|

Salda’ya turist sınırlı gelsin

Emine Erdoğan’ın yaptığı Salda gezisine eşlik eden doğa dostlarından Dünya Doğayı Koruma Vakfı(WWF) Türkiye Temsilcisi Aslı Pasinler gölde ‘sınırlı turizm’ fikrini savunduğunu ve bakanlıkla ortak proje yürüteceklerini söylüyor.

Ayşe Olgun
04:00 - 8/09/2019 Pazar
Güncelleme: 07:20 - 8/09/2019 Pazar
Yeni Şafak
Emine Erdoğan (soldan iki)
Emine Erdoğan (soldan iki)

Herkese gelip Salda Gölü’nü görmesini tavsiye ediyorum. Bu çağrıyı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan yaptı. Geçtiğimiz hafta Emine Erdoğan’ın Salda Gölü gezisinde birlikteydik. Göl gerçekten büyüleyiciydi. Bembeyaz kumları, turkuaz rengi sularıyla ziyaretçilerin nefesini kesen göle, Denizli üzerinden 45 dakikalık bir kara yolculuğun sonucunda ulaştık. Özellikle son iki yıldır Salda, yaz aylarında turist akınına uğruyor. Bu bölgenin en önemli özelliği dünyada Mars’ın yüzey özelliğini taşıyan iki yerden birinin olması. Magnezyum içerikli beyaz kaya ve kum sizde Mars’ta yürüyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Beyaz kumsalı ve turkuaz görüntüsüyle Maldivler’e benzetilen gölün etrafında iki halk plajı bulunuyor. Salda aynı zamanda 185 metreye varan derinliğiyle ülkemizin en derin gölü ünvanını da elinde bulunduruyor. Gölün derinliğinden bahsetmişken bu gölde dalış yapan milli yüzücü Şahika Ercümen ve Derya Can’ı da hatırlamak gerekiyor. 2018 yılında Salda’da 65 metre dalış yapan Şahika Ercümen’in rekorunu geçtiğimiz ay 70 metre derinliğe dalış gerçekleştiren Derya Can elinden aldı ve bu dalış rekorları sayesinde de bir kez daha Salda gündeme gelmiş oldu.

İLK ADIM ATILDI


Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak koruma altına alınan Salda Gölü için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçtiğimiz aylarda Millet Bahçesi projesini gündeme getirmiş ve bu da beraberinde tartışmalara sebep olmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un davetlisi olarak Emine Erdoğan ile birlikte Salda gölü ve çevresinde bir gün geçirdik, yapılacak projeleri dinledik. Burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı’nın çevre gönüllülerle birlikte hareket ettiklerinin altını çizmek gerekiyor. Çevre ve doğa konusunda Sıfır Atık Projesi başta olmak üzere pek çok çevre ve doğayı koruyan çalışmayı hayatı sokan Emine Erdoğan, Salda Gölü için de öncelikle gönüllü çevrecilerle devlet yetkililerini buluşturmada aktif rol oynuyor.

KORUMA YEDİ KAT ARTIRILDI

Ama önce bakanlığın verdiği bilgileri paylaşayım: Salda Gölü, doğallık, görsellik ve biyolojik çeşitlilik özellikleriyle eşsiz ve etkileyici görünüme sahip bir alan olarak öne çıkıyor. Bu gölü gelecek nesillerin de görmesi için bakanlığın yaptığı ön önemli adımlardan biri sadece gölün değil çevresinin de koruma altına alınması olmuş. Böylece 44 kilometre olan gölün yüzeyini 7 kat artırarak 295 kilometre alan özel koruma bölgesi ilan edilmiş, sit alanı da bir buçuk kat daha artırılarak 8 bin 500 hektara çıkarılmış. Millet Bahçesi projesinden önce gölün etrafındaki yapılar yıkılacak, koruma alanı dışındaki bölgeye ise sadece günü birlik ziyaretçilerin yararlanacağı restoran, mescid gibi alanlar yapılacak.

