Seçimlere bir yıldan az süre kaldı; partiler, ittifaklar, hareketli. Seçimler AK Parti-MHP ve BBP’den oluşan Cumhur İttifakı ile CHP etrafında kümelenen sağ görünümlü 5 partiden oluşan Millet İttifakı arasında geçecek.
Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı ise yaptığı yuvarlak masa toplantılarında henüz aday konusunu gündemine alabilmiş değil. Ekimde başlayacak 2. tur görüşmelerde adayın kim olacağı masa gündemine gelecek.
Cumhur İttifakı, en kötümser tahminlerde bile ilk sırada ve ilk turda kazanmaya çok yakın. Cumhur İttifakı öncelikle kendi oyunu koruması durumunda zaten kazanmasına engel bir durum yok.
Ekonomik sebepler başta olmak üzere çeşitli nedenlerle biraz oy kaybı yaşadığını varsayarsak, Cumhur İttifakı’nın yüzde 50+1 için en fazla yüzde 1’e ihtiyacı var. CHP’nin ulusalcılarından, İYİ Parti’nin vatanseverlerinden, muhafazakâr Kürt seçmenden bu yüzde 1’i rahatlıkla sağlayabilir.
Millet İttifakı ise yüzde 50+1’in çok çok gerisinde. İttifak paydaşları yan yana toplansa, üst üste toplansa yüzde 40’ı geçme ihtimali yok. Dolayısıyla HDP’den başka çareleri yok. HDP’nin yüzde 90’ını alsalar da seçilme imkânları yok. HDP’nin yüzde 100’ü artı oya ihtiyaçları var.
Dananın kuyruğunun koptuğu yer tam da burası. 6’lı masada beklenen sona gelindi. Cicim ayları bitti, karar verme, irade beyan etme günleri geldi. Herkes elindeki kozları masaya sürmeye başladı.
İYİ Partili vekil İbrahim Halil Oral’ın, Kılıçdaroğlu için kullandığı “Alevi kimliği Sünniler için endişe” ifadesiyle başlayan süreç, “HDP, Akşener ve Mansur Yavaş’a oy vermez” söylemiyle devam etti. O günlerde bu söylemler geçiştirildi, ama artık son dönemece giriliyor, hiçbir şey halı altına süpürülemeyecek zaman dilimine girdik.
Organik olmayan, beş benzemezin Erdoğan karşıtlığında bir araya gelen Millet İttifakı, yol ayırımına gelmiş bulunmakta. Yuvarlak masa etrafında taraflar bir birini tanıdıkça, farklılıklar iyice gün yüzüne çıktı. Bu birlikteliğin Erdoğan’ı devirmeye yetmediğini gördükleri için de artık kendi hesaplarını, kendi gündemlerini sahaya sürmeye başladılar.
İYİ Parti, seçimlerde CHP’yi geçip ikinci parti olabileceğini düşünüyor. Partiye yakın anket firmaları da bu konuyu gündemde tutuyor. Saadet Partisi’nin öncülüğünü yaptığı sözde biraz daha muhafazakâr kat ise masadan ortak aday çıkacağına olan ümidini kaybetmiş, üçüncü yol arayışına girmiş.
Bütün bunların eşliğinde CHP’yi üçüncü parti olma korkusu sardı. CHP, uzun bir süre Kılıçdaroğlu’nu aday olarak dayattı. Bir CHP yetkilisi, gün aşırı, Kılıçdaroğlu’nu aday olarak ilan etti. Hızını alamayıp “13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu” diye anons yapanlar bile oldu. Son yuvarlak masa toplantısında Kılıçdaroğlu geri çekildi, ortak aday söylemi öne çıktı.
Bu durum CHP’lileri öfkelendirdi. Genel Başkan olmazsa, bari bir CHP’li aday olsun söylemiyle sazı eline alan Gürsel Tekin, masayı darmadağın edecek bombayı patlattı, “HDP’ye bakanlık verilebilir” dedi.
Aylarca yapılan yuvarlak masa toplantılarında HDP’yi gizlemeyi başaran Millet İttifakı’nın maskesi bu açıklamayla yırtıldı. İYİ Parti’den itirazlar yükseldi. Yavuz Ağıralioğlu, Musavat Dervişoğlu derken Meral Akşener de topa girdi, “HDP ile olmaz” dedi. İYİ Parti’ye cevap CHP’li Barış Yarkadaş’tan geldi. HDP oyları ile kazanılan belediyelerde İYİ Parti’lilerin aldığı ihaleleri ve kaptığı makamları hatırlattı.
Şu an yuvarlak masada Rus ruleti oynanıyor. İYİ Parti çoktandır, masanın dağılmasını istiyor, ama dağıtan taraf olmak istemiyor. CHP, daha rasyonel düşünüyor, HDP’siz olmayacağını biliyor. Gelinen nokta itibarıyla CHP de masanın dağılmasına sıcak bakıyor.
Millet İttifakı’nın iki büyük paydaşı masanın devrilmesini istiyor, lakin deviren taraf olmak istemiyor. Onun için rulet oynar gibi açıklama yapıyorlar. İYİ Parti, CHP’nin masayı devirmesi için “Kılıçdaroğlu Alevi, seçilemez” deyip tetiğe basıyor. CHP, masayı devirmiyor; “HDP’ye bakanlık verilebilir” diye tetiğe basıyor, İYİ Parti’nin masayı devirmesini bekliyor.
Böyle karşılıklı tetiğe basacaklar. Bakalım kim kime masayı devirtecek.
