|
Dede Korkut gelse, adını koysa olup bitenlerin

Büyük Oğuz Bilgesi''nin bir önemli rolü de yeni doğanlara isim koymasıdır. Olup bitenleri yorumlaması onların da adını koymasıdır. İnsanların kafasını karıştıran mevzularda ihtilafları çözecek bilgece bir yaklaşımla bir akıl ve gönül aydınlığı yaratıvermesidir.

Son günlerde olup bitenler karşısında aslında kafayı karıştıracak fazla bir şey olmadı. Her şey çok açık bir şekilde cereyan etti. Olup bitenlere herkes kendi tıynetince, sıkletince, meşrebince ve meşîetince bir karşılık verdi.

Ya bir de Dedem Korkut gelse, kendi meşîetince adını koysa bu olup bitenlere ne derdi acaba?

Yiğite yiğit olmak yaraşır,

Yiğitlik taslamak değil, Han''ım!

Yiğit olmak da, pusatsız âdem yanında

Pusatından hicap duymaktır,

Palanın ucunu göstermek değil, şahbazım!

Budur töresi, bahadırlığın.

Böyle diyor Şair Cahit Koytak, “Sisifos''un Köyündeki Dede Korkut” diliyle. Epey zamandır olup bitenleri Cahit Koytak''ın şiirinden dinleyebilmenin ayrı bir talih olduğunu düşünüyorum. Kelimenin tam anlamıyla “adını koyuyor” olup bitenlerin. Tıpkı Dede Korkut gibi. Dede Korkut çocuklara ad koyarken, onların marifetlerini gözetir, öyle bir isim seçer ki, o isim o şahsın bedeninden daha fazla temsil eder onu.

Tıpkı Mehmet Akif''in Çanakkale''nin adını koyması gibi… Hiç kimse Akif''in şiirinde dile gelen mucizeden daha canlı yaşamış olamaz Çanakkale''yi.

Cahit Koytak da bilfiil yaşamakta olduğumuz hengâmenin adını koyarak tarihin kuyusunda kaynayıp gitmesinin önünü alıyor. Daha önce Hrant Dink üzerine
, sonra Rasim Özdenören''in
27 Nisan muhtıra girişimi hakkındaki şiiri, şimdi de Ulus''ta patlatılan bomba ve bu bombayı hemencecik “Irak''a veya iç siyasete bir davetiye” gibi algılayanlar hakkındaki şiiri…

Bu şiirler, epeydir hayattan çekilmiş olan şiire de yeni bir nefes üflüyor. Şiirin anlamı ve işlevi üzerine yeni ve velud tartışmaları başlatmasını bekliyorum.

Şöyle devam ediyor şair.

Silahı omzundayken yiğidin,

Obanın seçilmiş beyleriyle

Ya, ana bir, baba bir kardaş gibi,

Yolu bir, izi bir yoldaş gibi danışmak,

Ya da taş gibi susmak

Düşmez mi, yiğide?

İki kardeş dilleşirken meydanda

Birine gözünü kırpman,

Hee, deyip cesaret vermen,

Ötekine hançer göstermen

Sığar mı bahadırlığa?

Bilge şairin uzun şiiri devam ediyor. Tamamını
dan okuyabilirsiniz. Yine de olay hakkında daha hiçbir şey belli değilken hemen onu bir siyasî kâr aracına dönüştürenlere verdiği tepkiyi aktarmadan geçmeyelim.

Sana dağda kovalamak düşmez mi

Çakalı da, domuzu da, eşkıyayı da?

Beş tuğlu bahadırları da katıp yanına

Kırk yıllık itfaiye çavuşu gibi

Senin yangın yerinde işin ne?

Hadi bunu da geçtik, “Başka yerlerde, başka

Yangınlar da çıkar haa!” diye konuşuyorsun;

Oldu mu şimdi, a Han''ım? Sormalı değil mi ama,

Kundakçının niyeti başka nedir ki,

Dedirtiverip bunu havasa

Ortalığı telaşa vermek değilse?

Dede Korkut, olayın adını koyduğunda ihtilafları çözer tartışmayı bitirir. Oysa bugün sorunumuz bir bilgeliğin değerini takdir edebilecek ve ona kendi hayrı için kulak kabartacak bir izandan yoksun olmamızdır.

Türk askerini Kuzey Irak''a kim davet ediyor?

Soruları doğru sorarsak, cevaplamaya bile gerek kalmaz. O halde doğru sorular soralım: Ulus''a atılan bombayla, Şırnak''taki mayınlı saldırıya, neden hemen Türk askerini Irak''a davet muamelesi yapılıyor?

Neden bu davetiyenin PKK tarafından gönderildiğine inanmamız bekleniyor hemen?

PKK''nın bu davetiyeyi bu kadar ısrarla iletmekte nasıl bir çıkarı var?

Epeydir hiçbir yüzyüze çatışmayı göze alamayan PKK Türk askeriyle K. Irak''ta karşılaşmaya neden can atıyor?

Sahi PKK''nın en büyük lojistik desteği K. Irak''ta mıdır? Türkiye''nin 23 yıldır aldığı bütün tedbirlere rağmen iç lojistik desteğinin her geçen gün artmasına engel olamadığı terör örgütünün K. Irak''taki uzantılarını, hangi çatışma teknikleriyle kısa sürede imha etmesi bekleniyor?

Her şey bir yana 23 yıldır devam etmekte olan bu çatışmalar için bir sınır dışı operasyonu gerekliyse, bunun acelesi nedir? Birkaç ay daha beklenemez mi?

Neden davetlere tam seçimler arifesinde “acil” kodlar iliştirilmeye başlandı?

Son bir soru: Bütün bunları benden daha iyi bildiğinden kuşku duymayacağımız Genelkurmay, gerçekten de K. Irak''a girmek istiyor mu? Ben istediğini zannetmiyorum.

O halde K. Irak kapısı bizim görmediğimiz başka bir yere mi açılıyor? Nedir?

17 yıl önce
Dede Korkut gelse, adını koysa olup bitenlerin
Fiîlî işgal dönemi bitti, zihnî işgal çağındayız!
Devletime sığınanları asla geri vermem
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar