ABD'de son dönemde artış gösteren bombalı tehditler, kilise ve sinagoglara düzenlenen terör saldırıları, aşırı sağın yükselişiyle orantılı olarak gerçekleşiyor.
İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) tarafından hazırlanan ‘Amerika’da aşırı sağ tehdidi’ başlıklı çalışma, özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası dönemde ülkedeki aşırı sağcı beyazlar tarafından gerçekleşen saldırıların oranında büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Ülkedeki en büyük tehdidin içeriden kaynaklandığı ifade edilen raporda, şöyle bir bilgiye yer veriliyor:
Yapılan araştırmalara göre, ABD'de 2000-2010 yılları arasında aşırı sağcı grupların saldırılarının oranı yüzde 6’dan yüzde 35’e yükseldi. 2010 sonrası dönemde ise bu durumun seyrini sürdürdüğü belirtiliyor.
- Araştırmaya göre, aşırı sağın yanı sıra beyaz ırkçı ideoloji, Müslüman ve mülteci karşıtlığı, siyahi milliyetçilik ve sol radikalleşme ülkedeki en önemli tehditlerin başında sıralanıyor. Saldırıların arkasında her hangi bir yabancı terör örgütünün olmadığına dikkat çekilen araştırmada, tüm saldırıların ortak noktasının ‘yabancı karşıtlığı’ ve ‘milliyetçilik’ olduğu belirtiliyor.
Özellikle 11 Eylül sonrası dönemde ABD’nin ‘terörizm karşı savaş doktrini’ kapsamında tüm gözlerin Afganistan ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu’ya çevrildiğinin belirtildiği araştırmada, buna karşın geçen 17 yıllık süreçte ‘aşırı sağ radikalleşme’ ve kimliklerini Müslüman ve mülteci karşıtlığı üzerine inşa eden diğer grupların oluşturduğu iç tehdidin görmezden gelindiği ifade ediliyor.
Saldırıları kimler yapıyor?
Araştırmaya göre, 11 Eylül sonrası dönemde hiçbir yabancı terör örgütü ABD’yi doğrudan içeriden hedef alamazken, buna karşın son dönemdeki saldırıların iki farklı kesim tarafından gerçekleştiğini ifade ediyor. Araştırmada, “İlk grup saldırganların sosyal medya üzerinden DEAŞ vb. örgütlerden etkilenerek radikalleşen ve kökenleri Ortadoğu ve Asya’ya dayanan Amerika’da yaşayan ya da burada yetişmiş bireylerdir. İkinci grubu oluşturanlar ise Amerikalı olan aşırı sağcı radikallerdir. Bu grubun içerisinde yer alanlar genel olarak rahat bir şekilde silah erişimine sahip olan, sosyal medya kanalları üzerinden radikalizme yönelen ve Amerikan toplumu içerisinde rahatlıkla hareket edebilen kesimlerdir.” ifadeleri kullanılmıştır. Her iki grup saldırganların da doğrudan bir yabancı terör örgütü ile bir bağlantıya sahip olmadığı belirtiliyor.
Beyaz ırkçı gruplar silahlandı
Ülkede 11 Eylül sonrası dönemde radikal gruplar tarafından yapılan saldırılarda ölenlerin sayının 104, aşırı sağcı grupların saldırılarında ölenlerin sayısının ise 109 olduğunun belirtildiği araştırmada, buna karşın aşırı sağcı grupların tanımlanması konusunun henüz bir muamma olduğu ifade ediliyor. Aşırı sağcı grupların ülkede artan saldırılarına karşın bu grup ve bireylerin ‘terörist’ yada ‘terörizm’ ile ilişkilendirilmesinden kaçınıldığının belirtildiği araştırmada, ABD’li karar vericilerin bu tutumunun Ağustos 2017’de Virginia’nın Charlottesville kentinde beyaz ırkçı grupların silahlı şekilde sokağa çıkması örneğinde olduğu gibi sorunun daha da derinleşmesine neden olduğu ifade edildi.
2020'nin rövanşı için ringe çıkmaya hazırlanıyorlar: Biden ile Trump başkan adaylığı için gereken delege sayısına ulaştı
ABD'den katil İsrail'e 26 milyar dolarlık can suyu: Masama gelir gelmez imzalayacağım
Moskova katliamının failleri yakalandı: İşte teröristlerin kimlikleri! Kanlı saldırıda ölü sayısı artıyor... 'Ukrayna'ya kaçmaya çalıştılar'
441 bin Gazzeli engelli kalabilir
AB'den İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına düzenlenen saldırıya kınama