BM’nin en üst yargı organı olan “Uluslararası Adalet Divanı” Güney Afrika’nın başvurusu üzerine kabul ettiği davada verdiği ihtiyati tedbir kararlarına İsrail’in uymasını istemişti. “Yüksek Adalet Divanı” söz konusu tedbir kararlarını 26 Ocak’ta açıklamıştı. ABD’nin askeri ve diplomatik desteğini arkasında hisseden İsrail bu tedbir kararlarını da yerine getirmedi tabii. 26 Ocak günü itibariye İsrail’in saldırıları sonucunda Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı 26 bin civarındaydı. Şimdiyse hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bini aşmış durumda.
İsrail ”Yüksek Adalet Divanı”nın “yapma” dediği her şeyi yapıyor, kitlesel açlığı silah olarak kullanıyor, suya, gıdaya, yakıta, elektriğe ve tıbbi yardıma erişimi engellemeye devam ediyor. Mahkemenin tedbir kararlarını hiç sayan İsrail askerleri, İsrail ordusunun sözde güvenli bölge olarak ilan ettiği alanlara sığınan sivilleri defalarca vurdular. “Yüksek Adalet Divanı”, İsrail’in “Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”nde yer alan maddeleri ihlal etmemesi uyarısında da bulunmuştu. İsrail bu uyarıyı da kaale almıyor.
Gazze’de yürütülen soykırıma komuta eden İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant “insansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz” demişti. Bu Gollant’ın hafta içinde ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüşmesi bekleniyor. Gallant çantasında İsrail Ordusu için bir hayli uzun yeni silah tedarik listesiyle gelecekmiş. ABD’nin silah desteği olmadan savaş yürütemeyecek durumda olan İsrail daha fazla Filistinli öldürmek için daha yüklü bir silah tedarik listesiyle Pentagon’u ziyaret edecek.
Kasım seçimlerine hazırlanan ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’e verdiği kayıtsız şartsız destek yüzünden başı dertte. Biden hem İsrail’i memnun etmek, hem de kendisine yönelik tepkileri savuşturmak istiyor. İsrail ise silah akışındaki hızın kesintiye uğramaması için çalışıyor. Bu arada ABD Kongresindeki Cumhuriyetçiler de Netanyahu’yu bizzat dinlemeye hazırlanıyorlar.
ABD Senatosundaki Demokratlar’ın içinde Netanyahu’ya en yakın isimlerden birisi olan Senatör Chuck Schumer, Biden’ı kurtarmak için Netanyahu’yu eleştirmek zorunda kalmıştı. “ABD Kongresindeki en yüksek rütbeli Yahudi lider” olarak da anılan Senato Çoğunluk lideri Chuck Schumer’in Netanyahu eleştirisi İsrail’de de geniş yankı bulmuştu. Schumer’in geçtiğimiz Salı günü Amerika’daki Yahudi örgütlerinin başkanlarıyla yaptığı toplantıda da aynı görüşleri dile getirdiği belirtiliyor. Schumer toplantıda, Biden’ın İsrail’e koşulsuz askeri desteğine ilişkin olarak Demokrat Parti tabanından gelen tepkilere çok fazla dikkat çekmiş.
Cumhuriyetçilerse Schumer’e tepki olarak ABD Kongresine hitap etmesi için Netanyahu’yu davet ediyorlar. Netanyahu birkaç gün önce “Temsilciler Meclisi”ndeki Cumhuriyetçilerin toplantısına video konferans aracılığıyla katılmıştı. Video konferansın Senato’da yapılması talebiyse Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer tarafından reddedilmişti. Netanyahu’nun Kongre’nin iki kanadına birden hitap etmesini isteyen Cumhuriyetçiler siyaseten, Schumer’in bu talebi de geri çevirmesini ümit ediyorlardı. Schumer ise yaptığı açıklamada Kongre’nin iki kanadının ortak oturumunda Netanyahu’nun konuşma yapmasını memnuniyetle karşılamaya hazır olduğunu belirterek Cumhuriyetçiler’in bu siyasi hamlesini boşa çıkarıyordu.
Bu arada, önce Temsilciler Meclisi’nde, sonrasındaysa Senato tarafından onaylanan “Geçici Bütçe Tasarısı”nda Netanyahu’yu mutlu eden maddeler de yer aldı. Bu maddelerden biri, Mart 2025 yılına kadar “BM-Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı”na(UNRWA) ödenek ayrılmamasıydı. İsrail’in düzmece iddialarına dayanarak ABD ve çoğu Avrupalı bir grup ülke Ajansa tahsis edilen fonları daha önce askıya almıştı. BM yetkilileri Gazze’de insani felaket uyarıları yaparken “Geçici Bütçe”de Ajansa ödenek ayrılmaması dikkat çekici bulunuyor.
Biden Yönetimi Gazze’ye sözde insani yardım içim iskele –liman inşa etmeye hazırlanırken “UNRWA”ya malî katkının devam etmesi için herhangi bir hamlede bulunmaması şaşırtıcı değil. Yüzbinlerce masum sivilin hayatı tehlike altındayken, ortada “tavşana kaç, tazıya tut” misali bir tiyatro döndürülüyor. İsrail’in Dışişleri Bakanı ise UNRWA”ya fon ayrılmamasını sağlayan ABD Kongresi’ndeki “Demokratlar’a ve Cumhuriyetçiler’e teşekkürlerini bildiriyordu.
