|

Sokaklarda en lezzetliyi kovalıyoruz

Zabıtaların köşe bucak kovaladığı sokak satıcılarından festivallere davet edilen sokak lezzetlerine... İstanbul’da tezgahını kapıp sokaklarda lahmacun, tatlı, mısır, ciğer ve daha aklınıza gelen birçok yemek, atıştırmalık satan sokak satıcılarını lezzet avcıları kovalıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/04/2016 Pazar
Güncelleme: 03:27 - 24/04/2016 Pazar
Yeni Şafak

İstanbul'da yaşayıp da sokak tezgahından bir şeyler alıp yemeyeni bulmanız zor. Sokak satıcıları yeme içme kültürümüzde önemli bir yer tutuyor. Eskiden insanların çekinerek bir şeyler aldıkları sokak tezgahları şimdilerde festivallerde cirit atıyor. İşte size bir iki örnek: Bu yılki Restoran Haftası, tema olarak sokak lezzetlerini kullandı. Geçtiğimiz hafta sonu Maçka Sanatçılar Parkı'nda gerçekleşen Sokak Lezzetleri Festivali de bu furyanın devamını getirdi. Sokak lezzetleri festival festival dolaşmaya başladı bile. Sokak satıcıları başımızın tacı olsalar da zabıtayla yıldızları hala barışık değil.



İNSANLARLA YÜZYÜZE BAKIYORUZ


Kaya Aydın, 36 yıldır sokakta lahmacun satıyor. Küçük bir arabası var. Kendisi Tranzonlu. Kayınpederi Gaziantepli olduğundan ondan öğrenmiş lahmacun yapmayı. Kağıthane Gürsel Mahallesi'nde satıyor lahmacunlarını. Aydın, “Caddeye çıkamıyorum. Mahalle aralarında satıyorum. Caddede uygunsuz görüntüler oluyor, zabıta da haklı. Özel müşterilerim var, arıyorlar, lahmacun getiriyorum. Evde içini hazırlıyorum, fırında tane hesabı pişirtiyorum. Başka semtlere gitmiyorum. Güven meselesi olduğu için başka yere gittiğinizde şüpheyle yaklaşıyorlar. Sürekli aynı yerde olduğunuz için temiz yapmak zorundasınız. Çünkü o insanlarla yüzyüze bakıyoruz” diyor.





SOKAĞIN LEZZETİ BİR BAŞKA


Eminönü ve Fatih'te tezgahıyla mısır yapıp satan Serdar Solun, kaptığı gibi tezgah arabasını festivale gelmiş. Bu onun ilk festival deneyimi. Oldukça memnun. 15 senedir bu işi yaptığını söyleyen Solun, “İnsanlar aslında eski sokak lezzetlerini bulamıyorlar. Sokakta yediklerimiz lokantada yediklerimizden daha lezzetli geliyor. Neden bilmiyorum. Belki açık hava diyedir. Bir kafede kuru kuru oturmak istemiyorlar. Çayıra çimene yayılıp yemenin keyfi bir başka... Belediyeden izinli çalışan Solun, yıllık 925 Lira yaptığı işin vergisini ödüyor.



TEZGAHIMI ALIP KAÇMAM


Mustafa Kırmızıgül, Urfalı tatlıcı. Eminönü'nde lokma tatlısı satıyor küçük arabasıyla. Gaziantep'te doğup büyüyen Kırmızıgül, “Beş yıldan beri Eminönü'nde balıkçıların oradayım. İnsanlar balık ekmek yedikten sonra tatlı yemek için soluğu benim yanımda alıyorlar. Lokmaları günlük ve taze olarak satıyorum. Evde kendim yapıyorum. Bu, katıldığım ilk festival. Keşke daha çok böyle festivaller yapılsa ve katılsak. Ben hep izinli çalıştım. Belediyeye vergimi ödüyorum. Tezgahımı kapıp kaçmak bana yakışmaz” diyor.





BİZİM KÜLTÜRÜMÜZ BU


Malatyalı Mehmet Usta, otuz seneden beri Taksim Talimhane'de Arnavut Ciğeri yapıp satıyor. İstanbul'un en meşhur sokak satıcılarından Mehmet Usta, “Sokakta yemek yemek bizim kültürümüz olmuş. Siz lokantayı sevebilirsiniz ama sokakta yemeyi sevenler de var. Bu artık geleneğimiz olmuş. Yasaklı bir seyyar satıcıyım. Ara sokaklarda geziyorum. İstanbul'un yüzde beşi beni tanır. Talimhane'deki bütün otelciler beni bilir, benden yerler. Ciğeri evde kendim yapıyorum. Günde en fazla


10 kilo ciğer gidiyor” diyor.


#Sokak lezzetleri
#Mustafa Kırmızıgül
#Urfalı tatlıcı
8 yıl önce