Bundan birkaç yıl önce avcılar tarafından vurulan bir Penguen kuşu Lisinia Doğal Yaşam Köyü’nde iyileştirildikten sonra Salda’ya bırakılmıştı. Geçtiğimiz aylarda ise yine yaralanan bir Penguen ile leylekler aynı köyde iyileştirildi. Salda gezisi sırasında bu kuşların bakımının yapıldığı köy de ziyaret edildi. İyileşen Pelikan Salda Gölü’ne Emine Erdoğan tarafından bırakılırken diğer leylekler de köyde uçuruldu.

GÖL KİRLİLİĞE TESLİM EDİLMEK ÜZEREYDİ

Akçaköy Lavanta Deresi ulusal ve uluslararası turizm ve fotoğraf sanatçıları için de gözde mekanlardan birisi haline geldiğini belirten Öztürk Sarıca, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın şuan ki Salda Gölüyle ilgili uygulamalarını yerinde buluyoruz ve geçen birkaç yıl içinde Salda Gölü kirliliğe teslim edilmek üzereydi. Gelen ziyaretçi sayısının fazlalığı ve altyapı yetersizliği içimizi acıtan bir durumdaydı. Çözümler yerinde ve gerekli olmuş sadece sosyal tesisler gölden biraz daha uzakta yapılabilir bu sayede göl ekosistemi daha az etkilenmiş olur. Yapılar kesinlikle doğal ve günübirlik ziyaretçilerin ihtiyacını karşılayacak biçimde olmalı ve kesinlikle yapılaşmaya izin verilmemeli”diyor.

PELİKAN YARALI OLARAK 3 AY ÖNCE GELDİ


Salda gölüne bırakılan pelikanın hikayesini Öztürk Sarıca’dan dinliyoruz: “Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi’ne 3 ay önce Kütahya Milli Parklar Müdürlüğünden geldi. Yaralı, hasta ve açtı gerekli tedavilerini rehabilitasyon merkezimizde yaparak sayın Hanımefendi’nin Salda gölüne ziyareti sırasında Salda gölüne bırakılmasını milli parklar bölge müdürlüğümüzle birlikte karar verdik. 6 yıl önce de Salda gölünden yaralı bir pelikan bize ulaştırılmıştı ve tedavisini yapıp tekrar aynı alana bırakmıştık bir yıl sonra da Acıgöl’den gelen hasta bir pelikanı tedavi ettikten sonra Milli Parklar 6.bölge müdürlüğümüzle Salda’ya bırakmıştık. Hanımefendinin böyle bir günde tedavisi tamamlanmış olan pelikanı doğal ortamına uğurlaması bizim için büyük bir sevinç ve gurur kaynağı olmuştur.”

Emine Erdoğan’ın Salda gölü ziyaretinden sonra kendi proje alanlarına uğrayıp projeleri hakkında uzun uzun bilgi verdiklerini söyleyen Öztürk Sarıca “Özellikle susuz tarım ve lavanta üretimi doğal ürünlere olan ilgisi bizi çok mutlu etti. Sonrasında da tedavisi tamamlanan altı tane leyleğimizi Hanımefendi ve Sayın Çevre Bakanımız özgürlüğüne kavuşturdular. Bırakılan tüm leylekler doğal hayatına döndüler.”

