Müminin söz disiplini

Beyan etmek, ya da daha basit bir ifadeyle söz söylemek, Allah’ın insana bahşettiği en büyük nimetlerden biridir, denilebilir. Bu sayede insan meramını anlatabilir ve yaşantısı sürdürülebilir hale gelir. O halde söz söylemek sıradan bir iş değil, aksine sorumluluklar gerektiren bir eylemdir.

Zeynep Betül Erhun Yeni Şafak
Arşiv

Söz söylemek canlılar arasında sadece insana mahsus bir özelliktir. Ancak söylenilen sözün doğruluğuna veya yanlışlığına dair verilen nihai karar, insana ait değildir. Kelam sıfatıyla tenezzül ederek insana vahyi gönderen Allah, söz söylemenin gereklerini ve inceliklerini de Kur’an-ı Kerim’de belirtmiştir. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç.Dr. Esra Hacımüftüoğlu Kur’ân-ı Kerim’e göre mü’minlerin ağız ve söz disiplininin nasıl olması gerektiğini yazdı.

Yüce Allah, insanoğlunu yeryüzünün imarı ile memur kılmıştır. Bu imar sadece yeryüzünün insana musahhar kılınışını ve Âdemoğlu’nun bunu maddi olarak yapılandırmasını değil; aynı zamanda manevi planda da bir medeniyet inşasını öngörmektedir. Peki insanın kendini/ömrünü imar ederek bir medeniyet tasavvuruna ulaşması için işe önce nereden başlaması gerekecektir? Bu sorunun cevabı belki de Yüce Allah’ın insanı bir söz ile yaratması (kün feyekun), söz ile muhatap alması (vahiy), Âdem’e esmayı ve insana beyanı öğretmesi ve neticede insanın beyanının gerektirdiklerinin sorumluluğunu üstlenecek olmasında saklıdır.

SORUMLULUK GEREKTİRİR

Beyan etmek, ya da daha basit bir ifadeyle söz söylemek, Yüce Allah’ın insana bahşettiği en büyük nimetlerden biridir, denilebilir. Bu sayede insan meramını anlatabilir ve dünya yaşantısını sürdürülebilir hale getirebilir. Zaten bütün peygamberlerin tebliğleri de söz iledir ve Kur’ân’ın ifadesiyle “Onlara sözlerin en güzelini (kavl-i tayyip) söylemek nasip edilmiş…”tir. O halde söz söylemek sıradan bir iş değil, aksine sorumluluklar gerektiren bir eylemdir. Bu sorumlulukların ne olduğu ve nasıl sonuçlar doğurduğu ise Allah Teâla tarafından bildirilmiştir.

İÇSEL TAVIRLAR SÖZEL OLARAK DIŞARI VURULUR

İman, başlangıcı ve bitişi itibariyle kalbi bir mesele olmakla birlikte, onun aktive edilmesi ve kemal bulması söz ve eylemlerle mümkündür. Bu öyle bir durumdur ki, bir insan kelime-i tevhid sözü ile mü’min olabilmekte, aynı şekilde küfrü gerektiren bir söz ile de iman dairesinden çıkabilmektedir. Demek ki söz söylemek, sadece ağızdan çıkan harflerle ilgili bir hal değil, bilakis kişinin iç âleminde yaşadığı duyguların dışa vurum şeklidir. Yine bundan dolayıdır ki, Kur’ân-ı Kerîm’de inananların sözünün (kavlu’l-mü’minîn) ‘semi’na ve eta’na’ (işittik ve itaat ettik) olduğu bildirilirken, inanmayanlardan çıkan söz ise ‘semi’na ve ‘asayna’ (işittik ve isyan ettik) ifadesidir. Bu ayetler, salt bir söylemi ifade etmekten ziyade, insanların iman karşısındaki içsel tavırlarının sözel olarak dışa nasıl yansıdığının göstergesidir.

SÖZÜN GÜZELİ SÖYLENMELİ

Temel bir söz ve ağız disiplini olarak, Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de inanç ayrımı yapmaksızın şu talepte bulunur: “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler (yekulu’l-leti hiye ahsen). Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” Bu ayette insanlar kulluk paydasında eşitlenmiş ve mutlak anlamda onlardan güzel söz söylemeleri emredilmiştir. Aslında tek başına bile bu ayet, söz söyleme disiplininin gereğine işaret etmektedir.

İLK BAŞTAN BERİ EMREDİLİYOR

Aynı şekilde vaktiyle İsrailoğullarından alınan söze atfen belirtilen ama muhteva itibariyle bütün insanlığa hitabeden ‘İnsanlara güzel söz söyleyin’ ayeti de, güzel söz söylemenin ilk başlardan itibaren bütün insanlığa emredilen bir husus olduğunu göstermektedir. Bu ayette, güzel söz söylemenin, Allah’tan başkasına ibadet etmemek, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik etmek, namazı kılmak ve zekât vermek gibi dinin temel konularıyla birlikte zikredilmesi de ayrıca dikkate değer bir durumdur.

Söz bilinçle söylenmeli

  • Kendisini ‘cevâmiu’l-kelîm’ olarak tanıtan ve üslubu da bu şekilde olan Peygamber Efendimiz’in de bu konuda pek çok hadisi bulunmaktadır. Mü’minlerin ağız ve söz disiplininin ehemmiyetini belirleme sadedinde verilebilecek belki de en güzel hadis şu şekildedir: “Bir kul, Allah’ın hoşnut olduğu kelimelerden bir kelimeyi, söylediği sözün neticede ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar büyük bir etkiye sahip bulunduğunu bilemeden söyler. Söyler de Allah o kimseyi bu kelime sebebiyle birçok derecelere yükseltir. Bir kul da Allah’ı öfkelendirecek kelimelerden Allah’ın gazabını celbedecek bir kelimeyi, hiç ehemmiyet vermeden (umursamadan) söyler de, kendisi o kelime sebebiyle cehennemin içine düşer.” Bu hadis, insanların söz söylerken her zaman asgari de olsa bir bilinç halinin bulunmasının gereğini anlatmaktadır.