Hafızasını kısmen kaybetmiş bir başkan adayı var karşımızda.
Ne sorulsa, hatırlamadığını beyan ediyor. Hafızasını peynir ekmekle mi yedi, roka balıkla mı, belli değil.
Unutmak, hatırlamamak bir mazeret sayılır mı?
Bazı durumlarda mümkündür. Randevusuna gelmeyen bir arkadaşınızı mazur görebilirsiniz. Getirme sözü verdiği kitabı unutup eli boş gelen kardeşinizi affedebilirsiniz. Ertesi gün getirebilir.
Ama ülkedeki en büyük şehrin belediye başkanı -aynı zamanda başkan adayı olarak seçime hazırlanan biri- için mazeret değildir.
Seçim yaklaşırken elbette önceki vaatleri hatırlatılır. Tek tek sorulur. İlk yapılacak iştir bu.
Vaatlerinin ne kadarını yerine getirdiği ne kadarını yapmadığı ortaya çıksın, vatandaşlar da vaziyeti ona göre değerlendirsin istenir.
Yapamadıklarını niçin yapamadığı veya yapmadığı belli olsun diye sorular yöneltilir.
Sorduğumuz kişi “Hatırlamıyorum” demeyi âdet edinmişse, durum vahim demektir. Hekimlik bir vaziyettir.
*
“Sosyal tesislerde her hafta bir ücretsiz düğün vaadiniz vardı.”
“Hatırlamıyorum.”
“Denizaltı ulaşımı vaat etmiştiniz.”
“Hatırlamıyorum.”
“Yeni bir Boğaz geçişi vaat etmiştiniz. Kalıcı çözümler getireceğiz demiştiniz.”
“Hatırlamıyorum.”
“Dört yılda bitirmeyi vaat ettiğiniz projeler vardı. 2021’in altıncı ayında bitirecektiniz.”
“Hatırlamıyorum.”
“Saraçhane’deki Büyükşehir binasını kütüphane yapacaktınız.”
“Öyle mi demişim?”
“Mevcut metroyu beş yılda iki katına çıkaracağınıza söz vermiştiniz.”
“Kelime kelime nereden neyi aldınız tabii bilmiyorum.”
Bir başkan, vaatlerini hatırlamıyorsa, neyi hatırlıyordur? Hatırladıkları neye yarar?
Hatırlamadığı vaatleri ne yapacağız? Hesap sormaktan vaz mı geçmeli? Kim büyüttü böyle biperva seni?
*
İstanbul’un iki büyük sorunu var. Biri trafik, diğeri deprem riski.
İki konuda da yapılanlar yetersiz hatta yok mesabesinde.
Verilen sözler unutulmuş. Başkan hatırlamıyor. Hatırlamadığı bir işi nasıl yapsın? Yapamaz tabii.
*
Söylediğine göre Sayın Başkan, musluktan su içiyormuş. Hafıza sorunu bundan kaynaklanıyor olmasın?
Balık hafızası diye bir benzetme yapılır. Balıkların tehlikeli durumları bile beş on saniyede unuttukları söylenir. Başkanlar için unutma süresi üç beş yıl mıdır? Milleti aptal yerine koymanın bir cezası yok mudur?
2019’da verilen sözler 2024’e gelince unutuluyorsa, bugün verilen sözlerin tutulacağına kim inanabilir?
Bay başkan hatırlamıyor olabilir de biz hatırlıyoruz. Burada mazeret yok, mazarrat var. Hem de büyük ölçüde.
İstanbul halkına verdiği sözleri hatırlamıyorum demekte beis görmüyor ama Demli yoldaşlarına da diyebilir mi?
*
Verdiği sözleri tutana ‘mert’ diyoruz. Tutmayana ne denir?
Herkes bilir ya yine de hatırlatalım. Na ile başlıyor, mert ile bitiyor.
Saraçhane’den kandırıkçı başkan için günün şarkısı gelsin…
“Hatırla sevgili o mesut seçimi / Çamların altında verdiğin sözleri
Bizi mecnun ettin, sen de olasın / Vaatleri inkâr edersen Allah’tan bulasın…”
Etrafı seyretmek için füze yapmışlar sanma Şakir!
Bu seyir, o anlamda değil.
Arazi haritasını hafızasına alıyor, etrafı seyrederek sessizce gidiyor, hedefi bulup imha ediyor.
Önüne dağ gelirse etrafını dolaşıyor, vadi gelirse kurt var mı yok mu kontrol ediyor.
Hedef olarak belirlenmiş terör unsurları, aslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi koştursalar da kurtulamıyorlar.
Bizim çocuklar yaptı. Yerli ve millî.
Bazı partilerin il merkezleri için, hiç kullanılmamış, para sayma makinesi satılıktır. İlgilenenler göz kırpsın.
