T.C Yılmaz Özdil, T.C Emin Çölaşan, T.C Ertuğrul Özkök dışında ne kadar yazarçizer varsa hepsini "liberal" sanan kimi okurlar, fakire, "niye liberallerle uğraşıyorsun" diyorlar.

Felaket yanılıyorlar.

Her şeyden evvel "uğraşmak" ifadesi çok çirkin, çok banal…

Kaç kez söyledim, "benim işim sevi için," niye uğraşayım?

Severken de bir miktar zevk alıyorum, bu mu gözlerine batıyor, anlayamıyorum.

Yazar dediğin yazdığından zevk alacak ki, okur da zevk alsın; ben bunu bilir bunu söylerim.

Tamam, Ertuğrul Beyciğimi sıklıkla bu köşeciğe konuk ederdim, şimdi dönüp bakmıyorum. Çünkü "zevk" vermiyor, ne yalan söyleyeyim.

Eskiden, "AKP ve Erdoğan"a elimizi uzatmalıyız" falan der, el verecek bir makamda yahut pozisyonda olduğunu ihsas ederdi. Sonra vaziyet biraz değişti. O kadar ki, "AKP bize niye elini uzatmıyor" yollu sitem etmeye başladı.

Daha sonraları da "el verecek" konumu kalmadığı gibi "el uzatılacak" seviyeyi de kaybetti.

Nasıl desem, " deniz seviyesinin altına" indi. Ne ki, o bu yerini "dere kenarı" tesmiye etti. Çok geçmeden "spermin tadı"ndan bahsedince neyin kenarında olduğu da anlaşıldı.

İmdi, elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, bu elemana ben ne söyleyeyim?

Sırrı Süreyya Önder de kalkmış bir televizyon kanalında Ertuğrul Beyciğim üzerine espri falan yapıyor.

KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan madem dağdan inip ovada yazarlık yapmak istiyor, onun silahlarından birini Ertuğrul Özkök"e verelim de dağa çıksınmış!

Sırrı"nın esprisine hiç gülemedim.

Ertuğrul Beyciğimi dağda tahayyül etmek bile bana sadece acı veriyor çünkü.

Komik olan bunlar değil Sırrı, bunlar tükenmiş adamlar.

Komik olan, PKK"yı dağda tutamadıkları için kıvram kıvram kıvranan, memleketi "diktatör" dedikleri Erdoğan"dan kurtarmak için panayır hokkabazları gibi taklalar atan malum eşhas.

"Barış" için umdukları arabuluculuk rolünü oynayamadılar ya, bu sayılmaz dercesine, "gerçek barış" sürecinden dem vurmaya başladılar.

"Gerçek barış" için de bir miktar "yeni Kürt sorununa" gerek var.

Bu beyefendilerin dahil olmadığı hiçbir barış zaten "gerçek barış" olamaz. Olur derseniz, "Öcalan"a oynatılan rol" demeye koyulurlar.

Siz de bir şey diyemezsiniz.

AK Parti hakkında, "MHP ideolojisi iktidarda" dediğinde susmuştunuz, "AKP 20 milyon Kürdü hapishanelere dolduracak" denildiğinde de susmuştunuz, hatta pek hoşunuza gitmişti, şimdi hangi yüzle bir şey diyeceksiniz?

Öyle değil mi Sırrı?