Hazreti Muhammed’in müjdesine mazhar olan İstanbul, 569 yıl önce 29 Mayıs’ta Fatih Sultan Mehmed’in kumandasındaki Osmanlı Devleti tarafından fethedildi. Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul, Peygamberimizin “Konstantiniyye muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur.” hadisiyle müjdelendi.
Nice kuşatmalar yaşayan şehir, 1453’te II. Mehmed tarafından fethedildi. Böylece Osmanlı Devleti üç kıtaya yayılan büyük bir imparatorluk haline geldi. Fatih Sultan Mehmet’in “Asıl olan şehirleri değil, gönülleri fethetmek” anlayışı, her daim İstanbul’un ruhuna yansıdı. Çağ kapatıp çağ açan bu fetih, önceki yıllarda olduğu gibi tüm coşkuyla 569. yılında da kentin çeşitli noktalarında binlerce kişinin katılımıyla kutlanıyor. Bu toprakları bizlere vatan yapan ecdat saygı, minnet, rahmet ve duayla anılıyor.
Binlerce genç Ayasofya’da
- İstanbul’un fethinin 569. yıldönümü dolayısıyla binlerce genç, sabah namazında Ayasofya'da buluştu. Gençlik Eğitim ve Kültür Konfederasyonu (GENÇKON) tarafından düzenlenen organizasyonda çok sayıda genç, 15. Fetih ve Gençlik Buluşmaları kapsamında Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ne geldi. Kılınan sabah namazının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı. Sabah namazında “Fetih Suresi” okundu. Program yapılan duaların ardından sona erdi.
Ecdadın izinden adım adım
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Millî Gençlik Vakfı (MGV) tarafından düzenlenen İstanbul’un Fethi programı “Ecdadın izinde adım adım” sloganıyla gerçekleştirildi. Fatih Camii’nde bir araya gelen binlerce genç, Beyazıt Meydanı’na yürüdü. Buradaki Kur’an tilavetinin ardından İslam dünyasından ümmet liderlerinin katılımıyla fetih şuuru anlatıldı.
Fatih’in hoşgörüsü
- Prof. Dr. Fahameddin Başar, fetih sonrası Fatih Sultan Mehmet’in halka karşı olan hoşgörüsünü anlattı: Rumlar kendi dindaşlarının yaptıklarını unutmamışlardı. 1204 yılında Latin istilasında yaşadıkları acı günlerin aynısını Fatih’in de yaşatacağını düşünüyorlardı. Oysa Sultan 2. Mehmed, 29 Mayıs günü şehre girer girmez korku içinde toplanmış dua eden halka, korkmamalarını, canlarının, mallarının ve hürriyetlerinin artık kendi teminatları altında olduğunu ve İstanbul’da istedikleri şekilde evlerinde, işlerinde kalabileceklerini söyledi. Bunu da bütün hükümdarlığı boyunca hem İstanbul’da hem diğer şehirlerde gösterdi.
Üzüntüden ağıtlar yaktılar
qHristiyanlığın merkezi konumundaki İstanbul’un Müslümanların eline geçmesi, Batı tarafından büyük bir üzüntüyle karşılandı, hatta ağıtlar yakıldı.
- Ey şehir şehir, dünyanın dört tarafının merkezi
- Ey şehir şehir, Hristiyanların iftihar sebebi ve barbarların hezimeti
- Ey şehir şehir, içinde manevi meyvelerle dolu ikinci bir cennet
- Ey cennet, şimdi güzelliğin nerede?
- İstanbul’un Türklerin eline geçmesiyle,
- Ağıtlar yaksın korkunç düşüşüme bütün Hristiyanlar
- Bu ne biçim kader?
- Hristiyanları körleştiren günahım ne benim?
- Her şeye kadir Tanrım!
- Lütfunla Hristiyanlığa güç ver
- Barış ve birlik sağla
- Ne Yunanistan’da ne Asya’da ne de Avrupa’da
- Tek bir Türk kalmayana kadar
- kovalamamız için
- Bize büyük bir ordu kurmamızı nasip et.