Pasinli: ortak proje yürüteceğiz

  • Salda Gölü etrafında yürütülen çalışmaya destek verenlerden WWF’in Türkiye ofisinin Genel Müdürü Aslı Pasinli ile konuştuk. “100 ülkede 45 kişilik ekibimizle çalışma yürütüyoruz. Bizim Salda ile ilgili görüşümüz burayla ilgili bir yönetim planı hazırlanması yönünde. Bu yönetim göle gelen ziyaretçi sayısını artıran değil sınırlayan bir plan çıkarılmalı” diyen Pasinli, Salda ve çevresiyle ilgili de şu bilgiyi veriyor: “Ülkemizde 122 tane önemli özel bitki alanı var, Salda da bunlardan biri. Göl çevresinde 22 adet endemik bitki türü var ve bunlar tehlike altında. Dünyada koruyarak turizme açılan doğal güzelliklerle ilgili çok iyi örnekler var. Biz de koruyarak sınırlı şekilde turizme izin verebiliriz. Mesela kuş gözlemi, tracking gibi etkinlikler yapılabilir. Bu konuda bize en iyi örnek sınırlı turizmle adı öne çıkan Crand Canyon olabilir. Grand Canyon’da ‘kapasite doldu’ denilerek o gün ya da belli bir dönem hiç ziyaretçi alınmaya biliniyor. Biz de Salda’da böyle bir çalışma yürütebiliriz.”
  • ERDOĞAN’DAN OLUMLU YANIT
  • Bu konuda görüşlerini Emine Erdoğan’a ilettiklerini söyleyen Pasinler olumlu yanıt aldıklarını belirterek “Biz bu konuda detaylı bir çalışma yapılmasını ve bununla ilgili bir yönetim planını çıkarılması için Emine Erdoğan’la görüştük ve bizi olumlu karşılayıp Çevre Bakanlığı yetkilileriyle buluşturdu. Tabiat Koruma Genel Müdürü ile uzman ekibimizin buluşması için talimat verildi. Önümüzdeki günlerde bu buluşmayı gerçekleştirip koruyarak bölgeyi turizme açmak için çalışma başlatacağız” dedi.

Ailesinden kalan mirasla yola çıktı


  • Lisinia Doğal Yaşam Köyü’nün kurucusu Öztürk Sarıca’nın hikayesi oldukça ilginç: “2005 yılına kadar ailemizden 3 kişiyi kanserden kaybetmiştik.O dönem kanser hastası olan annem, babam ve tüm aile ile birlikte ve aile imkanlarıyla insanların kanser olamaması için Lisinia projeyi hayata geçirme kararı aldık.Aile birikimi olan üç milyon dolar geleceğimizi garanti altına alabilirdi, oysa ki biz bu parayla yapacağımız proje ile çok kişinin hayatına dokunabileceğimizi düşündük.”
  • İNEKLER GİTTİ KEÇİLER GERİ GELDİ
  • Salda ve bölgedeki diğer göllerin kuruma sebebini ize Sarıca şöyle açıklıyor: “Birincil sebep küresel ısınmaya bağlı buharlaşma, ikinci sebep ise büyükbaş hayvancılıkta kaba yem üretimi için yetiştirilen ve birer su canavarı olan mısır yonca üretimi. 1990›lı yıllarda öz kültürümüz olan keçiler ormanın zararlısı ilan edilmiş ve erozyon sebebi olarak gösterilmişlerdir. Dağlar keçiler yasaklanmış var olan keçi varlığı da hızlı bir şekilde azalmıştır. Gerekli et ve süt ihtiyacını karşılamak için yurtdışında sabahtan akşama kadar otlayan ve ülkemiz koşullarına çok uygun olmayan inekler ithal edilmiştir. Gelen inekler ülkemizde aç kalmış üreticiler zarar etmiştir. Bu inekleri doyurmak için birer su canavarı olan mısır ve yonca üretmek için sulama göletleri yapılmış ve sondajlarla gelecek nesillerin içme suyu olacak sular tarımda kullanılmıştır. Bu sebeptendir ki zaten su fakiri olan ülkemizde pek çok göl ve sulak alanımız kurumuştur. Biz bu amaçla önce yörenin yerli ırkı olan ve kaybolmaya yüz tutmuş olan honamlı keçisini çoğalttık. Ardından da su tüketmeyen aromatik bitkiler konusunda da başta lavanta olmak üzere kekik, adaçayı ve 30 a yakın farklı aromatik bitkinin üretimini yapmaya başladık.”
#Emine Erdoğan
#Salda Gölü
#Murat Kurum
#Ziyaret
5 yıl önce