Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Şubat 2012 tarihli MİT’e yönelik Paralel Yapı Kumpası hakkında “ilk kez” konuştu.
CNN Türk’te aynen şöyle dedi:
“7 Şubat Krizi FETÖ’nün sisteme karşı yürüttüğü ilk büyük operasyonlardan biriydi.
O kriz, aslında FETÖ’nün kendisini açığa çıkarttığı, niyetini belli ettiği bir şeydi…”
Fidan’ın bahsettiği FETÖ (Paralel Yapı) operasyonlarının başlangıcı 3 Temmuz’daki (2011) Şike Kumpası’dır.
O sürecin işaret fişeği ise 2011’in başında Türk Telekom Arena Stadı’nın (Şimdi, Rams Park) açılışında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın yuhalanmasıydı!
***
Mayıs 2011’de G.Saray Kulübü Başkanı seçilen Mösyö Ünal Aysal “Bu ateş üflemekle sönmez!” diyerek Şike Kumpasını destekledi.
Şimdiki Başkan Özbek’in geçenlerde aynı repliği tekrarlaması, işbu desteğin sürdüğünü gösteriyor.
3 Temmuz 2011 Şike Kumpası sonrasında neler yaşandığını hele bir hatırlayalım…
28 Aralık 2011: 34 kişinin öldürüldüğü Uludere Olayı, TSK’daki FETÖ’cü subayların provokatif bir saldırısıydı!
Paralel Yapı’nın tüm borazanları, Uludere hadisesini dönemin MİT Müsteşarı Fidan’ın üzerine yıkmak istemişlerdi.
***
Sadece birkaç gün sonra, 6 Ocak 2012’de eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, FETÖ’nün seri iftiralarıyla hapse atıldı!
***
Bir ay sonra, 7 Şubat’ta MİT Krizi patlak verdi…
Paralel Yapı, en başta Hakan Fidan olmak üzere “görevdeki ve dahi eski bazı üst düzey istihbaratçıları” tutuklamak istedi.
Başarsalardı, hemen ardından Erdoğan’ı tutuklayacaklardı ancak operasyon çökertildi!
***
O günlerde, Başbakan Erdoğan’a Hastane Kumpası düzenleyenler yine FETÖ’cülerdi.
***
2013’te ise Gezi Kalkışması ile 17 ve 25 Aralık Emniyet-Yargı Operasyonu yaşandı.
FETÖ, eğer bu iki çok ciddi kalkışmadan netice alabilseydi; 2014 yılının ilk yarısında Paralel Yapı üyesi Tümgeneral’in TSK’nın başına geçmesiyle darbe süreci tamamlanmış olacaktı!
***
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki askeri darbe teşebbüsü ise bütün bu ihanet zincirinin son halkasıydı.
3 Temmuz’daki Şike Kumpasını yapanlar, 4 Nisan 2015’te Rize’den dönen Fenerbahçe otobüsünü Sniper’larına kurşunlattılar!
7 Haziran 2015 seçimlerine iki ay kala…
-Türkiye’yi “Kaos ortamına sürüklemek” istemişlerdi!
***
Son birkaç aydır yaşadığımız hadiseleri hatırladığımızda…
Benzer bir senaryonun, bu defa da yerel seçimler öncesinde Kripto FETÖ unsurlarınca sahneye konulduğunu görebiliriz!
Mesela, 2015’teki ile 2024’teki Adliye Sarayı’na terör saldırıları çok benzerdir…
Keza, otobüs kurşunlanma hadisesiyle de Pazar gecesi yaşanan “Futbol Provokasyonu” eşleşiyor.
***
F.Bahçe otobüsünün faillerinin tam dokuz yıldır “yakalanmamış” olması, kritik yerlerde konuşlanmış Paralel Kripto varlığının etkisini göstermeye yetiyor.
FETÖ tehlikesi geçmiş değildir!
Halen daha Emniyet’te ve Yargı’da etkili olduklarını anlamak için şu üç ibretlik örnek bile yeterlidir…
“Garson” adlı gizli tanığın ulaştırdığı SD kartlarının Haziran 2023’te deşifre edilmesi sonucu, o ana dek FETÖ’den işlem görmemiş olan 3 bin Kripto Emniyetçi saptanmıştı!
***
2023’ün sonunda, FETÖ irtibatlı/iltisaklı oldukları belirlenen 445 aktif Emniyetçi açığa alınmıştı!
***
FETÖ bağlantılarından dolayı Yargı’dan KHK ile ihraç edilen 450 savcı ve hâkimin…
Danıştay 5. Dairesi tarafından görevlerine iade edilmesi ise kısa süre önce gerçekleşti!
Trabzon’da oynanan kritik maçta Emniyet tarafından gerekli tedbirlerin alınmadığı çok bellidir.
***
Maçın hakemi Bay Umutsuz Vaka’nın…
Sahaya yağan sayısız yabancı maddenin üstüne bir de meşale atıldığını gördüğü halde “oyunu devam ettirmesi” kritik eşikti.
-Maçı tatil etmeliydi ama yapmadı…
Bu yönüyle, 2006’da Denizli’de yaşanan ve şampiyonluğun el değiştirmesine “kasten” neden olan benzer hadisenin hakemi Mister Kılçık Dereli’yi hatırlattı.
O şahsa “Haluk’un Eldiveni” diyorlardı!
Öncülüğünü “maskeli ve bıçaklı” birinin yaptığı belli sayıdaki Provokatör seyircinin, sahaya inip futbolculara linç etme psikolojisi ile saldırması…
-Futbolun tükenişi ile birlikte “statlarda artık güvenliğin kalmadığını” da gösteriyor.
***
Saldırgan tiplere özenle gözlerini kapatıp da, saldırıya uğrayanları “suçlu” ilan etmeye kalkışan kimilerinin bu akla ziyan yaklaşımı ise ancak başka utanç gecelerini davet etmeye yarar!
-Her iki güzide kulübümüze geçmiş olsun diyoruz.
Futbolda, kimilerince “meşrulaştırılmaya” çalışılan şiddet olaylarının fevkalade tehlikeli bir hal almasında, TFF’nin sorumluluğu çok büyüktür.
***
“Cep telefonuna indirdiği By Lock’u izah edemeyen” bir şahsın “TFF Başkanı” olması, baştan yanlıştı…
Görev döneminde yaşanan beşinci büyük krize rağmen halen daha istifa etmeyişi vahim bir durumdur.
***
“Ayak Oyunları” süper liginin “Tamamen Kurgusal” futbolunu yönetirken…
Kongre üyesi olduğu takımın ligi zirvede bitirmesi için “ne kadar büyük bir gayret sarf ettiğini” Metin Şentürk bile görüyor!
