Tedavi bitkisel olsa da teşhisi doktor koymalı

Haber Merkezi Yeni Şafak
Tedavi bitkisel olsa da teşhisi doktor koymalı
Şifalı Bitkiler kitabı 19. baskıyı yapan Dr. Adil Asımgil hastalığın teşhisi doktor tarafından konulmadıkça ve doktorun izni olmadıkça şifalı bitkilerin kullanılmaması gerektiğini, aksi takdirde hızlı davranılması gereken kanser gibi rahatsızlıkların tedavisinin gecikebileceğini söylüyor.

İlk defa bir doktorun imzasını taşıyan şifalı bitkiler kitabının yazarı Dr. Adil Asımgil, piyasadaki pek çok şifalı bitki kitabını ciddiyetsiz buluyor. Kitabı Timaş yayınlarından 19 baskı yapan Dr. Asımgil'e bitkilerden nasıl faydalanabileceğimizi sorduk.

Şifalı bitkiler kitabı yazmak nerden aklınıza geldi?

Mevcut kitapları ve bazı ciddi bitkisel tedavi kitaplarını inceleyince piyasada en çok satan ve isim yapan kitapların tamamen hurafelerle dolu olduğunu gördüm. Konuya ciddiyetle yaklaşan kitap ise hiç yoktu. Yaklaşık 1 yıl süren bir çalışma sonucunda kitabı hazırladım.

Bir doktor olarak bitkilerle tedavi yöntemlerini hastalarınızda da uyguluyor muydunuz?

Uzmanlık alanım gereği ben 6 aylık pratisyen hekimlik dönemim dışında tedavi amaçlı reçete yazan bir doktor olmadım. Ancak kitabı hazırlarken edindiğim bilgilerle eşe dosta hafif şikâyetlerini ilaç kullanmadan gidermeye yönelik olarak bazı bitki çayları önerdim.

“Yöntem alternatif de olsa uygulayan/ öneren doktor olmalı.” diyorsunuz. Neden illa doktor?

Tedavinin ilk şartı hastalığın doğru teşhisidir. Hastalığın adı konmadan sadece belirtilere dayalı tedaviye başlamak özellikle kanser gibi hastalıklarda çok değerli zamanın kaybına sebep olabilir. Hastalığa doğru teşhisi koyacak kimse de bir doktordan başkası olamaz. Hâlbuki bitkisel tedavi uygulayıcıları genelde doktor olmayıp sadece belirtilere bakarak terkip veren kimselerdir. Hastalığın doğru teşhisi konulunca, bilimsel tıbbi tedavi yanında doktorunuzun izniyle bitkisel tedavi de uygulayabilirsiniz. Ancak verilen bitkilerin mevcut tıbbi tedaviye problem çıkartacak şeyler olmaması için mutlaka doktorunuz bilgisi dâhilinde olmalıdır.

Kitabınızı kimler için kaleme aldınız?

Hastalar kendi inandıkları ve güvendikleri tedavi yöntemini zararlı olmadıkça seçmekte özgürdürler. Çünkü tıbben tedavi olacağına inanmanın tedavi üzerindeki etkisi kanıtlanmış bir gerçek. Bu aşamada bitkisel tedaviye başvuran hastalar aldıkları bitkilerin gerçekten istenen etkilere sahip olup olmadığını kitabımızdan bulabilirler. Doğru etkilere sahip bitkilerle en azından kandırılmamış olurlar.

Sizi medyada mucize kürler ve bitkisel ilaçlardan oluşan reçeteler verirken hiç görmedik, özel bir sebebi var mı?

Bu mucize kürlerin hiçbirisinin tedavi edici özellikleri bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bazı ufak tefek şikâyetler giderilebilir ya da idrar söktürücü, kabız yapıcı, ishal yapıcı, öksürük yumuşatıcı bazı etkilerden faydalanılabilir. Ancak bunlar genellikle hastalığı kökten iyileştirmeye yönelik değil hastalığın şikâyetlerini giderici etkilerdir. Zaten bu tip kürlerin kullanılmasında en önemli problem dozdur. Eldeki bitkinin ne kadar etken madde içerdiğini bilmek hemen hemen imkânsızdır. Benim kitabımda da bazı karışımlar bulabilmek mümkün ancak ben bu karışımları özellikle asla zararlı olmayacak bitkilerden vermeye özen gösterdim.

Show programlarında bitkisel kür hazırlanmasını ve verilmesini doğru buluyor musunuz?

Her hasta kendi içinde ayrı bir problemdir ve şov programlarında bu tip kürler tavsiye edilmesi toplu reçete yazıp insanların eline vermek gibidir. Bu da çok doğru bir yöntem gibi gelmiyor bana. Ancak bu kürler doktor kontrolünde kullanılacaksa kabul edilebilir

Bitkisel tedavi yöntemlerinin mucize olarak gösterilmesi sizce doğru mu?

Ben zaten bitkisel tedavide herhangi bir mucize olamadığını ancak bazı hastalarda uygulanabilir bir yöntem olduğunu söylüyorum. Bugüne kadar hiçbir alternatif tıp yönteminin tıbbi tedaviye üstünlüğü kanıtlanmamıştır.

Bitkisel tedavi değil umut satıyorlar

Dr. Adil Asımgil Piyasadaki şifalı bitkiler kitaplarını incelemeye başladığı 1990 yılından beri ciddi sayılabilecek kitapların ön planda olmadığını söylüyor. “Bazı yabancı kitaplardan çeviriler vardı ancak onlar da konuya hâkim olmayan kişilerce çevrildiğinden kültürümüze uymayan noktaları vardı. Buna karşılık asla ciddiye alınamayacak birçok bitkisel tedavi yöntemi içeren kitaplar hep ön plandaydı. Bugün de bu gelenek sürüyor. Pazarlama yöntemi olarak kullanılan umut satmak tahminlerden çok daha fazla işe yarıyor. Bu pazarlama yöntemi tıpkı Redkit'te nehirden şişelere doldurduğu suyu her derde deva olarak halka satan doktor gibi. Bel ağrısına iyi gelir diye yapılan bir terkip düşünelim. Eğer bel ağrısı sebebi bir tümörse bu terkip sadece vakit kaybetmenize sebep olacaktır.”