|

Teknoloji çağında ergenlik daha zor

Uzmanlar ailelerin en çok sosyal medya kullanımı, marka takıntısı, teknoloji bağımlılığı, cinsel kimlik karmaşası, ideolojik buhranlar gibi meselelerde yardım talep ettiğini söylüyor. Problemin çözümünde üzerinde durdukları ortak noktaysa aile rehberliği ile ebeveyn ve çocuk arasındaki bağı sıkı tutmak.

00:02 - 30/10/2022 Pazar
Güncelleme: 01:06 - 30/10/2022 Pazar
Yeni Şafak
Ergenlik çağının beş büyük derdi.
Ergenlik çağının beş büyük derdi.
Zeynep Tuba Kesimli

12-18 yaşları arasını kapsayan ergenlik, hem aileler hem de gençler için hayatın en zorlu dönemlerinden biri. Kimimiz bu yılları deneme yanılma yoluyla atlatırken kimimiz muhakkak desteğe ihtiyaç duydu. Kişinin kendini tanımaya, hayatı sorgulamaya başladığı, duygu dalgalanmaları yaşadığı ve anlaşılmaya azami derecede ihtiyaç duyduğu bu dönem, değişen yaşam koşullarıyla birlikte önceden gündemimizde olmayan yepyeni problemleri de beraberinde getiriyor. Biz de alanında uzman isimlere sorduk. Ergenlik dönemindeki gençler ve aileleri en çok hangi meselelerle kapılarınızı çalıyor? Siz bu sorunların çözümünde ne gibi öneriler sunuyorsunuz? Psikolog Esra Büyücek, Klinik Psikolog Betül Nesibe Özkars ve Uzman Klinik Psikolog Vahide Ulusoy Gökçek bizim için yanıtladı.

Cinsel kimlik karmaşası ve ideolojik buhranlar gündemimizde

Betül Nesibe Özkars - Klinik Psikolog

Ergenlik ebeveynin rehberliğine en çok ihtiyaç duyulan dönemlerden. Genel bir klinik gözlemi ifade etmek gerekirse bu sıralar ebeveynlerin ruh sağlığı uzmanlarından yardım talep ettikleri temel konular arasında cinsel kimlik karmaşası ve ideolojik buhranlar yaşayan ergen çocuklarıyla ilgili meseleler var. Öncelikle, hangi konuyla gelmiş olursa olsun, ebeveynlere yoldaşlık ettiğimiz ilk süreç, çocukların geçirdiği dönemlerin ebeveynlerin hikayesinde neleri tetiklediğinin farkındalığına ulaşma çabası oluyor. Çünkü ancak kendi yüklerine bakabilirlerse çocuklarına ihtiyacı olan alanı açabilirler. İkinci olaraksa ebeveyn ve çocuk arasındaki bağın ne durumda olduğuna bakıyoruz ve onarılması gerekiyorsa bunun için adımlar atıyoruz. Ebeveyn ve çocuk arasındaki bağ, çocuk ve dış dünya arasında anne karnındaki plasentanın işlevini görüyor. Bu bağ ne kadar güçlüyse çocuk kendisi için faydalı olanı seçip zararlı olandan o derece korunabiliyor. Çocuğun yaşadığı zorluk her ne olursa olsun, ilişkinin iyi olması bu kriz zamanını daha hızlı atlatmasına yardımcı oluyor. Ergenlik dönemi ebeveynle ilişkinin zayıfladığı ve akran ilişkilerinin güçlendiği bir dönem. Fakat aynı zamanda ebeveynin bilgeliğine ve rehberliğine en çok ihtiyaç duyulan dönemlerden biri. Kendi yolunu bulmak isteyen bu genç akılların karşısında kaygıların emrine amade olup suçlayıcı ve eleştirel olmak işe yaramıyor. Ebeveynlerin bu dönemin temel özelliklerini bilerek, ilişkiye onarmaya emek vermesi, bir yandan da kollarımızda büyüyen, bir zamanlar bebek olan ergen çocuklarımızla ayrışmanın yasının tutulmasına izin verebilmesi önemli. Dalai Lama’nın söylediği gibi “Sevdiklerinize uçmaları için kanatlar, geri dönebilmeleri için kökler verin. Ve daima yanınızda kalmaları için nedenler...”

Sosyal medya en çok danışılan konulardan biri

Esra Büyücek - Psikolog

Ergenlik gibi gelişimin önemli ve bir o kadar da zorlu aşamasından geçen genç için sosyal medya; eğlenceli olması, bu yaş grubu için hayati olan ‘kendini gösterme’ye hizmet etmesi, yaşıtları tarafından sıkça kullanılıyor olması, sosyal çevrede bir statü hâline gelmesi nedeniyle fazlasıyla cazip. Söz konusu henüz yetişkin olmayan ama artık çocuk da olmayan bir ergen olunca işler daha da karışık hâle geliyor. “Telefonun şifresi olacak mı? Sosyal medya hesapları ne zaman açılmalı? Günlük ne kadar zamanı sosyal medyada geçirmesine izin vermeliyim? Hangi uygulamalar bu anlamda güvenli? Çocuğumun yabancılarla etkileşim kurması ya da yaşına uygun olmayan içeriklerle karşılaşmasını nasıl önleyebilirim? Sosyal medya kullanımı konusundaki tartışmalarımız da nasıl bir yol izlemeliyim?” soruları en çok sorulanların başında geliyor. Bu sınırları dengede tutmak ergenliğin doğası gereği mümkün olmadığından bu konuda ailelere sorumluluk düşüyor. Çocuklarımızın sosyal medya hesabını takip etmek, “herkese açık” değil “tanıdıklara açık” sosyal medya kullanmasını sağlamak, sosyal medyada ne paylaşabileceğini netleştirmek, ne paylaşamayacağını net bir şekilde birlikte belirlemek, günlük ekran süresi belirlemek, belirlenen sınırlar aşıldığında ertesi gün telefondan tamamen mahrum olmak gibi- uygulanacak yaptırım belirmek, ailece ekransız saatler ve evde alternatif güzel zamanlar oluşturmak, arkadaşlarıyla yüz yüze görüşüp sosyalleşeceği pizza akşamı, film gecesi, kutu oyunları gibi etkinlikler planlamak alınabilecek önlemlerden. Tabii bunları yaparken çocukla iletişim hâlinde, yaşını ve ilgilerini gözeterek, onun fikirlerini ve ihtiyaçlarını da söylemesine alan açarak ortak bir sözleşme oluşturmak esas olmalı. Birlikte oluşturduğunuz, onun da çoğu yerde hemfikir olduğu bir sözleşmeye uymak çocuk için de daha kolay olacaktır.

Çocuğunuzla aranızdaki sürece güvenin

Dr. Vahide Ulusoy Gökçek - Uzman Klinik Psikolog

Sosyal medya ve teknoloji konusunda ergenlik çağında evladı olan ailelerin iki temel konuda endişesi olduğunu gözlemliyorum. Biri bağımlılık, diğeri çocuğun beğenilerinin, benlik algısının veya değerler sisteminin hızla ebeveyninkinden uzaklaştığına dair duyulan yoğun endişe. Ergenlik doğası gereği bir kendini arama ve aslında kendini tanıma süreci. Bu dönemde genç aynı zamanda ebeveyninden de ayrışmaya çalışır. Ayrışma da kendini arama da çabası sağlıklı ve hatta olmasını beklediğimiz bir süreç. Ancak sağlıklı olması kolay olduğu anlamına gelmiyor. Aksine zorluğu nedeniyle ebeveynlerin korku ve endişeye kapıldığını sık sık görüyoruz. Genellikle ilk önerim ebeveynin bu sürecin mutlaka yaşanacağını kabul etmeye çalışmasıdır. Çocuğunuz değişecek, farklılıkları deneyecek ve hatta hatalar yapacak. Sosyal medya ve teknoloji bu hataların ve değişimlerin ihtimalini sonsuz sayıda çeşitlendirdiği için kendimizi savunmasız ve çaresiz hissediyoruz. İkinci önerim burada geliyor: Çocuğunuzla aranızdaki sürece güvenin. Bir adım daha ileri giderek diyorum ki çocuğunuza ve onu size bahşedene de güvenin. Yaşanacak her şeyden evladınızın ve onunla kurduğunuz ilişkinin sağ salim çıkacağına dair güveninizi diri tutun. Bir problemli davranış mı gözlemliyorsunuz, duyduğunuz endişeyi ona duyduğunuz güvenin önüne geçirmeden açık ve yargılayıcı olmayan bir dille aktarın. Bir çözüm arayışına gitmeniz gerekiyorsa bunda ortak bir zeminde olduğunuzdan emin olun ve profesyonellerle iletişim kurmaktan çekinmeyin. Bir de ergenlerin ne kadar gerçekçi olduğunu aklınızda tutun. Onda problem olarak gördüğünüz davranış aslında sizde de varsa evladınız bunu size sert bir şekilde söyler ve sizi kendi probleminizle yüzleştirir. O yüzden çuvaldızın cebinizde ucu size doğru bir şekilde durduğunun bilincinde olun. Ondan evvel siz kendinize batıracak cesareti gösterirseniz ne âlâ!


#Sosyal Medya
#Çocuk
#Aile
1 yıl önce