Futbolla ilgilenen üstatlar çok daha iyi bilir. Özellikle bir derbide takımlardan biri açık ara favori gösterilirse, favori gösterilen takımın işi zor demektir derler… Nedeni basit… Favori gösterilen takım, “Nasılsa maçı alırız!” havasına girer, ya da sokulur; bunun sonucu olarak da oyuncularda doğal olarak bir rahatlama oluşur… Bu da sonun başlangıcıdır…
Akıllı teknik direktörlerin en zayıf rakiple bile oynamadan önce yaptıkları hem takımla hem de medya karşısında konuşmalarında rakibe belli oranda kredi açmaları bundandır…
Eskrim sporunda insanın en zayıf, en savunmasız, en kırılgan ânının, tam da saldırıya kalktığı an, ya da onun saniyenin belki de yarısı kadar öncesindeki karar noktası olduğu söylenir…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde de bu iki olgu rol oynayacak gibi görünüyor…
Murat Kurum’un adı açıklanmadan önce Metropol’ün yaptığı araştırmada İmamoğlu’nun açık ara önde olduğu tespit edilmişti. Idea Consultancy’nin araştırmasında da İmamoğlu AK Parti’nin Murat Kurum dahil neredeyse tüm potansiyel adaylarının karşısında ezici bir çoğunluğa ulaşacağı belirtiliyordu…
Böyle yola devam etsin… Kendini favori görsün… 31 Mart akşamı Sisifos efsanesindeki gibi dağın zirvesinden paldır küldür aşağıya yuvarlandığı zaman hakikatle yüz yüze gelecektir…
Murat Kurum beye gelince, belli ki üç eksen üzerinden yürüyecek.
1- Kentsel dönüşüm ve İstanbul’un sıfır demeyelim ama en az hasarla büyük depremden sıyrılmasını sağlamak…
2- İnsan ömründen ömür alan İstanbul’un trafik sorununa bir çözüm üretmek… Ancak bu işin “10 sene içinde raylı sistemi 1.000 km’ye çıkararak problemi çözeceğiz” şeklindeki soyut vaatle olmayacağını da bilmek…
3- Rakibin seçim palavralarının tek tek ortaya dökülmesini sağlayarak, vaat enflasyonunun önünü kesmek…
Erdoğan ve İslam düşmanlığı doğrultusunda ülke çapında kampanya yürütecekleri yolunda işaretler veren ‘ikesiz birlik cephesi’nin bu oyununa karşı başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere AK Parti’nin tamamı zaten pozisyon alacaktır… Kurum’un yukarıdaki üç alana odaklanması yeterli olacaktır…
Bir de tabii AK Parti saflarında her an oluşması mukadder bir aşırı özgüven ortamına da izin vermemek gerekecektir… CHP kendi içinde kavgalı… Eş başkanlık sistemi çatladı çatlayacak… İyi Parti zaten siyasi mevta… Suni teneffüsle yaşıyor… Millet İttifakı’nın meclis dışında varlığı kalmamış tabela partileri zaten yok gibi… Geriye bir tek DEM desteği kalıyor ki, o da zaten CHP ve İmamoğlu’nun en büyük kamburu…
İşte bu tür akıl yürütmeler Murat Kurum’un kariyerine büyük engel teşkil edecek tehlikeli çözümlemelerdir…
Yarış taraflardan birinin açık ara galibiyeti ile sonuçlanmayacak… Bunun bile idrak edilmesi yarışı kazanmak için önemli bir önkoşuldur…
