2010 yılında kurulan Siyer Vakfı, Peygamber Efendimizin daha iyi tanınması ve kavranması amacıyla yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde 2014 yılını 'Siyer Yılı' ilan ederek birçok akademik, kültürel ve sanatsal etkinlik düzenlemişti. Bu etkinliklerden en ilgi çekeni ise uğraşı alanı 'ilahiyat ilimleri' olan bir sivil toplum ve eğitim örgütünün organize ettiği ilk kısa metrajlı film yarışması olan 'Alemlere Rahmet Ulusal Kısa Metrajlı Film Yarışması'ydı.
Konusuyla da bir ilk olan yarışmaya 50 yapım katılmış ve birincilik ödülünü, yapımcılığını İHH İnsani Yardım Vakfı, yönetmenliğini ve senaristliğini Orhan Dede, müziğini Yücel Arzen üstlendiği “Ev" filmi kazanmıştı.
Bu yıl ikincisi düzenlenen yarışmanın hedefi, Alemlere Rahmet olan Peygamber Efendimizin getirdiği mesajı hakkıyla bu çağa taşımak adına çağın en önemli iletişim yöntemlerinden biri olan sinemadan faydalanmak. Yarışmanın katılım şartnamesine göre en önemli kural, çekilen kısa filmlerin konularının Hz. Peygamber'in hayatında özel birer yeri olan bir dizi erdemli söz, tavsiye, tutum ve davranıştan esinlenmiş olması ve yazılan senaryoların bunların en az bir tanesiyle doğrudan bağlantılı olması.
Bu yıl ki başlığı ''Ahlakı Kur'an davası Furkan'' olarak ilan edilen yarışmaya ilk kez animasyon türünde eserler de kabul edildi. Derviş Zaim'in başkanlığını yaptığı jüride; Cihan Aktaş, Nurten Sancak, Ümit Meriç, Bülent Ata, Gökdemir İhsan, Gökhan Yorgancıgil ve Mehmet Kaman yer alıyor.
Alemlere Rahmet Kısa Film Yarışması geleneksel olarak her yıl devam edecek ve 1 Ocak 2016'dan itibaren uluslararası bir kimlik kazanacak ve yurt dışından da filmler kabul edilecek. Siyer Vakfı Kültür Komisyonu Başkanı ve jüri üyesi Mehmet Kaman, galanın gerçekleşeceği 27 Aralık gecesinden Haliç Kongre Merkezi'nde yapacağımız Gala ve Ödül Töreni önce kısa film yarışmasına dair sorularımızı yanıtladı.
İlk yıl sadece kurmaca yapımlar istemiştik, bu yıl ise animasyon dalında da yapımlar kabul ettik ve yarışmamıza bu alanlarda 103 eser katıldı. Geçen yıla göre daha profesyonel yapımların geldiğini söyleyebilirim. Farklı projeler için hazırlanmış filmlerin yanı sıra Alemlere Rahmet Kısa Film Yarışması için hazırlanmış özel yapımların da katılması bizi umutlandırdı.
Her yaş grubundan iştirak olmasına rağmen, özellikle gençlerin katılımı dikkat çekici. Profesyoneller, amatörler, iletişimciler her kesimden ilgi gördü yarışmamız. Anadolu'dan çok farklı şehirlerden katılım vardı. İstanbul, Ankara ve Mersin kendilerini hissettirir derecede yoğundu. Bir meslek grafiği elimizde yok maalesef. Ama tüm yarışmacılarımızın sinemayla bir şekilde ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
Peygamberimizin hadis-i şeriflerinden yola çıkarak oluşturulan senaryoların genelde hayatın içinden sıcak konuların dair olması dikkat çekici. Örneğin, insani ilişkiler, tebliğ, komşuluk, dürüstlük, hoşgörü, tahammül, emanete duyarlılık, israf, kimsesizlere sahip çıkmak, sevgi, yaşlılara hürmet vs. bunlar ağırlıklı olarak işlenen konular.
