
Süt, yoğurt, peynir, balık, ev eşyası gibi yüklerin taşınmasının sıradan hale geldiği otobüslerde, yolcular işi daha da ileri götürerek, canlı hayvan ve yakacak için kullanılan tezeği bile otobüslerin bagajına yerleştiriyorlar.
Şehirlerarası otobüs firmalarının araç bagajları kargo şirketlerinin deposunu andırıyor. Süt, yoğurt, peynir, balık, patates, soğan, balık, ev eşyası gibi yüklerin taşınmasının sıradan bir hale geldiği otobüslerde, yolcular işi daha da ileri götürerek canlı hayvan ve yakacak için kullanılan hayvan tezeğini bile yolculuk yaptığı otobüstlerin bagajına yerleştiriyorlar.
Bu durumdan en çok şikayetçi olan muavinler ise arkadaşlarından çoğunun bel fıtığı ve apandisit patlaması yüzünden işi bırakmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Bu konuda bütün yolcu firmaları için bir standart konulmasını isteyen muavinler artık fazla yük yüzünden yolda birden açılan bagajlardan kurtulmak istediklerini ve gecenin bir vaktinde el fenerleriyle yollara saçılan peynirleri aramaktan bıktıklarını ifade ediyorlar. Yük konusunda bir sınırlamanının olmadığını belirten otobüs firmalarının yetkilileri ise yolcuların "Yükümü almazsanız biletimi iptal edip başka firmaya gideceğim" şeklinde şantaj yaptıklarını iddia ediyor. Erzincan Fırat Turizm İstanbul İşletme Müdürü Can Polat, "Normali bir bilet için 25 kilo bagaj. Ama uygulama böyle değil. Eğer bu yükleri biz götürmezsek başka firma götürüyor. Çaresiz kalıp taşıyoruz" diyor. Esenler Ootogarı'nda konuştuğumuz kaptan şoförler ve araç sahipleri de fazla yükten şikayetçi. Fazla yükten dolayı araçların dengelerinin bozulduğunu belirten şoförler "Bu, kaza riskinin artması demek. Hatta bagajda yangınlara kadar varacak kadar tehlikelerle karşılaşıyoruz. Fazla yük yüzünden yolda araç bagajlarının açılması da sıkça karşılaştığımız problemlerden biri ve kaza sebebi" şeklinde yakınıyor.
Yük arabası sahibi Mustafa Korkmaz ise birçok müşterisinin eşyasını otogara götürüp getirdiğini beliterek "Bir keresinde bir kişinin toptan evini bile otogara taşıdım" diyor.
Otobüs firmlarının yetkililerinden muavinlere, şoförlerden araç sahiplerine kadar herkesin derdi aynı. Çözümleri de aynı: Ortak hareket etmek. Diyorlar ki: Otogar çıkışında bir kantar olsun.Her çıkış yapan araç muhakkak burada tartılsın. Ağır gelen araçlara ceza kesilsin.
"Meslek hayatımda hemen hemen karşılaşmadığım olay kalmadı. Kimi tavuk, güvercin götürmek ister, kimi ise memleketinden aldığı kışlık yiyeceklerini. Bizler ise iki arada bir derede kalıyoruz. Götürmesek yolcu başka bir firmaya kayıyor. Götürsek bir sürü aksilikler bizi yakalıyor. Birçok arkadaşım bel fıtığı ve apandisit patlaması yüzünden mesleği bıraktı" diye dert yanıyor.






