Avukat Melih Akkurt, Almanya mahkemesinin Ermeni soykırımı kabul kararı hakkında değerlendirmede bulundu. Av. Akkurt, “Anayasa’nın 25. maddesinde; devletler hukukunun genel kurallarının Almanya Federal Hukuku’nun ayrılmaz bir parçası olduğu, yasalardan üstün olduğu ve Almanya Federasyonu içerisinde herkesi doğrudan doğruya bağlayıcı haklar yanında yükümlülüklerde tanıdığı hükmü yer almaktadır. Anayasa 20. maddesi uyarınca Yasama faaliyetlerinin, anayasal düzene aykırı olamayacağı da güvence altına alınmıştır. Böylelikle Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, uluslararası alanda “jus co gens” (buyruk kural) niteliğine sahiptir” dedi.
Melih Akkurt, “Nitekim Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal kuvvetleri olan İngiltere ve Fransa 3 Ocak 1919 - 10 Ağustos 1921 tarihleri arasında 2 yıl 8 ay Osmanlı Devleti’nde ‘savaş esirlerine kötü muamele ve Ermeni halkının katliamı’ suçunu işledikleri gerekçesi ile 144 Osmanlı subayı, bürokratı ve vekilini İstanbul’dan Malta’ya götürerek haklarında ceza soruşturması başlatmış olmasına rağmen, Temmuz 1921’de İngiltere Kraliyet Savcılığı; ‘Elimizdeki deliller ve bilgiler sanıkların bir ceza davasında yargılanabilmeleri ve cezalandırılmaları için yetersizdir’ gerekçesiyle takipsizlik kararı vermiştir “ açıklamasında bulundu.
Akkurt, Almanya özelinde konu irdelendiğinde 2000 yılını Nisan ayında Almanya Federal Parlamentosu’na sunulan ‘Soykırım’ı mahkum etme zamanıdır’ isimli imza kampanyası, bir sene sonra meclisin dilekçe komisyonunca ‘Yaraların açılması yerine iyileştirilmesi gerekir’ ibaresiyle Alman Dışişleri Bakanlığı’na yönlendirildiğini dile getirerek, Dilekçe Komisyonu’nun 10 Ekim 2001 tarihli basın açıklamasında Alman Dışişleri bu konuyla 2001 senesinin Haziran ayında ilgilenmiş ve Türk tarafının Ermeni ve Türklerin ortak geçmişlerinin gayrı resmi bir biçimde sivil toplum örgütleri tarafından ele alınmaya başladığına işaret edildiğini söyledi. Akkurt aynı zamanda komisyonun bu konuyu böylece kapattığını açıkladı.
Akkurt, “Bu konu ile ilgili başka bir soru önergesi verilen Alman Dışişleri Bakanlığı Eylül 2002’de “Geçmişin ele alınması ilk önce ilgili olan Ermenistan ve Türkiye’nin arasındaki konudur. Federal Hükümet 1915 ve 1917 arasındaki üzücü olayların ele alınmasına hizmet eden tüm inisiyatifleri uygun görmektedir. Bu araştırmaların sonuçlarının yorumu tarihçi ve hukukçular tarafından yapılmalıdır. Fakat yaraların açılmalarının yerine iyileştirilmelerinin gerektiğine dikkat edilmelidir” cevabını verdi” dedi. Melih Akkurt, “Parlamento kararının siyasi, ekonomik ve stratejik açıdan da değerlendirilmesi ve kamuoyuna kararın özellikle de hukuki açıdan yanlış olduğunun anlatılması gerekmektedir” açıklamasında bulundu.