Geçen yıl Roboski'den bir din görevlisi kardeşimizin yaptığı çalışmaları anlatan belgesel formundaki film dikkat çekmişti. Kısıtlı imkanlarına rağmen katılmak istemişler. Belgesel olduğu için jürimiz yarışmanın kapsamına girmediği halde bu gayreti teşvik etmişti. Bu yıl ise jürimizi 'demokrasi'nin konu alındığı kısa film çok şaşırttı. Sadece kavramsal bir çalışma olması nedeniyle böyle bir filmin bu yarışmaya katılmış olmasının üstün bir cesaret ürünü olduğuna kanaat getirdik.
İşin ehli olanlar takdir etti. Geç kalınmış bir çalışma olarak değerlendirdiler. Hatta kimi iyi niyetli kardeşlerimiz uzun metrajlı bir yapıma imza atmamızı istedi. Bizim toplumumuzda karşılığı olmasına rağmen din, peygamber ve sinema ülkemizde yan yana gelemeyen üç unsur. Hepsi bir arada işlense bile maalesef iyi izlenimler bırakmamıştı. Eski Yeşilçam sinemalarındaki dindar insan tiplemelerinden bunu hatırlarsınız. İlk anda bu olumsuz intibaından etkisiyle insanımızda bir hayıflanma oldu doğrusu. Ama ilk senenin ürünleri ortaya çıkınca meramımızı daha iyi anlatma imkanı bulduk. Şimdilerde ise gelen tepkilerdeki çıta biraz daha yükseldi. İslami Oscar isteyenler, Peygamberimizin hayatının yeniden film olarak yapılmasını, hatta dizi film yapılmasını isteyenler vs. Biz bunların hepsinin bir dua olarak kabul görmesini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Neden olmasın!
Alemlere Rahmet Kısa Film Yarışması, Hz. Muhammed 'e ithafen yapılan Türkiye'de ve dünyada ilk kısa film yarışmasıdır. Buradan hareketle Hz. Peygamber'in doğru bir şekilde tanınması, son nefesine kadar taviz vermeden yürüttüğü hak davasının, insanlığa ışık tutan düşüncelerinin derinlemesine anlaşılması ve layıkıyla sevilip hürmet görmesi amacıyla sinemanın da bir tebliğ aracı olarak kullanılması amacımızdır. Geldiğimiz noktada böyle bir bilincin oluşmaya başladığı yönünde olumlu gelişmelere şahitlik etmek bizleri mutlu ediyor. Bunun dışında birçok benzer projenin başlamasına örnek olduğumuz için de ayrıca sevinçliyiz.
Çok olumlu tepkiler aldık. Ev, aslında bir milletin hissiyatının yansımasıdır ve aslında tam da Hz. Peygamber'in muradıdır. Peygamberimiz de kimsesizlere sahip çıkar, onların dertleriyle ilgilenirdi. Ev, bizim bu projeyi başlatırken taşıdığımız beklentilerimizin karşılık bulması oldu. Bu yüzden duygusal, anlamlı tepkiler geldiği için biz de mutluyuz. Ev filmi, bizim yarışmamızdan sonra yurt içinde ve yurt dışında katıldığı birçok yarışmadan da ödülle döndü.
İlk zamanlar Hz. Peygamber'in hayatını film yapmalarını istediğimiz zannedildi. O yüzden bunu nasıl yapabiliriz, çok hassas bir konu diye endişe edildi. Yarışmanın konusu Peygamberimizin örnek ahlâkının sinema yoluyla anlatılması olunca zaten hassas davranıyoruz. Belli kriterlerimizin olduğunu baştan ilan ettik. Tüm katılımcıların bu hususlara dikkat etmesini istedik. Yani ne yaptığımızın farkındayız. Eleştiri aldığımız tek konu “Müslümanların sinema ile ne işi olur" şeklinde. Biz ise tam da bunun için böyle bir proje başlattık. Çünkü yıllardır inançlı insanların değerleriyle alay edildiği gibi bizlere sinemada ve sektörel alanlarda hayat hakkı tanınmadı.
Alemlere Rahmet Kısa Film Yarışması, Peygamberimizin örnek ahlakının toplumda karşılık bulması, yeniden bazı değerlerimizin hayat bulması ile amacına ulaşmış olacak. Zihinlerde Çağrı filmi gibi yıllarca dillerden düşmeyen bir tat bırakmasını arzuluyoruz. Yani sinemada yeni bir rüzgar essin; Peygamberimizin örnek ahlakı sinemada yer bulsun istiyoruz.
