'Afrin’e kara harekatı an meselesi'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde Suriye'de birkaç Fırat Kalkanı'nın daha gerekli olduğunu kaleme aldı.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Ömer Lekesiz, Hasan Öztürk, Ahmet Ulusoy.

Hasan Öztürk, Hayrettin Karaman, Ahmet Ulusoy, Yusuf Kaplan ve Ömer Lekesiz'in yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

0. Akdeniz’e ulaşmış olacak

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bir kaç gündür Fırtına obüsleriyle Suriye’nin Afrin bölgesindeki terör örgütü YPG mevzilerini vuruyor. Sınırımızda askeri hareketlilik arttı… Ve Türkiye’nin yakın bir gelecekte Afrin’e kara harekatından söz ediliyor. Önce hatırlatma… Afrin denen bölge, YPG’nin elinde. Ancak buradaki YPG’liler Amerikan bayrağı altına sığınanlardan değil. Bölge Rusya’nın himayesinde. 

Hatırlayın 3 Mayıs 2017’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Putin ile görüşmek üzere Soçi’ye gittiğinde, elindeki dosyada PYD militanları ile Rus askerlerini birlikte gösteren fotoğraflar da vardı. Rusya bayrağının Afrin’de görüntülenmesi Putin’e sorulmuştu.

Hasan Öztürk'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

1. Bu tedbîrlerin önemli ve etkili olanları

Seküler bir yaklaşımda sosyal adalet şöyle tarif edilmiştir: “Sosyal adalet en yalın anlatımla, nimet ve külfetlerin toplumda adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Bir başka deyişle, toplumda herkesin hakça bir paylaşım olduğu konusunda genel bir kanaatinin bulunmasıdır.” Yukarıdaki tanımlamayı tercih eden Dr. Onur Sunal’ın şu değerlendirmesi de dikkat çekicidir: “Günümüzde, 2008 yılında yaşanan küresel iktisadi krizle birlikte son derece açık bir şekilde görülmüştür ki, sadece göstermelik bazı siyasal ve medeni hakların varlığı ve devlet müdahalesi olmadan iktisadi açıdan serbest piyasa ekonomisinin egemenliği, sonunda büyük adaletsizlikler ve eşitsizlikler doğurmaya oldukça yatkındır.” Bize göre “Allah’ın insanlığa bahşettiği güç ve imkânların, toplum tarafından dengede tutulması, bu denge içinde herkesin hakkını alması, insanlığını gerçekleştirebilmesi” mânâsındaki adâlet, Kur’ân-ı Kerîm’de bütün nevileri ile ele alınmış ve gerçekleştirilmesi istenmiştir. “Şüphesiz Allah adâleti, iyiliği ve yakınlara vermeyi (yardımı) emreder; hayasızlığı, kötülüğü ve taşkınlığı yasaklar” (16/90) meâlindeki âyet İslâm’ın hukuk, ahlâk ve cemiyet nizâmının temelini teşkil etmektedir.

Hayrettin Karaman'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

2. ABD’deki Silikon Vadisi

Türkiye’de Üniversitelerin yaşadığı sorunların temelindehükümetlerin ve hatta toplumun bilime ve bilim adamına verdiği/vermediği önem yatmaktadır. Bilim ve bilim adamı birçok platformda ikinci planda tutulmakta, madden ve manen yeterli desteği alamamaktadır. Yeterli/gerekli desteği alamayan nitelikli beyinler yurtdışına gitmekte, özel üniversitelere geçmekte ya da devlet üniversitelerinde ayakta kalma mücadelesi vermektedir.  ABD’de veya diğer gelişmiş ülkelerde  buluş yapan, yeni teknoloji üretenlerin büyük bir kısmının başka ülkelerden gelen bilim insanları (silikon vadisinde çalışan bilim adamlarının % 70’inden fazlası başka ülkelerden gelmiş-beyin göçü) olduğunu unutmamak gerekir.

Ahmet Ulusoy'un yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

3. O yüzden hedef tahtasına yatırılıyor

Katliamlar, savaşlar, işgaller durdurak bilmiyor dünyanın her yerinde, özellikle de bizim medeniyet coğrafyamızda… İnsanlık, bir uçuruma doğru sürükleniyor… Sıkı durun şimdi: İnsanlığı uçuruma sürükleyen şey, katliamlar, savaşlar, işgaller mi? Hayır! Bunlar sonuç sadece. İnsanlığı ontolojik felakete, dekadansla ölüm dansı intiharına sürükleyen üç şey: Hız, Haz ve Ayartı! Toplu olarak intihar ediyor insanlık: Güle oynaya hem de. ÇIKIŞ YOLU: HAYATA EVET DİYEBİLMEK, ÖZ’E DÖNMEK… Bir çıkış yolu yok mu, peki? Var, elbette ki.

Yusuf Kaplan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

4. Zihin temizleme meselesi

Gazetemizde de yer alan bir habere göre, uyuşturucu illetine karşı yürütülen mücadelede, Türkiye’ye özgü ayakta tedavi modeli olan Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ni (YEDAM) geliştiren Yeşilay, bir adım daha öteye giderek, yeni rehabilitasyon merkezleri açmaya hazırlanıyormuş. Bir adım daha öteye gitmek derken hıfzedilen ilk adımdan kasıt, kişinin bağımlılıktan kurtulabilmesi için, halen AMATEM’ler tarafından yürütülen gerekli tıbbi müdahaledir. Yeni durumda ise, vücudu zehirden arındırılan kişinin, tıbbi tedavi sonrası temizliğinin sürebilmesi için, bazen bir serviste kalarak tedavinin üst aşaması olan rehabilite dönemine girmesi gerekiyormuş. İşte bu maksatla açılacak olan yeni rehabilitasyon merkezlerinde, ailesi olmayan, uyuşturucu kullandığı için sosyal çevresi tarafından dışlanmış ve tekrar uyuşturucuya geri dönme ihtimali bulunanların, tıbbi tedavileri bitmesine rağmen hala iyileşmemişlerse, zihinleri temizlenecekmiş. Uyuşturucu yaman bir tehlike! Dolayısıyla uyuşturucu kullanımına karşı yapılabilecek her fiil ciddiye alınmalı, bu mücadelede görev alanlar her türlü imkanla desteklenmelidir.

Ömer Lekesiz'in yazısının tamamını okumak için tıklayınız: