Vasiyet veya hassasiyet, artık sebebi neyse devlet merasimi yapılmadı merhum Erbakan için.

İyi de oldu.

Millete imkan verilmiş oldu, ''devlet'' merasim görsün!

Bana göre hayatına yetişemediğiniz adamı sadece cenazesinde bulunarak tanıyabilirsiniz. Kalabalık tek başına bir gösterge değil elbette, ama kalabalığın ruhu muhakkak surette cenazeyi tanımanıza yardımcı oluyor.

Muhteşem bir kalabalık değildi belki ama rahmetli Abdurrahman Gürses Hocaefendi''nin cenazesinde bu hissiyatı yaşamıştım. Cemaat ömrünü Kur''an''a vakfeden Hocaefendi''yi derin bir saygı ve sessizlikle anıyordu. Elinizle dokunabileceğiniz kadar somut bir hürmet vardı.

Sıcaktı, sessiz ama sımsıcak bir uğurlama.

Bir de merhum Adnan Kahveci''yi hatırladım. Biz o zaman lise talebesiydik. Kartal''dan tercihli sistemle en çok oyu alarak seçildiği için sanıyorum, cenazesi Kartal''daydı. Dar ve uzun bir sokakta önde tabutu çeken bir araba ve arkasında biz. Artık nasıl bir gereklilikse kulak tırmalayan bir cenaze marşı da canlı olarak yanıbaşımızdaki bando tarafından icra ediliyor. Merhumun, ölümden büyük acı çektiğini düşünmüştük o merasim boyunca.

Soğuktu, hiç bize ait olmayan zorlama usullerle daha da soğutulmuştu.

Merhum Turgut Özal''ın cenazesinde de bulunmuştum. O da Fatih Camii''nden kaldırılmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam cenaze namazını da Fethullah Gülen kıldırmıştı. Makamında vefat eden bir Cumhurbaşkanı için muhteşem bir kalabalık ve sıcak bir ortam vardı. Bugün gibi hatırlarım rahmetlinin dindar olduğuna özellikle vurgu yapmak için hazırlanmış pankartları. Oradan yine uzunca bir süre yürüdüğümüzü de hatırlıyorum. Görülmemiş bir kalabalık olduğu hususunda hemfikirdik hepimiz. Bir yerlere mesaj vermek için yoğun bir çaba harcayanlar dışında genelde sessiz ve saygılı bir merasimdi.

Merhum Erbakan''ın cenazesinde de bulunduk, bu vesileyle bir kez daha rahmet dileyelim.

Erbakan''ın arzusu üzerine sadece millet merasimi yapıldı. Hayatında kendisini tanımamış olanların bile hemen tanıyabileceği muhteşem bir merasimdi. Şu ana kadar milletin sahip çıktığı en büyük cenaze merasimi budur.

Millet kendisine gülümseyen hiç kimseye sırtını dönmemiştir. Böylece bir kez daha tecrübe edildi ki; zamanında sokağa çıkmayanlar, çıkamadıklarından değil, milletin selameti için bundan geri durmuşlardır.

''Altı yaşında ilkokula başladı, 22 yaşında Teknik Üniversite''den görülmemiş bir ortalamayla mezun oldu ve 27 yaşında hem Türkiye''nin hem de Almanya''nın gördüğü en genç doçent oldu.

Bu hikaye uzun, Erbakan''ı böyle anlatmak da anlamak da yorabilir. Onun yerine bir fotoğraf kullanalım.

Fotoğrafta 28 Şubat''ı anlamaya yetmeyecek yaşlarda iki delikanlı var. Milletin merasimine kim bilir nereden katılmışlar.

Erbakan bu iki delikanlıyı ardından böyle ağlatabilmiş bir liderdi.