
Ege Denizi'ndeki Santorini Adası çevresinde ardı ardına gelen sarsıntılar Ege'nin iki yakasında endişe yarattı. Yaşanan hareketlilik sonrası deprem fırtınası gündeme geldi. AFAD, Ege Denizi'nde meydana gelen sismik faaliyetleri "deprem fırtınası" olarak tanımladı. Peki, deprem fırtınası nedir? Deprem fırtınası neden olur? Hangi tehlikelere yol açar? İşte ayrıntılı bilgiler...

Ege Denizi’nde son bir haftada art arda meydana gelen depremler, uzmanların dikkatini çekti. AFAD verilerine göre, bölgede toplam 571 sarsıntı kaydedildi. Uzmanlar, bu hareketliliği “deprem fırtınası” olarak adlandırıyor ve sürecin yakından takip edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Deprem fırtınası nedir?
Gazi Üniversitesi Afet Yönetimi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. A. Samet Arslan, deprem fırtınasını şu sözlerle tanımlıyor:
“Deprem fırtınası, günlerce, haftalarca, bazen de aylarca sürebilen, genellikle orta ve düşük şiddetteki depremlerin sıkça meydana geldiği bir süreçtir. Genellikle büyüklüğü 5 ila 5,5 arasında değişen depremlerle kendini gösterir. Ege Bölgesi’nin karakteristik özelliklerinden biri de budur.”
AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda da sismik aktivitenin büyük ölçüde küçük depremlerden oluştuğu belirtiliyor. Bölgede kaydedilen depremlerin büyüklük dağılımı ise şöyle:


1,0 - 1,9 büyüklüğünde: 100 sarsıntı
2,0 - 2,9 büyüklüğünde: 255 sarsıntı
3,0 - 3,9 büyüklüğünde: 182 sarsıntı
4,0 - 4,9 büyüklüğünde: 34 sarsıntı
28 Ocak - 3 Şubat arasında bölgede 500'den fazla deprem kaydedildi.
Bu süreçte 5 ve üzeri büyüklükte bir deprem kaydedilmedi.

PATLAMA İHTİMALİ VAR MI?
Yunan medyasına göre Jeoloji Profesörü Avraam Zelilidis, Santorini'deki yanardağ hakkında yaptığı açıklamada, "Gerçek şu ki sismik diziyi izlediğimizde ya sona yaklaştığımızı ya da bir patlamanın eşiğinde olduğumuzu görüyoruz" iddiasında bulundu.
"Bu sismik faaliyetlerin (depremlerin) lavın aşağıdan yukarıya doğru yükselmesiyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Lav yükseldikçe kayaçlar kırılıyor ve bu da depremlere yol açıyor. Ancak bu durum her zaman patlamayla sonuçlanmıyor. Lav yükselirken içerdiği su buharı ve gazlar basınç oluşturuyor, bu gazlar çatlaklardan atmosfere salınarak basınç boşalabiliyor.""Eğer lav daha hafif ve akışkansa, sessiz akışlar yaşanabilir. Ancak yoğun ve kompakt olması durumunda patlayıcı etkiler görülebilir. Şu anda lavın kimyasal yapısını bilemediğimiz için nasıl bir süreç izleyeceğini tahmin edemiyoruz."

Santorini, Ege Bölgesi'nde geçmişte en büyük patlamaların meydana geldiği bir volkan adasıdır. Milattan önceye ait tarihsel kayıtlara göre bu volkanın tepesi büyük bir patlamayı takiben çöküp bir kaldera halini almıştır. Bu patlama o kadar şiddetli olmuş ki bulutlar atmosferi kaplayarak uzun süre iklim değişimine neden olmuştur. Zonguldak’taki Sofular mağarasında yapılan araştırmalarda [1] M.Ö. 1621 ve 25 yılları arasında o bölgede atmosferdeki brom, sülfür ve molibden oranlarında ani bir artış olduğu belirlenmiş ve bu durum Santorini’deki patlamaya atfedilmiştir. Ayrıca, Bronz çağının en önemli kültürü olarak kabul edilen Girit merkezli Minos kültürünün bu patlama ve yarattığı tsunamiyle yok olduğu kabul edilir.
Bölgenin faylı yapısı yüzünden geçmişte büyük depremler de yaşanmıştır. Bunlardan en son ve iyi bilineni 9 Temmuz 1956'da gerçekleşen Amorgos depremidir. Bu deprem 13 dakika arayla gerçekleşen 7,7 ve 7,2 büyüklüğünde iki şok nedeniyle 53 can kaybına neden olmuştur. Bu depremin Amorgos normal fayı tarafından oluşturulduğu kabul ediliyor ve bu fayda daha uzun yıllar benzer bir depremin olmayacağı düşünülüyor. Ancak bölgede çok sayıda ve farklı boyda başka faylar da vardır. Bu fayların 7,2'ye varan bir deprem üretme potansiyeli varsa da böyle bir depremin yakın bir zaman diliminde olup olmayacağı net değildir.