - (Ergani) şeklindedir. Yayınevi Hâtıralar’ı hazırlarken, eserin muhtevasını dikkate alarak daha üst bir başlıklandırma yapmayı tercih etmiş. Bence bu tercih ve tasnif güzel de olmuş. İlk ciltte Başlangıç’ın ardından Yanlışlıklar Komedyası ya da Trajedyası ve Dört Yıkılmışlık İçinden bölümleri, yazarın hâtıralarına giriş yaptığı kısımlar olarak değerlendirilebilir. Buralarda kimliğinden, ailesinden, çocukluk yıllarından söz ediyor. Sırasıyla, şehir merkezli başlıklar şöyle: Diyarbakır, Maraş, Maraş - Ergani - Çermik, Gaziantep, Gaziantep (Ergani), Gaziantep, Malatya – Ergani - Çermik, Ankara, Ankara - SBF Yılları. Diğer cilt, sayfa itibariyle ilkinden daha az olmakla birlikte başlık sayısı daha çok, daha detaylıdır. Şöyle: İstanbul - Maliye Müfettiş Muavinliği, İstanbul - Balıkesir, Balıkesir - İstanbul, İstanbul, İstanbul - Malatya, Malatya - Akçadağ, Malatya – Akçadağ - Darende, Arapkir, Arapkir - (Eğin), İstanbul - Ankara, İstanbul - Gelirler Genel Müdürlüğü Kontrolörlüğü, İstanbul - Mardin - İstanbul, İstanbul - Ankara, Ankara - Van, Ankara - Yedek Subay Okulu, Ağrı (Karaköse) - Yedek Subay Kıta Hizmeti, İstanbul - Aydın ve İlçeleri, İstanbul, İstanbul - Kırşehir, Mucur - Hacıbektaş - Gümüş Hacıköy - Merzifon, İstanbul - Ankara - İstanbul - Ergani - Diyarbakır, İstanbul - Maraş - Kilis, Kilis - Urfa - Akçakale - Viranşehir - Siverek - İstanbul - Karacabey - Yenişehir - Mudanya - İstanbul, İstanbul - Bursa - İstanbul - Urfa - İstanbul, İstanbul, İstanbul - Diriliş Dergisi’nin İkinci Çıkışı, İstanbul - Sabah Gazetesi - Mahkemeler, İstanbul - Sabah Gazetesi - Davalar, İstanbul, İstanbul - Ankara - Memuriyete Dönüş, Ankara, Ankara - İstanbul, İstanbul.

Dergide 113 bölüm halinde yayımlanan hâtıraların, derginin dönem sayısından az olması, Diriliş’in bazı sayılarının birleşik olarak çıkmasından dolayıdır.

YAZMAK AZABA KATLANMAKTIR

Karakoç, hâtıralarını yayımlamaya Diriliş dergisinin 25 Temmuz 1988 nüshasında (cilt 7, sayı 1, syf. 12-13) başlamıştır. “Başlangıç” başlığını taşıyan ilk yazıda hâtırât yazmanın, “İşte benim yaşadığım hayat bu” (syf. 13) demek olduğunu söylemektedir. Bu tür hakkında kimi değerlendirmeler de yapmaktadır burada. Kendisinin hâtıralara, anılara bakışını, şu kelimelerle ifade ettiğini görmekteyiz: “Geriye dönmek belki kimileri için çok zevkli bir uğraştır. Ama benim için hiç de öyle değil. Baştan beri bir daha yaşamak demek olan hâtıraları gözden geçirmek, ateşten bir azab demek benim için. Ama öyle de olsa tecrübelerimizden yararlanacak birkaç kişi çıkacaksa, bu azaba katlanmağa değer.” (syf. 15). Sezai Bey, hâtıralarını yazmaya mecbur bırakan şeyi, kendisi hakkında yazılanların yanlışlıklarla dolu olması olarak açıklamaktadır. Eğer bu yanlışlıklar düzeltilmezse yarın herhangi bir araştırmacıyı ne kadar çok şaşırtacağını ifade etmektedir (syf. 17).

5 Şubat 1992 tarihinde (cilt 7, sayı 131-132-133, syf. 9-12) derginin yayınına ara vermesiyle birlikte, hâtıraların yayınlanması da sona ermiş olmaktadır. Ancak elimizdeki kitapta iki sayfa ilave bulunmaktadır (Hâtıralar, II, syf. 459-461). Bu ilave sayfalar, dergide yayınlanan son kısmın tamamlayıcısı bir mahiyet arz etmektedir. Hâtıralar’ın “Bunları da anlatacağım kısaca elbet.” şeklindeki son cümlesi (Hâtıralar, II, syf. 461), Karakoç’un hâtıralarını yazmayı bitirmediği, bunları yazmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.

Edebiyat, kültür ve siyaset tarihimiz açısından oldukça zengin olan Sezai Karakoç merhûmun Hâtıralar’ı, beraberinde bazı tartışmaları da getirecektir. Kendisi bu tutumunun ardında “yeni neslin yalanlarla aldatılmaması” amacının olduğunu belirtmektedir (syf. II, 459).

Üstad Sezai Karakoç merhûmun Hâtıralar’ını okuma imkânını nasıl bulduysak, bir gün yaptığı sohbet ve konuşmalarını da okuma imkânını buluruz inşallah.