“Ulum ve fünûn ve sanayi ve ticaretin semerâtından bihakkın istifade ile hüsnühâlde ve refah ve asayişte yaşayış, hazariyyat, terakki: medeniyete nail olan ümem; eski zaman medeniyetleri, Avrupa medeniyeti.”
Zira, büyük düşmanımız Avrupa medeniyetinin kötülenmesi delilsiz olmayacağı için, önce bize özel bir şanlı medeniyet kurgusunun yapılması ve aynı zamanda bir övünme, rekabet vesilesi olan bu kurgunun ideolojiye dönüştürülmesi elzem hâle gelecektir.
Üsküp doğumlu olan Yahya Kemal’in Rumeli’nin fethini ve oradaki Türk varlığını önemsemesi normal görülebilir ama, onun Büyük Selçuklu’nun Alparslan’dan öncesini ve onu büyük kılan değerleri ‘kable’t-tarih’ sayması normal görülemez. Bu manada Yahya Kemal’in dinî değil, kavmiyyet esaslı bir medeniyetçiliği esas alması ise sıradan bir yönelim olmasa gerektir.
Tanpınar’a gelince…