'Google canlı bomba haline getirmiş'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... İsmail Kılıçarslan köşesinde Manchester ve Londra saldırılarına işaret etti. Hasan Öztürk, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve Abdullah Muradoğlu da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Haber Merkezi Yeni Şafak
​İsmail Kılıçarslan, Hasan Öztürk, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve Abdullah Muradoğlu

İsmail Kılıçarslan, Hasan Öztürk, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve Abdullah Muradoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:


0. En zararlı şeyi yaparak bir konserde kendini patlatıyor

Benim 22 Mayıs gününe kadar bu hanım kızın varlığından haberim yoktu. Doğrusu 22 Mayıs günü de çok ilgilenmedim kim olduğuyla. 22 kişinin hayatını kaybettiği, 59 kişinin yaralandığı Manchester Arena patlaması esnasında ‘sahnede konser veren kız’ olarak şöyle bir geçti ismi gözümün önünden.Grande’nin gerçek manada gündemime girmesi için 5 Haziran gününü beklemem gerekti. Yani, Londra saldırısının gerçekleştiği ve İngiltere Başbakanı Theresa May’in Twitter, Facebook ve Google’ı ‘teröristlere güvenli alan oluşturmak’la suçladığı o açıklamasına kadar.   Buraya döneriz. Manchester Arena saldırısında bombayı patlatan Selman Abadi de Ariana Grande ile aynı yaşta. Selman, Manchester’da dünyaya gelmiş. City-United ikileminde tercihi United olmuş. Takımın hastası. Güvenlik görevlisi olarak çalışan babası Ramazan Abedi, vaktiyle Kaddafi rejiminden kaçarak gelmiş gurbet ele.  

İsmail Kılıçarslan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

1. 'Balık hafızalı değiliz… Hatırlayalım'

Başbakan Binali Yıldırım ile cumartesi akşamı Çankaya Köşkü’nde iftar ettik. Birçok konuda biz sorduk, Binali Bey cevaplandırdı. Ben size bir kısmını aktarmak istiyorum.

Bunlardan ilki Binali Bey’in FETÖ davalarında sanıkların savunma adı altında “Ben değildim, ben yoktum, ben yapmadım” gibi abuk ifadelerini nasıl yorumladığına ilişkindi. Dedi ki, “Ne şov yaparlarsa yapsınlar, Türk adaleti gereken cezayı ve kararı verecek.”Ve ekledi, “Türkiye bir hukuk devleti. İlk savunmalarını yapmalarına müsaade etmek gerekir. Yoksa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) bahane üretirler. Ne yaparlarsa yapsınlar. Darbe girişiminde bulundular mı? Suçüstü yakalandılar mı? Her şey ortada. Darbeye kalkışanların bundan sıyrılmalarını düşünmeleri beyhude.” Ak Parti teşkilatlarının FETÖ davalarına yeterince ilgi gösterip göstermediğine ilişkin sorumuza dedi ki, “Ben dahil hepimiz bu davaların müdahiliyiz. Bundan sonraki süreçlerde Ak Partililer olarak davaları daha da yayından takip edeceğiz.”

Hasan Öztürk'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

2. 'İşte yavrum bu… Meleğim bu' dedi

İki kişinin gözyaşlarına şahit oldum. Erdemli ve temiz gözyaşlarıydı. Umut doldu içime. Çünkü idealleri uğruna gözyaşı döken insanlar var oldukça, gelecek için umutlanmalıyız. Sadece umutlanmamalı, aynı zamanda örnek almalıyız.

Uçak yolculuğumuz esnasında açtı bana konuyu. Bir melekten bahsediyordu. Sesi titrek, gözleri ışıltılı, yüreği heyecan doluydu. Evlat sevgisinin bir kadını nasıl derinden etkilediğini, annelik aşkının birini nasıl da meleğe çevirdiğini gördüm o anda. Annesi ve babasının terk ettiği minik bir kız çocuğuna koruyucu aile olmak için çabalıyordu. Evini İstanbul’dan Ankara’ya taşıdı bu yüzden. Her gün evini bayram yerine çevirecek o minik yavruyu görmeye gidiyordu. Öylesine güzel, öylesine masum yüzlü ve öylesine melekti ki o yavru… Elleri titreyerek, çektiği yüzlerce fotoğraftan birini gösterdi bana:

Kemal Öztürk'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

3. Gücü ve yapısı bağlamında bir fitil ateşleyecek

Avrupa bir seçim haftasına daha girmiş bulunuyor. Pazar günü Fransa’da yapılacak genel seçimler yeni dönemin dinamikleri açısından önem taşırken, Birleşik Krallık da 8 Haziran için geri sayıma başladı. Son dönemde sıklaşan terör hadiselerinin acısı ve karmaşası içinde bir seçim telaşı yaşayan İngiltere halkının vereceği karar merakla beklenirken, May’in ve temsil ettiği partinin elde edeceği başarının derecesi Brexit sürecinin sertliğine de yansıyacak. Bu noktada hatırlanacağı üzere May, gündemin ortasına aniden erken seçimi getirip attığında, AB’den çıkış sürecinde elinin güçlenmesi gerektiğini sebep göstermişti. Nitekim o vakit söylediğine göre, muhalefet hükümetin Brexit müzakerelerine ilişkin çalışmalarını tehlikeye sokmaktaydı.

Bu minvalde bir süredir tartışılmakta olan söz konusu seçimin sonuçlarını görüp yorumlamamıza şunun şurasında sayılı gün kalmışken, gelişmelerin çıkış noktası olarak konumlandırılan Brexit görüşmeleri de aslında kapıya geldi dayandı. Nitekim 19 Haziran günü, AB ve Birleşik Krallık o beklenen müzakerelere başlayarak uzun ve meşakkatli bir serüvenin ilk adımını atıyor olacak.

Hatice Karahan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız:

4. İklim değişikliği bütün insanları etkileyen küresel bir tehdit

Prof. Michael Mann’ın 2011 yılında yayınlanan “Yirmibirinci Yüzyılda İktidar” isimli kitabının son bölümü “Ufuktaki krizimiz” başlığını taşıyordu.  Ufuktaki kriz nükleer savaş falan değil, “iklim değişikliği” ile ilgiliydi.  Donald Trump’ın ABD’nin “Paris İklim Anlaşması”ndan çekileceğini ilan etmesiyle Mann’ın bu başlığı seçmekte haklı olduğu anlaşıldı. Trump’ın açıklaması, ABD ile “Avrupa Birliği” arasındaki çatlağı daha da derinleştirecek. 

Atmosferde sera gazlarının birikmesi iklim değişikliğine yol açan en önemli sebep. Sera gazlarının yüzde 70’inden fazlasını karbondioksit salınımı oluşturuyor. Sera gazı salınımının en az yüzde 20’si ormanların yok edilmesi sonucunda oluştu. Küresel ısınmaya yol açarak hayatı canlılar için zorlaştıran gaz salınımı kapitalizmin doymak bilmez kâr çarkının ürettiği bir sorun.

Abdullah Muradoğlu'nun yazısının tamamını okumak için tıklayınız: