|
* “İntihar anlamına gelse bile” “Fırat’ın Doğusu”na müdahale. * Hem dışarıda, hem de içeride oyun bozucu tek hareket bu. * Tehlike çok daha büyük çünkü.
F
ırat’ın Doğusu
Türkiye için
en ciddi
mücadele alanıdır. Ülkemizin siyasi geleceği,
21. yüzyıl varlığı büyük oranda buraya yapılması gereken jeopolitik müdahaleye bağlı
dır.


Bu
tehdit aslında terör tehdidi değil, çokuluslu tehdittir
. Mücadele biçimi de
terörle mücadelenin çok ötesinde, çokuluslu ve çok yakın bir tehditle yüzleşmek
tir. Bu bir harita planlamasıdır. Irak ve Suriye’den sonra
“harita”nın Türkiye ayağının masaya sürülmesi
ni hiç kimse engelleyemez.
MASADA BÜYÜK HARİTA TASLAKLARI VAR
Eğer bu harita engellenecekse bugün Suriye’de engellenmelidir. Sanıldığı gibi bu
“harita” sadece PKK ile sınırlı bir harita değil, bir küresel hesaplaşmadır
. Coğrafyanın tamamında olanları tamamlar niteliktedir.
1. Dünya Savaşı sonrası bölge haritalarını kimler çizmişse, bugün yine onlar çizmektedir
. 1. Dünya Savaşı sonrası bütün haritalar nasıl
Türkiye’ye karşı
hazırlanmışsa, bugün de Türkiye’ye karşı hazırlanmaktadır.
Eğer Fırat Kalkanı, Afrin operasyonu ve bugün Irak’ın kuzeyinde devam eden operasyonlar yapılmasaydı, bugün hiç şansımız ve imkânımız olmayacaktı
. Çünkü İran sınırından Akdeniz’e kadar olan kuşak, tamamen bir Batılı
işgal kuşağı
olarak tamamlanmış olacaktı.
İLK ADIM, HARİTANIN TÜRKİYE AYAĞINI BAŞLATMAK OLACAK..
İşte bu tamamlandıktan sonraki
ilk adım, haritanın, kuşağın Türkiye ayağını başlatmak olacaktır
. Yine
İran sınırından Akdeniz’e, İskenderun Körfezi’ne
kadar
Türkiye tarafında da bir
koridor
oluşturmak için harekete geçecekler, buna
psikolojik
zemin hazırlamak için
içeride olağanüstü gelişmeler
deneyeceklerdir.
Dolayısıyla Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonu, Suriye’nin kuzeyindeki kuşağı
“geciktirmekle” kalmadı, Türkiye içlerine müdahalenin de önünü kapattı.
Bu yönüyle Türkiye’ye yönelik büyük bir girişimi
şimdilik
durdurdu. Ama hem Suriye’nin kuzeyindeki haritayı hem de savaşı Türkiye içlerine taşımayı amaçlayan
büyük projeye ağır darbe
indirdi.
HİÇBİR ANLAŞMA UYGULANAMAYACAK, VERDİKLERİ HİÇBİR SÖZÜ TUTMAYACAKLAR
İşte şimdi, bu
hesabı tamamen kapatmak
için Fırat’ın Doğu’suna müdahale
acil bir zorunluluk
tur. Bunun
başka da hiçbir yolu yok
tur, olmadığı daha sonra da görülecektir.
ABD ile yapılan anlaşmaların tamamı Türkiye’yi oyalama, projeye zaman kazandırma amaçlıdır
.
Münbiç
dâhil, bugüne kadar verdikleri hiçbir sözü tutmamalarının nedeni budur.
Asla tutmayacaklar!
ABD ile yapılan
son anlaşmadan da sonuç çıkmayacak
, zaman geçtikçe Türkiye’nin hayati güvenlik sorunu çok daha büyüyecek, belli bir noktadan sonra
“müdahale edilemez”
hale gelecektir.
FIRAT’IN DOĞUSU SADECE
SURİYE DEĞİL. HEM DOĞU AKDENİZ’DİR, HEM EGE’DİR
Fırat’ın Doğusu sadece Suriye’nin kuzeyi değildir. Fırat’ın Doğu’su aynı zamanda Doğu Akdeniz’dir. Aynı zamanda Ege’dir
. Dünyanın bütün
donanmaları
Doğu Akdeniz’de toplandı. Suriye savaşını planlayıp masadaki haritaya müdahil olan her ülke orada.
Akdeniz enerji kaynaklarının paylaşılmasının ötesinde, çok büyük bir jeopolitik oylun kuruldu ve bu oyun Türkiye’yi hedef alıyor
. Ülkemizin
çevrelenmesi
,
durdurulması
,
içeride siyasi iktidarın devrilmesi
, kendi tarih havzasına dönen Türkiye’nin yeniden kontrol altına alınması hesapları yapılıyor.
Tam bu sırada,
“içerideki cephe”nin dizayn edilmesi
işte bu büyük projenin parçasıdır
. Hangi siyasi partiden olursa olsun, hangi siyasi çevreden ya da muhafazakâr çevreden olursa olsun, bugün ülkemizde
herkes bu projeye göre bir duruş belirliyor. Artık siyasi kimlikler de, pozisyonlar da buna göre biçimleniyor
.
TÜRKİYE’NİN DİRENCİYLE ÇOKULUSLU CEPHE HEM İÇERİDE HEM DIŞARIDA ÇARPIŞIYOR
Açıkça,
Türkiye’nin direnciyle, çokuluslu müdahale cephesi çarpışıyor
. Çokuluslu cephede olanların,
Fırat’ın Doğu’suna müdahaleye karşı oldukları, PKK ve FETÖ tezlerine sahip çıktıkları, Doğu Akdeniz ve Ege’de ülkemizi yalnız bıraktıkları,
müdahale cephesinin argümanlarıyla konuştukları hepimizin
dikkatini
çekiyor.
ABD’nin, İsrail’in, bölgedeki Arap ortaklarının, AB bünyesindeki müttefiklerinin, içerideki uzantılarının
taktik manevraları
Türkiye’ye en az
iki yıl
kaybettirdi. Türkiye’nin şartlarını, imkânsızlıklarını da düşünerek bunu söylüyorum.
O taktik manevralar dışında Türkiye’nin müdahalesini önlemeleri hiçbir şekilde mümkün değildir
. Açık bir şekilde karşı durmaları, bunu
göze almaları
mümkün değildir.
DEVLETTEN DEVLETE SAVAŞ HAZIRLIĞI BU: HÂLÂ TERÖRLE MÜCADELE Mİ DİYECEĞİZ?
ABD’nin ve bölgedeki ortaklarının oraya yığdığı silahlar teröre destekle sınırlı görülemez.
Devletten devlete savaşın hazırlıkları
yapılmaktadır ve o silahlar doğrudan Türkiye ile savaş için toplanmaktadır.
ABD-NATO standartlarına göre yapılan bu hazırlıkların terörle ne alakası olabilir
.
Fransız askeri doktorlar bile PKK kamplarında
açıktan çalışırken, ABD açıktan
PKK ordusu
kurarken, o mevziler
Fransız çimento şirketleri
tarafından finanse edilirken,
Suudi ve BAE fonları
bölgeye akarken, bütün bunlar Türkiye’ye
göstere göstere
yapılırken,
biz hâlâ “terörle mücadele” mi diyeceğiz?
Proje
olgunlaşmadan, tamamlanmadan
müdahale edilmeli. İki yıl önce
“intihar anlamına gelse bile”
müdahale edilmesi gerektiğini defalarca yazdım. Hâlâ aynı görüşteyim. Üstelik bugün tehdit çok daha büyüdü, bölge,
Türkiye ile hesaplaşmak için can atanların gövde gösterisi
ne sahne oluyor.

Oyun bozucu, hesapları sıfırlayacak tek hareket müdahaledir.

OYUN BOZUCU TEK HAREKET MÜDAHALEDİR. BİZ BUGÜNÜ DEĞİL, YARINLARI KONUŞUYORUZ.
Şu bilinmeli ki,
Türkiye’nin oyun bozucu tek hareketi müdahale olacaktır
.
Ezber bozucu
tek yöntem budur. Diğer bütün yöntemlere göre hazırlıklarını yaptılar. Bu hazırlıklar, Türkiye’nin
müdahale edemeyeceği, müdahale ettirilmeyeceği ön kabulü
üzerine yapıldı.
Tarih ve coğrafya bütün algılanır
, öyle okunur. Yarının kuşakları, bugüne bakarken
kimlerin ne siyasi hesapları olduğuna bakmayacak. Büyük tarih yürüyüşünde kim nerede durdu
ne yaptı ona bakacak.
Bugünü değil yarını,
geleceği konuşuyoruz. Müdahalenin zarureti, buradan bakınca kaçınılmaz oluyor.
Eğer Fırat’ın Doğu’suna müdahale etmezsek, edemezsek
Doğu Akdeniz’deki “çevreleme” ile, buradan yükselen tehditle baş edemeyeceğiz
.
Ege
’den sıkıştıranlara karşı elimiz daha da zayıflayacak.
DOĞU AKDENİZ VE EGE’DEKİ DÜĞÜM SURİYE’DE ÇÖZÜLÜR. İÇERİDEKİ “ÇOK BİLMİŞLER”SE ERDOĞAN’I DEVİRMEKLE MEŞGUL
Doğu Akdeniz düğümün çözülmesinin de, Ege’den her gün daha da artan baskıların azaltılmasının da yolu Fırat’ın Doğu’sundan geçiyor
. Burada bölge dışı güçlerin ya da terör örgütlerinin hâkimiyeti kesinleştiği anda biz “
her yerde” durmak zorunda
kalacağız.
Bütün batılı ülkeler ve bölge ülkeleri
Ürdün
’de tatbikatlar yapıyor. Batı dünyasının donanması
KKTC ve İskenderun açıklarında
, burnumuzun dibinde.
Bunlar olurken
içerideki “çokbilmişler” Erdoğan’ı devirme senaryolarıyla meşgul
, ellerine tutuşturulan klasörler içinde yazanlara göre ülkeyi
içeriden vuruyor
.
Dışa döndükçe içeriden vuruluyoruz
. Dışarıyla mücadeleye güç verdikçe içeriden sıkıştırılıyoruz. Dışarıdaki çevreleme yoğunlaştıkça birileri içerideki cepheye daha da güç veriyor.
SELÇUKLU’DAN BU YANA KESİNTİSİZ MÜCADELE. ‘İÇ CEPHE’YE DİKKAT..
Sadece
PKK ve FETÖ değil, çok daha yaygın bir cephe
var. Açık söylüyorum,
AK Parti’den ayrılmalar bile bu “iç cephe” formatlamasına göre yürütülüyor
. Aslında hepsi Türkiye’ye karşı konumlandırılıyor.
Türkiye bu büyük mücadeleyi yapacak, yapmak zorunda ve buna gücü de var
. Çünkü bu millet,
Selçuklu’dan buyana aynı mücadeleyi kesintisiz devam ettiriyor
. Atacağımız adımlar uzun vadeli olacaktır. Fırat’ın Doğu’su da bu uzun vadeli adımlardan biridir.
Kurulu bütün düzenlerin, siyasi yapıların, STK’ların sulandırılıp çözülmeleri için büyük bir zihinsel operasyon yapılıyor
. Bu yapılar üzerine kurulan oyunun acilen bozulması gerekiyor.
Savaştan kaçanların, cepheden kaçanların
yanında olmayacağız.
“İNTİHAR ANLAMINA GELSE BİLE..” OYUN BOZUCU TEK HAREKET BU. HEM DIŞARIDA, HEM İÇERİDE..
Fırat’ın Doğu’sunda, Doğu Akdeniz’de, Ege’de verilen mücadelenin bir cephesi de içeridedir.
Türkiye, kadim siyasi aklı ile, milletinin basireti ile, coğrafyasının siyasi tecrübesi
ile
“iki cephe”de de kazanmayı bilecektir.
Bugün tek
siyasi eksen
budur.
Bölgeye
müdahale başlasın, bakın daha kimler dökülecek, ait olduğu mevzilere kaçacak
. Gerçek kimlikler o zaman netleşecek.
Israrım şudur:
“İntihar anlamına gelse sile”
Fırat’ın Doğu’suna müdahale edilmelidir. Bütün oyunları sıfırlayacak tek yöntem budur.
Hem çevremizdeki hem içerideki…
#PKK
#Fırat Kalkanı
#Suriye
#Doğu Akdeniz
#KKTC
#FETÖ
5 yıl önce
* “İntihar anlamına gelse bile” “Fırat’ın Doğusu”na müdahale. * Hem dışarıda, hem de içeride oyun bozucu tek hareket bu. * Tehlike çok daha büyük çünkü.
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset