DNA savaşları

Aspen Güvenlik Forumu’nda konuşan ABD’li politikacılar gönüllü olarak paylaşılan DNA örneklerine dikkat çekti. DNA test hizmetleri tarafından toplanan biyo-örneklerin belirli grupları ve hatta bireyleri hedef alacak şekilde biyolojik silahlar geliştirmek için kullanılabileceği iddia edildi.

Dış Haberler Yeni Şafak
DNA

ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi üyesi Jason Crow, insanları yeni tür silahların geliştirilmesi nedeniyle DNA’larını özel şirketlerle paylaşma konusunda bu kadar cüretkar olmamaları konusunda uyardı. Kişilerin DNA verilerinden tıbbi profilin çıkarılabileceği ve o kişiyi öldürecek; savaş alanında çıkaracak biyolojik silahların üretilebileceğini belirtti. Crow, insanların soyları ve sağlıkları hakkında fikir edinmek için genetik haritalarını DNA işleyen ve arşivleyen özel şirketlerle isteyerek paylaştığı hizmetlerin popülaritesi göz önüne alındığında, endişe verici bir durum olduğuna işaret etti. “DNA verilerinin nasıl korunduğuna dair halka açık bir tartışma düzenlenmesi gerektiğini kaydeden ABD’li siyasetçi, Amerika’daki genç kuşağın mahremiyet hassasiyetinin çok düşük olduğundan dert yandı.

Çin endişesi

ABD’li Senatör Joni Ernst de durumun vehametini vurgulayarak, biyolojik silahların sadece insanları hedef almadığının altını çizdi. Söz konusu silahın belirli hayvanları hedef almak için de üretilebileceğini vurgulayan Ernst, DNA verilerinin kıtlık ve gıda güvensizliği yaratma aracı olarak kullanılabileceğini ifade etti. Geçen yıl, ABD’li Senatör Marco Rubio, Rus ve Çin laboratuvarlarının Medicare ve Medicid aracılığıyla Amerikalıların DNA testlerini işlediğine dair alarm eleştirilerde bulunmuş, yaptığı açıklamada, “Mevcut politikalarımızın Çin Komünist Partisi’nin Amerikalıların genomik verilerine erişmesini sağlaması saçma” ifadelerini kullanmıştı.

Veri merkezi de olabiliyor

DNA’da veri depolama teknolojisiyle ilgili son yıllarda önemli başarılara imza atıldı. DNA tabanlı veri depolamanın en büyük avantajı; üzerine depolanabilecek verinin inanılmaz derecede büyük olması. Yapılan çalışmalar, DNA’da veri saklama alanının giderek yaygınlaşmasının; hızla artan depolama ihtiyacı sorununa bir çözüm olabileceğini gösteriyor. Bu teknolojiyi cazip kılan bir başka sebep de yüzlerce yıl önce yaşamış canlıların bozulmamış DNA’larına hala ulaşılabiliyor olması verilerin düzgün koşullarda DNA üzerinde çok uzun yıllar saklanabileceğini göstermektedir.

GENETİK SOY AĞACI ÇIKARAN ŞİRKETLER RİSKİ ARTIRDI

İnsanlar kökenlerine dair çok daha fazlasını merak etmeye başladı. Bu durum da genetik soy testlerine yönelik ilgiyi oldukça arttırdı. Söz konusu hizmeti veren şirketler, özellikle yurtdışında yaygın. Bu şirketlerin müştelerinden istediği sadece, ödeme aşamasından sonra gönderilen paketin içerisindeki pamuğu damaklarına sürüp tükürükleriyle ıslatmaları. Ardından paketlenip gönderilen tükürük numuneleri üzerinden edinilen genetik bilgiler, şirketin, müşterilerine atalarının hangi milletten olduğuna dair bilgiler sunmasına olanak sağlıyor. Nörobilimciler, söz konusu popüler soyağacı sitelerinin müşterilerinin kişisel bilgilerini üçüncü kişilerle paylaşmasından gün geçtikte daha da endişe duyuyor. 23andMe isimli genetik soy araştırma şirketi, 149 dolar karşılığına müşterilerinden edindiği tükürük örnekleri ve dolayısıyla da DNA bilgilerini büyük bir ilaç şirketine sattığında büyük bir tartışma başlamıştı.

Anadolu'nun gizli DNA hazinesini araştıracak

Uygurları DNA örnekleri ile takip eden Çin'e tepki: Dünya, Pekin Olimpiyatları'nı boykot etmeli