Sinemanın klişeleri belgesel oldu

Sinemayla ilgilenen, film çeken veya uzman olsun olmasın eleştirmenliğe soyunan hemen herkes, muhakkak klişe kalıpları kullanıyor. Bu gerçeklikten yola çıkan yönetmen Koray Sevindi ve arkadaşları, sinemanın klişelerini belgesel yaptı. Klişeden beslenmenin kolaycılık olduğunu söyleyen Sevindi, bu yöntemin televizyon dizileri için mantıklı ve garanti olduğunu da ekliyor.

Halime Kirazlı Yeni Şafak
​Sinemanın klişeleri belgesel oldu.

“Yönetmen olmak istiyorum”, “Sinema benim hayatım”, “Benim senaryom iki dakikada anlatılabilecek bir şey değil”, “Klişeye düşmemeye çalıştım, düzgün bir iş yaptım” gibi sinema klişelerini ya kullanmış ya da çevremizde sinemayla ilgilenen kişilerden duymuşuzdur. “Neden Sinema” isimli sahte belgesel (mockumentary) türündeki yapım, bir sinema eğitimine katılan kişilerin atölye süresince başından geçenleri, o zaman zarfında kullanılan basmakalıp ifadeleri komik bir dille anlattı. Yönetmeliğini Koray Sevindi’nin, senaryosunu ise Seyit Mehmet Yıldız, Hasan Aktaş ve Sevindi’nin yaptığı belgesel film, cumartesi günü BİSAV’da galasını gerçekleştirdi.

BİLDİKLERİNİZİ BİR DE BÖYLE İZLEYİN

Filmde; atölyede tanışarak arkadaş olan Kerim, Berkay, Sertaç ve Ahmet’in sinema yolculuğu, mülakat sürecinden sertifika törenine kadar karakterlerin görüşleri ve flashback sahnelerle izleyiciye aktarılıyor. Eğitim ilerledikçe katılımcılar film çekiyor, çektikleri işler diğer katılımcılar tarafından yorumlanıyor. “Çocuk oyuncuyu nereden buldun”, “Burada vermek istediğin mesaj ne”, “Filmi anlamadım yapmak istediğini açar mısın” gibi her film söyleşisinde sorulan sorular yönetmenlere yöneltiliyor.

Klişenin kolaycılık olduğu kadar garanticilik de olduğunu söyleyen yönetmen Koray Sevindi, iyi bir çıkış noktası olarak gördüğünü söyleyerek şu değerlendirmede bulundu: “Klişe; işe yaramış ve çok fazla uygulanmış olduğu için, öğrencilere önemli bir referans. Kendi dünyası ve düşüncesine göre revize etmesi önemli. Yeşilçam’da da olan bir şey klişe. Birbirini tekrar eden şeylerin kullanılması, risk almamak demek. Ortalama izleyiciyi hedefliyorsak, klişelerden beslenmek, onların kendi dünyasında olan, karşılaştıkları, bildikleri şeyleri anlatmak aslında kolaycılık. Ama özellikle televizyon dizileri için mantıklı ve daha garanti bir şey.”

ONU SADECE SEN DÜŞÜNMEDİN

Sevindi, eserini sahte belgesel türünde yapmasının nedenini ise yaşadıkları süreçlerin bire bir uyarlamasını gerçekçi bir zeminde sunmanın en iyi yolu olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 yıldır sinema eğitimlerinin mülakatlarına giren Sevindi ve arkadaşları, yıllar içerisinde karşılaştıkları durumları not alarak filme aktarmak istemiş. Yazarken ve çekerken çok güldükleri bir iş olduğunu belirten Sevindi, senaristlerden birisinin, kendi mülakatını filme eklediğini sözlerine ekledi.

Sinema okullarında işinin izlenmesini isteyen yönetmen, tüm bu gerçekliği tiye alma nedenlerini ise “Sinema atölyelerinde çok mülakat yaptık. Onlarda gördüğümüz; genelde birçok kişi bazı şeyleri kendisinin düşündüğünü, bazı farkındalıkların sadece kendisinde olduğunu düşünüyor. Sinema yapmaya çalışan, sinemayla ilgilenen öğrencilerde gördüğümüz bu tarz olayları göstermek, ‘Siz tek değilsiniz, herkesin böyle bir yolculuğu var’ demek, biraz da farkındalıklarını artırmak istedik” diye açıkladı.

BELGESEL DE GERÇEK DEĞİL

  • Yapımdaki dört ana karakteri dört arketip üzerinden oluşturduklarını ifade eden yönetmen, “Carl Gustav Jung’un arka tiplerinden hareket ettik. Kral, savaşçı, büyücü ve aşık diye. Karakterlerin özelliklerini bunun üzerinden çizdim. Arketiplerin baş harflerini karakter isimleri yaptık; kral Kerim, büyücü Berkay, savaşçı Sertaç, aşık Ahmet diye. Yani böyle de bir tarafı var, ona da bir gönderme yapmış olduk. Ayrıca bu yapımla, belgeselin de bir yönetmen işi olduğunu bilmelerini, farkında olmalarını ve ‘acaba mı’ sorusunu sormalarını istedim. Çünkü genelde insanlar belgesele yüzde yüz gerçekmiş gibi yaklaşıyor” dedi.

İcat çıkaranlar kulübü film oldu