Kazan, kazan, kazan

Türkiye, özellikle Doğu Akdeniz’deki haklarını ve kırmızı çizgilerini korumak için ‘barışmayı’ önemsiyor. Sisi yönetiminin de kazanacakları var elbette. Bir kere Türkiye nezdinde ‘meşruiyet’ sağlayacak. Peki 70 bin üyesi cezaevinde bulunan İhvan ne olacak? İhvan’ın da kazanacağı bir denklem mümkün görünüyor.

İdris Saruhan Yeni Şafak
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katıldığı Brüksel’deki Uluslararası Bağışçılar Konferansı’nda Türkiye’nin deprem yaralarını sarmak için 6,05 milyar avro, Suriye için de 950 milyon avro taahhüt edildi.

Çavuşoğlu Brüksel’e Kahire’deki önemli zirveden sonra geldi.

11 yıl aradan sonra Türkiye’den bir dışişleri bakanı Mısır’ı ziyaret etmişti ve ikili ilişkiler 10 yıl sonra yavaş da olsa kuruluyordu.

Türkiye son zamanlarda Suudi Arabistan, BAE, Mısır gibi bölge ülkeleriyle diplomatik ilişkileri düzeltmeye istekli. Ancak bu isteğin çok daha fazlasının muhataplarda olduğu görünüyor.

Mesela geçen hafta sonundaki Mısır temasları

KIRMIZI ÇİZGİLERİ KORUMAK

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Çavuşoğlu’nu Tahrir Sarayı’nda ağırladı. Şükri’nin birkaç ay önce Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile yaptığı görüşmede verilen fotoğrafla karşılaştırıldığında Türkiye’ye gösterilen ihtimam hemen fark ediliyor. Hem de Atina’nın Sisi yönetimine uyguladığı yakın markaja rağmen

Türkiye özellikle Doğu Akdeniz’deki haklarını ve kırmızı çizgilerini korumak için Mısır ile ‘barışmayı’ önemsiyor. Mısır’ın Libya’da da kendisine sorun çıkarmasını istemiyor.

MEŞRUİYET ARAYIŞI

Sisi yönetiminin de kazanacakları var elbette.

Bir kere Türkiye, Mısır’da 2013 yılında yaşanan darbeyi sorgulayan ülkelerin başında geliyor. Darbeyle devrilen ve 4 yıl önce cezaevinde hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı Mursi’ye sahip çıkarken, darbeyle yönetime gelen Sisi’yi tanımadı. Diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla Sisi yönetimi Türkiye nezdinde bir ‘meşruiyet’ sağlamış olacak ve moral bulacak.

İHVAN NE OLACAK?

Peki 70 bin üyesi cezaevinde bulunan İhvan ne olacak?

Onlar da Sisi’yle temasta ve Türkiye-Mısır yakınlaşmasının üzerlerindeki baskıları hafifleteceğini umuyor.

Mısır’da devletin büyük kısmını kontrol eden ordunun, İhvan ile kavgası eskilere dayanıyor. Hatta merhum Başbakan Erbakan, Mısır ziyaretinde dönemin Devlet Başkanı Mübarek’e İhvan ile iyi ilişkiler geliştirmesini tavsiye etmişti de, “Sayın Erbakan, eğer onları bu kadar çok seviyorsanız hepsini toplayıp size gönderebiliriz” cevabını almıştı (Kaynak: Son Tanık, Temel Karamollaoğlu - Hayatı, Hatıraları). Yine de üç ‘tarafın’ kazançlı çıkacağı bir denklem neden olmasın.

ATİNA’NIN UYKULARI KAÇABİLİR

Türkiye ile Mısır’ın yakınlaşma çabasına Atina şimdilik pek tepki vermiyor. Ancak Türkiye’nin Libya ile yaptığı deniz yetki anlaşmasının bir benzerini Mısır ile yapması ihtimali Yunanistan’ın uykularını kaçırabilir.

Brüksel’deki Uluslararası Bağışçılar Konferansı’na gelirsek.

4,3 milyar avrosu uygun kredi, 1 milyar 750 milyon avrosu ise hibe olarak taahhüt edilen 6,05 milyar avro, Türkiye’nin beklentilerine uygundu denilebilir. Bunun yarısı AB ülkeleri ve AB kuruluşlarından geldi. Bağışlar ilk açıklandığında bazı ülkelerden gelen “Yardım için 1 milyon avro ayırdık” gibi açıklamalar biraz moral bozmuştu ancak ilerleyen dakikalarda neyse ki miktarlar arttı.

CHP VE HDP’LİLER BAĞIŞI ENGELLEDİ Mİ?

Taahhüt edilen miktar beklentilere uygun olsa da CHP ve HDP’lilerin konferanstan önce Brüksel’de “bağış az olsun” diye çalışma yaptığı konuşuluyordu. Bazı Avrupa ülkelerine ve AB kuruluşlarına, “Bu hükümet zaten 14 Mayıs’ta gidici, destek vermeyin. Asıl yardımları seçimden sonra yaparsınız” demişler. Bu konuda detaya ulaşamadım. Ancak CHP’lilerin bu beklentiyi dışarıya sattığı biliniyor. Özellikle Türkiye ile Suriye yönetiminin temasları konusunda bu öyle. CHP’lilerin Esed yönetimine ikili görüşmenin seçimden sonrasına kalması için telkinde bulunduğu açık bir sır. CHP’li gazeteciler de “Esed seçim öncesi Erdoğan’a hediye vermez” deyip duruyor. Sanırım Esed ile buluşmanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yarayacağını düşünüyorlar. Esed de böyle mi düşünüyor bilmiyorum ama masaya oturduğunda karşısında CHP’li bir cumhurbaşkanı görmek isteyeceği aşikar. Böylece birçok taviz koparacağını, istediklerini alacağını, sığınmacıların sorgusuz sualsiz kendi insafına terk edileceğini bilir.