Mısır ve Filistin ile ortak lezzetler

Filistin ve Mısır gelenekleriyle, sofralarıyla, alışkanlıklarıyla benzer yerler. Sürgün nedeniyle birçok Filistinlinin yaşadığı Mısır’da, pek çok ortak lezzet bulunuyor. Bugün sizlere hem Türk mutfağında hem Filistin mutfağında hem de Mısır mutfağında bulunan ortak mutfak lezzetlerimizi paylaşıyoruz.

Ülkü Menşure Solak Yeni Şafak
Ful Medames

Ramazan bizim coğrafyamıza bambaşka gelir. O eşsiz huzuru havaya bile sirayet eder. İnsanların kalplerine sükunet iner ve her sokağa Kur’an’ın rahmeti yağar adeta. Bir ramazanı daha uğurladık. Bayramımızı yaptık. Fakat Filistin’de yıllardır açık yaramız kanamaya devam ediyor. Bir yanı da refah sınır kapısı ki burası Filistin’in, kadim ülke Mısır’a açılan kapısıdır. Mısır da bizim coğrafyamızın bir parçasıdır. Onu en çok Tosun Paşa filminde, paylaşılamayan yeşil vadi ve Kahire’den gelen Osmanlı paşalarıyla biliriz. Uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalan bu ülkenin Anadolu ile akrabalık ve komşuluk ilişkileri Hititler döneminden beri süregelmektedir. Zaman ve koşullar değişse de, çoğu gelenek, adeta akrabalığımızı ilan edercesine o günkü gibi devam eder. Tıpkı Filistin’de ve Yemen’de olduğu gibi Mısır’da da şerbetler sofraları süsler. Kadayıf, fava, falafel, baklava, hatta “Asal Eswed Bel Tahina” dedikleri tahin pekmez tıpkı ülkemizdeki gibi Mısır’da da yapılır.


Silolarda uzun süre buğday saklayabiliyorlardı

Dünyanın en köklü, büyük medeniyetlerinden biri olan Mısır uygarlığı, beslenme tarihi açısından da hayranlık verici kültürel kodlara sahiptir. Tıpkı Hititler gibi buğday ve et ürünlerinin çokça işlendiği eski Mısır mutfağında beş yüzün üzerinde ekmek çeşidi bulunuyordu. Piramitlerin mucidleri besinleri bozulmadan saklamanın da yollarını bulmuşlardı. Hz. Yusuf kıssasıyla bildiğimiz buğdayı uzun süre saklama becerisi, hakikaten Mısır ileri gelenlerinin bilgisi dahilindeydi. Arı kovanı biçimli silolarda uzun süre buğday saklayabilmeleri, diğer halklara oranla arpaya nazaran daha çok buğday kullanımına imkan sağlamıştı. Yine de halkın kepekli tahıl ve arpa yediği, zenginlerinse elenmiş buğday unundan hurmalı, ballı ekmekler tükettiği biliniyor. Bugün, deneysel çalışmalarla Mısır’ın eski ekmek tarifleri de yeniden gün yüzüne çıkartılıyor. Nil Nehri’nin bereketiyle sulanan topraklarda, yine Nil’in getirdiği balıklar ve havyar da Mısır mutfağında tüketilir olmuştu. Özellikle taşkınlardan sonra toplanan balıklar kurutulur ve pazarlarda satılırdı. Bugün hâlâ Mısır pazarlarında kurutulmuş balıklara rastlamak mümkündür. Mısır’ın Filistin’le bağı da o eski çağlara kadar uzanır. Gelenekleri, sofraları, alışkanlıkları benzer. Bugün Mısır’da sürgün nedeniyle birçok Filistinli yaşıyor. Kendi topraklarına sağlıkla dönebildikleri günleri görmek, kardeşliğin eski günlerdeki gibi güçlü olduğu zamanlara şahit olmak umuduyla, bugün Mısır mutfağında da, Türk mutfağında da, Filistin mutfağında da bulunan iki lezzete yer vermek istedim. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.


Ful mudames

MALZEMELER:

l 2 su bardağı bakla l 1 limon l 1 kuru soğan

l 3 diş sarımsak l 1 çay bardağı zeytinyağı

l 1 çay kaşığı kekik l 1 çay kaşığı kimyon

l 2 çay kaşığı acı kırmızı biber l 2 domates l 2 salatalık

l 1 kırmızı soğan l Bir avuç taze kişniş

l Bir avuç maydanoz l 1 çay kaşığı tuz

YAPILIŞI:

Baklayı bir gece önceden ıslatıp haşlayalım. Zarını ayıklayalım. Sarımsaklaır ezelim ve soğanı ince ince doğrayalım. Bir tavada ısıttığımız zeytinyağında soğan ve sarımsağı kavurup doğradığımız domatesleri, kekik,kimyon ve tuzu ekleyelim. Domatesler yumuşayınca baklaları bir bardak su ile birlikte ilave edelim. Bir çatal yardımıyla baklaları hafif iri kalacak biçimde ezelim ve kıvam alana kadar kısık ateşte pişirelim. Ocaktan aldığımız favaya yarım limon suyunu ilave edelim. Ayrı bir yerde kırmızı soğan, salatalık, domates,maydanoz ve kişnişle bir salata hazırlayalım. Limon, zeytinyağı ve tuzla lezzetlendirelim. Favayı bir lavaşın üzerine koyalım. Favanın üzerine de hazırladığımız salatayı koyalım, servise alalım. Afiyet olsun.


Taş kadayıf

MALZEMELER:

l 2 su bardağı un

l 1 çay kaşığı kuru maya

l Bir fiske kabartma tozu

l Bir fiske tuz

l 1 su bardağı su

l 1 fincan süt

l Kızartmak için yağ

Şurubu için:

l 2 su bardağı şeker

l 1 su bardağı su

l Bir fincan bal

l Çeyrek limon suyu

l Bir paket vanilya

İçi için;

l 1 çay bardağı ceviz

l 1 çay bardağı antep fıstığı

YAPILIŞI:

Bir tencerede su ve şekeri kaynatıp üzerine limon suyunu ekleyelim. Kıvam alınca ocağı kapatıp balı ilave edelim. Ayrı bir yerde un, maya, kabartma tozu, süt, su ve bir fiske tuz ile hamuru hazırlayalım. Yarım saat dinlendirelim. Ceviz içi ve antep fıstıklarını ezelim. Hamur gözenekleşince kızdırılmış bir tavaya bir küçük kepçe ile hamuru döküp avuç içi kadar krepler pişirelim. Tek yüzü pişmiş ve diğer yüzü çiğ olarak ocaktan alalım. Çiğ yüzüne içi yerleştirip yarım ay şeklinde kapatalım.Derin yağda kızartma için sıvı yağı iyice ısıtalım. Hazırladığımız taş kadayıfları bol yağın içine atıp kızartalım. Kağıt havlunun üzerine çıkartalım ve fazla yağı alalım. Daha sonra şerbete atıp yarım saat bekletelim. Şerbetten çıkartıp servise alalım. Afiyet olsun.


Şifa deposu kereviz

Gazzeli Rim’in anısı çocuklar için kitaplaştırıldı

Atalarımızın yardımlaşma nezaketi