|
FETÖ, Yazıcıoğlu suikastı ve itibarsızlaştırma operasyonlarını aynı anda mı planladı?

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu 29 Mart 2009 tarihinde kendisi ile birlikte 5 kişiyi taşıyan helikopter havada iken, bölgede bulunan ve FETÖ’cü pilotların kullandığı 2 adet F-4 savaş uçağının da aynı bölgede eğitim çalışmalarını yoğunlaştırmaları neticesinde jetlerin yarattığı ‘’Hava Sirkülasyonu ’’ sonucu kasıtlı olarak düşürülmesi neticesi şehit edildiği kamuoyunun da bildiği gerçeklere işaret ediyor. Her geçen gün yargı tarafından suikast ile ilgili yapılan araştırma ve soruşturmalar sonucu yeni yeni ipuçları bu davayı kısa bir zaman dilimi içinde tüm failleri ile birlikte aydınlatacak müjdeler içeriyor. Maraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şehitler Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin soruşturmaya, FETÖ’nün talimatı ile müdahale eden 17 şüpheli hakkında yeni bir iddianame hazırlanarak dava açıldı. İddianamede, ’’Sanıkların, helikopterin düşmesinin ardından başlatılan soruşturma sürecinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ve örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda, soruşturmaya müdahale ederek örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmede bulundukları ifade edildi. Soruşturma kapsamında, aralarında FETÖ’nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanı’na suikast girişiminden mahkum eski Yarbay Davut Uçum ile eski Astsubay Aydın Özsıcak’ın da olduğu sanıklara, ”silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü adına suç işleme, silahlı terör örgütüne yardım etme, kişinin ölümünden yararlanarak hırsızlık suçuna yardım etme, zincirleme şekilde yalan tanıklık ve suç uydurma” gibi suçlardan iddianame hazırlandı.

Bilindiği gibi FETÖ elebaşı Gülen, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcoğlu’nun ölüm emrini bizzat sözde o dönemin Hava Kuvvetleri İmamı olan Adil Oksüz’e vermişti. Daha önceki yazılarımızda bu konuyu deşifre etmiştik. Ancak yeni iddianame ile ortaya çıkan önemli bir bilgiye göre FETÖ elebaşı Gülen Yazıcıoğlu’nun öldürülmesinden sonra kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılmasını da Adil Öksüz’den istemiş. Zira 29 Mart 2009 tarihinde şehit edilen Muhsin Yazıcıoğlu hakkında önce Emniyet İstihbaratı içinde illegal olarak kurulan 2012 tarihinde yasal bir statüye oturtulan C-5 bürosuna 9 Eylül 2008-23 Mayıs 2012 arasında toplam 61 belge ve rapor gönderilmiş. Yazıcıoğlu’nun ölüm tarihinden önce ve sonra C-5’e terör örgütü tarafından gönderilen belge ve raporlar Yazıcıoğlu’na suikast düzenlenmesi sonrasında itibarsızlaştırma amacına yönelik olduğu anlaşılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan C-5 Birimi’nde Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalar kurgulandığı düşünülürse Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit olması sonrasında emniyette öncelikle illegal olarak kurulan bu birimin Mühsin Yazıcıoğlu’nu itibarsızlaştırma operasyonlarını da yapması alçakça ancak başarısızlıkla sonuçlanmış algı operasyonlarına işaret ediyor.

Bu konuda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şu ifadeler dikkat çekiyor; Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin vefatı üzerine başlatılan soruşturma dosyasında FETÖ/PDY’nin amaçları ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok iş ve işlemler yapıldığı, FETÖ/PDY tarafından Yazıcıoğlu’nun isminin kullanılarak bir çok olayda istismar edildiği belirtilerek şu tespit ve değerlendirmelere yer verildi. ’’Bu anlamda ayrıntıları yazılı olduğu üzere isimli isimsiz birçok ihbar mektubuyla yüzün üzerinde kişinin iki yılı aşkın sürelerle telefonlarının dinlendiği ve soruşturmaya dahil edildikleri, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismiyle yan yana gelmesi dahi düşünülemeyecek, uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, sahtecilik vb. suçlardan sabıkalı, kriminal şahıslara Muhsin Yazıcıoğlu’nun hukukunu koruma görüntüsü altında yalan tanıklık yaptırıldığı, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller ihdas edildiği anlaşılmıştı.”

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NCA 9 ÜST DÜZEY KAMU GÖREVLİSİ HAKKINDA AÇILAN DAVA

Yazıcıoğlu Ailesi’nin avukatlarından Selami Ekici, 9 üst düzey kamu görevlisi hakkında açılan bu davanın, olayla ilgili bugüne kadar açılmış en büyük ve kapsamlı dava olduğunu söyledi. “Muhsin Yazıcıoğlu olayının çözümüne katkı sağlayacak ve yargılamalar aşamasında suçun vasıf ve mahiyetinin değişerek daha detaylı bir soruşturmaya ve yargılamaya sebep olacağını buradan ifade etmek istiyorum. Bu dosyada sanık olarak yargılanan kişilerin olay esnasında önemli görevlerde bulunmuş olmalarındandır. Yani tabiri caizse olayın mihenk taşlarından olan şahısların yargılanıyor oluşudur. Türkiye’nin en yüksek yargı organlarından biri olan Yargıtay tarafından bu soruşturmanın ve davanın açılmış olması da ayrıca bir önem taşımaktadır. Biz, Muhsin Yazıcıoğlu olayının bu aşamadan sonra çözüleceğine inancımız, hukuka olan inancımız bir kez daha artmıştır. Tabiri caizse Pandora’nın kutusu açıldı. Muhsin Yazıcıoğlu’na bu olayı reva görenlerin bir gün hukuk önünde teker teker hesap vereceklerini belirtmek istiyorum.’’ İnşallah diyelim.

#FETÖ
#Yazıcıoğlu
3 yıl önce
FETÖ, Yazıcıoğlu suikastı ve itibarsızlaştırma operasyonlarını aynı anda mı planladı?
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?