Filistin kamplarının sesiyiz

Lübnan’daki Filistin mülteci kampı Nahr El-Bard’in müzisyen gençleri “Meşk” adlı müzik grubunu kurdular. 10 gençten oluşan, Meşk grubunda ud çalan Wael Farghawi, Filistin müziğini grubumuz yaşatacak diyor ve ekliyor: “Öncelikli hedefimiz elbette Filistin direnişinin sesi olmak. Biz herşeyden önce Filistin kamplarının sesiyiz. Diğer taraftan hem Filistin hem de Arap müziğinin unutulmaya yüz tutan tınılarını gençlere aktaracağız.”

Hatice Saka Yeni Şafak
“Meşk” adlı müzik grubu

Bilindiği üzere Lübnan, 1948’den itibaren savaş şartları nedeniyle topraklarından kaçan veya İsrail tarafından göçe zorlanan Filistinliler’in göç ettiği ülkelerden biri. Bugün Lübnan’da mültecilerin sayısı ise yaklaşık yarım milyon ve çoğunluğu kamplarda yaşıyor. İşte bu mülteci kamplarından Nahr El-Bared’da yaşayan müzisyen gençler bir araya geldiler ve “Meşk” adlı bir grup kurdular. Bu grubun bir diğer özelliği de kamplarda sanatsal ve müzikal amaçla kurulan ilk müzik topluluğu olması. En büyük engelleri ise Filistinli gençlerin Lübnan’da pek çok haktan mahrum olması.Ancak onlar hem Filistin’in 1948 öncesindeki müziklerini hem de klasik Arap müziğinin eserlerini araştırıp ortaya çıkarmak için çalışıyorlar. Biz de Filistin, Lübnan ve Suriyeli 10 gencin hayata geçirdiği Meşk’i ud çalan üyesi Wael Farghawi ile konuştuk. Genç müzisyen grubun kuruluşunu, hedeflerini ve gelecek planlarını anlattı.

“Meşk” nasıl ortaya çıktı?

Nahr El-Bard’deki bir kafede bir grup genç sık sık bir araya geliyorduk. Hem müzik yapıyor, hem de Filistin davası için neler yapabiliriz bunları konuşuyorduk. Bir süre sonra bu enerjimizi neden güzel bir amaç için harcamayalım dedik ve grubumuzu kurmaya karar verdik.

ÇABA GÖSTERDİK

Peki nasıl hayata geçirdiniz ? Sizi destekleyenler oldu mu?

Öncelikle kişisel çabalarımızı ortaya koyduk. Gruba bütçe sağlamak için bazı arkadaşlar bir yerlerde şarkı söylüyorlar. Bunun yanında “Ark” isimli kuruluş bize destek oluyor. Ayrıca bir grup Lübnanlı akademisyen her hafta gelip bize dersler verdi. Altı ay boyunca teknik ve akademik bilgiler aldık. Şark müziğiyle ilgili eğitimler aldık. Ud, keman, santur, flüt ve davul gibi aletler çalıyoruz.

Grubunuzdaki herkes Filistinli mi?

Hayır. Lübnanlı ve Suriyeli arkadaşlarımız da var. Üçü kadın yedisi erkek toplamda 10 kişiyiz. Hepimizi Filistin davası bir araya getirdi. Her birimizin Filistin davasıyla ilgili politik ve uluslararası hedefleri var. Ayrıca sömürgeciliği ve emperyalizmi reddeden şarkılarımızla aykırı duruşumuzu da ortaya koyuyoruz.

SÜRGÜNDEN ÖNCE HAYAT VARDI

Kendinize hedef olarak neyi belirlediniz?

Filistin davasına hizmet etmek birincil hedefimiz. Bu desteği sesimizle ve müziğimizle yapacağız elbette. Diğer yandan 1948 yılındaki büyük sürgünden önceki geleneksel Filistin müziğini hayatta tutmak ve eserleri ortaya çıkarmak istiyoruz. Biz her zaman direniş ve işgalden bahsetmiyorduk. İnsanlar vatanlarından koparılmadan önce hayata duydukları sevgiyi, özlemlerini ve mutluluklarını şarkılara taşımışlardı. Şiirler şarkılara dönmüştü. Bu araştırmalarla hem edebiyatımız hem kültürümüz hakkında da bilgi edinmiş olacağız.

Siz aynı zamanda Klasik Arap müziğiyle de ilgileniyorsunuz değil mi?

Tabi ki. Eski Arap müziğiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Arap müziğinin tarihi çok köklü. Bunun yeni nesil tarafından da bilinmesi gerekiyor. Sufi müziğe de yoğunlaştık. Mevlana Celaleddin Rumi, Hallac-ı Mansur gibi önemli isimlerden esinlenerek yazdığımız ilahileri okuyoruz.Diğer yandan Endülüs müziğiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca henüz bestelenmemiş, söylenmemiş şiirleri kendi üslubumuzla yeniden seslendiriyoruz.

Hem üretip hem de bir okul gibi çalışıyorsunuz yani.

Biz sadece oturalım, müzik yapalım demiyoruz. Festivallere katılıp şarkılarımızı, ilahilerimizi insanlarla buluşturmak istiyoruz.

Dinleyicilere nasıl ulaşıyorsunuz ?

Çalışmalarımızı çeşitli web sitelerinde ve platformlarda paylaşıyoruz. Sesimizi en iyi ve etkili sosyal medyada duyuruyoruz.

Siz gençler olarak yeni nesilde belirli geleneksel bir bilinç oluşturmaya çalışıyorsunuz. Geri dönüşler nasıl?

Son yıllarda Batı müzikleri Arap müzik kimliğine fazlasıyla nüfuz etti. Arap gençliğinin büyük çoğunluğu da bu dalgaya kapıldı. Bizim grubumuz bir yıl önce kuruldu ama çok olumlu geri dönüşler aldık. Sanat ve müzikle ilgilenen kampın gençleri yanımıza geliyorlar. Eğitim almak için talepte bulunuyorlar. Bu tip geri dönüşler de bizi fazlasıyla motive ediyor.

Eğitim merkezi kuracağız

Gruptan ayrı olarak Wael Farghawi olarak senin planların ne?

Ben Meşk grubunda ud çalıyorum. Ancak hayattaki önceliğim edebiyat. Öyküler, şiirler ve makaleler yazıyorum. En büyük aşkım yazı. İlerde daha profesyonel biri müzisyen gruba katıldığında ben yerimi ona bırakacağım. Fakat hayallerim bu gruptan ayrı değil. Büyük bir merkez kurmak için çalışmalarımı sürdüreceğim.

Lübnan’da haklarımız yok

Önünüzdeki en büyük engel ne?

Lübnan’daki yasalar nedeniyle Filistinli gençlerin eğitim alma ve iş bulma şansı yok. Hepimiz bu ülkede doğduk. Ancak vatandaşlık haklarından mahrumuz. Grubumuzdaki profesyonel müzisyenler çok zor şartlar altında kendilerini geliştirdiler. Üstelik yurtdışına çıkıp konser vermemiz de mümkün değil. Umarım bu konudaki yasalar değişir.