İlke İlim Kültür Eğitim Derneği’nin hazırladığı “Geleceğin Türkiyesinde Eğitim” raporu açıklandı. Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Mustafa Safran, aslında herkesin sorunun nerede olduğunu bildiğini belirterek, “Sorun teoriyi uygulamada. Bizim teorimiz çok iyidir. Sorun eğitim kurumlarımızda uygulama ağırlıklı eğitimin olmayışı” dedi.
İlke İlim Kültür Eğitim Derneği tarafından "Geleceğin Türkiye'si" projesi kapsamında hazırlanan "Geleceğin Türkiye'sinde Eğitim" raporu kamuoyuyla paylaşıldı. Raporun tanıtım toplantısında konuşan Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Mustafa Safran "Geleceğin Türkiye'sinde Eğitim" raporunda Türkiye'de eğitimle ilgili söylenmesi gereken her şeyin söylendiğini ve aslında herkesin sorunun nerede olduğunu bildiğini söyledi. Safran, sorunun nasıl çözüleceğinin de bilindiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sorun nerede biliyor musunuz? Uygulamada, alana taşımada. O problemleri çözmek için alanda atılacak olan refleksler ve adımların ne olacağı konusunda sıkıntımız var. Bu Türkiye'nin genel rahatsızlığıdır. Bizim teorimiz çok iyidir. Bizim eğitim kurumlarımızda uygulama ağırlıklı eğitimin olmayışı... Çocuk teorik bilgiyi bir yere kadar muhafaza edebiliyor, ama onu uygulama alanına koymadığı için maalesef o bilgi içselleştirilemiyor." Safran, önümüzdeki yıl el sanatları üzerine bir lise açılacağını da müjdeledi.
FARKLAR DİKKATE ALINMIYOR
Raporu hazırlayan İlke İlim Kültür Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yusuf Alpaydın ise, eğitim sisteminin devam eden başlıca sorunlarını, "Eğitim sistemindeki adaletsizlik, bireysel farklılıkların dikkate alınmaması, eğitim personelinin yetkinliği, istihdam gibi sistemlerle olan uyumsuzluk, kalitenin arttırılamaması, ülke insanına ve kültürüne uygun bir eğitim paradigmasının oluşturulamaması" olarak sıraladı.
DERSLİK SAYISI DEĞİL KALİTE ARTTIRILMALI
Alpaydın, "Geleceğin Eğitimi" için şu önerileri sundu: "Genç nüfusun azalmaya devam etmesi sebebiyle, derslik sayısını arttırmak yerine kalitenin arttırılması, aile kavramının daha sık vurgulanarak birlikte yaşama becerilerinin geliştirilmesi, eğitim ortamlarında öğrencilere hitap şeklinin güncellenmesi, eğitim programlarının ilgi ve yeteneklere göre farklılaşması, öğretmenlerle yöneticilerin toplumsal değerlerle barışık olması ve çok kültürlülüğü yönetebilecek donanıma sahip olması, milli kültürün korunarak Türk-İslam klasiklerinin eğitim programında daha çok yer alması."
İmam hatiplerin oranı yüzde 13
Yusuf Alpaydın toplumda ‘her yer İmam Hatip oldu’ şeklinde bir algının hızla yerleştiğini ancak bunun yanlış olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Eğitim sisteminde imam hatip ortaokulu ve liselerinin oranı yüzde 13. Bu oran imam hatip meselesini topluma iyi anlatamadığımız anlamına geliyor. Ya da öteden beri gelen çeşitli önyargılar nedeniyle bir sorun ortaya çıkmış durumda. Birçok kesim imam hatip okullarının açılmasını gerekli görmüyor çünkü bunun bir meslek lisesi olduğunu savunuyor. Halk çocuğunu imam hatibe meslek öğrensin diye değil, dinini öğrensin diye gönderiyor. Bu talep çok net. Biz bu okulları genel eğitim sistemi içinde görmek durumdayız.”
8 çözüm önerisi
Geleceğin Türkiyesinde Eğitim raporu ışığında geleceğe güvenle bakabilmek için 8 çözüm önerisi de sunuldu.
1- Eğitim geleneğimizden doğan insani yetiştirme odaklı bir eğitim anlayışı
2- Tarihsel ve düşünsel derinliği olan eğitim programları
3- Kalite güvencesini sağlayan okullar
4- Liyakat sahibi okul liderleri
5- Sürekli öğrenen ehil bir eğitimci kadrosu
6- Yerinden ve okul merkezli bir yönetim anlayışı
7- Adil bir performans değerlendirme ve teşvik sistemi
8- Güçlü kurumsal iletişime sahip eğitim kurumları