Metal’de uzlaşma yok grev yolda

MESS ile işçi sendikaları arasında yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinden 105 gündür sonuç alınamadı. işverenin 6,4’lük zam teklifini yetersiz bulan sendikalar, grev ve iş yavaşlatma hazırlığı yapıyor. Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, kazancını paylaşmayan işverene para kazandırmama kararlılığında olduklarını söyledi.

Arzu Kurum Yeni Şafak
Görüşmeler105 gündür sürüyor: 130 bin işçi zam bekliyor

Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan metal sanayi sektöründe Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Çelik-İş, Türk Metal ve Birleşik Metal-İş sendikaları arasında 5 Ekim 2017 tarihinde başlayan toplu iş sözleşmelerinde bir türlü uzlaşma sağlanamıyor. 130 bin metal işçisini kapsayan sözleşmeler dolaylı olarak da birçok sektörü etkiliyor.

MESS’in önceden uzlaşma komisyonuna sunduğu yüzde 3,2’lik zam teklifini; yüzde 6,4’e yükseltmesi sektör çalışanlarını ikna etmeye yetmedi. Gözlerin çevrildiği işçi sendikaları, metal sektöründe ücretlerin düşüklüğünü ön şart olarak göstererek; uzlaşmaya yanaşmıyor. İşçi eylemlerinin sürdüğü üretim alanlarında grev çağrıları da yükseliyor.

MESS ESKİ TÜRKİYE’DEN BİR TÜRLÜ ÇIKAMIYOR

Son gelişmeleri Yeni Şafak'a değerlendiren Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, Türkiye’nin ekonomisinin amiral gemisinin metal işçileri olduğuna dikkati çekti. Değirmenci; “Bizim alın terimiz ve emeğimiz var. Biz bugüne kadar iş barışı bozulmasın, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar olumsuz hale dönüşmesin diye ince eleyip sık dokuduk. Görüyoruz ki MESS hala eski alışkanlıklarını bitirmiyor. Eski Türkiye’den çıkamıyor. Artık Türkiye değişti, dünya değişiyor. Şartlar değişiyor. Biz 9,5 liraya otobüs yapmak istemiyoruz” dedi.

Üyelerinden gelen talepleri Türkiye’nin koşullarına göre değerlendirmek istediklerini kaydeden Değirmenci, “MESS; biz teklifimizi sunduk bundan öteye gitmeyiz diyorsa 3 tane iş kolu sendikası var. Bunlara savaş açıyor demektir. Bu konu 130 bin işçiyi ilgilendiriyor. Biz de bu taslağımızla ilgili üyelerimizin kabul edeceği, hoşgörüyle karşılayacağı bir rakam sunuluncaya kadar geri adım atmayacağız” diye konuştu. MESS tarafının OHAL’den dolayı grev ertelenebilir düşüncesine kapılmış olabileceğine işaret eden Çelik-İş Başkanı Değirmenci, “Hatta ertelenebilir de bilmiyorum. Ertelenmesi halinde içeride çalışmayız. Kazancını bizimle paylaşmayan; adaletli olmayan işverenlere de bundan sonra para kazandırmayız” ifadelerini kullandı.

'KÜÇÜK ZAMLA KAMU YANILTILIYOR

Masadan tarafların uzlaşabileceği bir ücret zammıyla ayrılmak istediklerini belirten Değirmenci, şunları kaydetti: “Arabulucu raporumuz bugün yarın gelmek üzere. Rapor geldikten sonra kurulları toplayarak; hızlıca grev kararını alıp hayata geçirmeyi istiyoruz. MESS geri adım atar mı, atmaz mı bu onların bileceği bir iş. Sonrasını onlar düşünsün.” MESS tarafının kendilerini anlaması gerektiğini anlatan Değirmenci, “Ücret artış ortalamasının yüzde 10,5 olduğu bir metal iş kolundaki işçiye yüzde 6,4 zam oranı vererek kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Durum böyle olunca benim de diğer sendika başkanlarının da söyleyeceği çok söz var” dedi.

'İş kolunun çıkarları' iddiasını sürdürüyor

Konuyla ilgili Yeni Şafak’a yazılı açıklamada bulunan Metal İşverenleri Sendikası (MESS) ise;“Metal sektöründe çalışma barışının devamlılığını sağlamak amacıyla uzlaşma yolunda bir adım attık. Ücret zammı teklifimizi, Ağustos 2017 ile biten altı aylık dönem enflasyon oranı olan yüzde 3,2’nin iki katına, yüzde 6,4’e yükselttik” hatırlatmasında bulundu.

HEDEFLER DENGEDE OLMALI

Memur ve emeklinin, altı aylık dönemde yüzde 4 zam için anlaşıp enflasyon farkıyla yüzde 5,69 zam alacağı bir süreçte iş kollarındaki işçi sendikalarının yüksek ücret artışı taleplerinin, ekonominin herhangi bir parametresiyle açıklanamayacağı eleştirisine yer verilen açıklamada; “Fabrikaların ayakta kalabilmesi için maliyetlerin karşılanabilir olması gerekir. İşletmelerde yüksek oranda maliyet artışı olursa ihracat pazarları korunamaz, işletmeler zorlanır, işsizlik artar. Hepimizin ortak amacı ülkemizde üretilen ürünlerin dünya pazarlarında daha fazla talep görmesini sağlamaktır. Ancak bu yolla daha fazla ihracat yapabilir, yeni istihdam olanakları üretebiliriz. Türkiye’nin rekabet gücünün artırılması ve çalışan refahında sürdürülebilir bir gelişme sağlanması hedefleri dengede olmalıdır” denildi.