Sen kimsin? Öncelikle 4 Eylül 2023 tarihinde kaleme aldığım ‘CHP Lideri Kılıçdaroğlu hangi gazetecileri rüşvet aldığını bildiğini iddia ederek açıktan suçladı.?’ başlıklı köşe yazımda Barış Pehlivan olarak sen, ODA TV’nin kimlerden rüşvet aldığını şu cümlelerle “14 yıl gerçekleri duyurmak için büyüttüğümüz, uğruna ağır bedeller ödediğimiz bir haber sitesini kişisel zenginliklerinin ve korkularının esiri haline getirdiler itirafınla” rüşvet verenleri bildiğine işaret etmene rağmen neden bu güne kadar
Sen kimsin? Öncelikle 4 Eylül 2023 tarihinde kaleme aldığım ‘CHP Lideri Kılıçdaroğlu hangi gazetecileri rüşvet aldığını bildiğini iddia ederek açıktan suçladı.?’ başlıklı köşe yazımda Barış Pehlivan olarak sen, ODA TV’nin kimlerden rüşvet aldığını şu cümlelerle “14 yıl gerçekleri duyurmak için büyüttüğümüz, uğruna ağır bedeller ödediğimiz bir haber sitesini kişisel zenginliklerinin ve korkularının esiri haline getirdiler itirafınla” rüşvet verenleri bildiğine işaret etmene rağmen neden bu güne kadar bu isimleri açıklamadın? Yoksa Soner Yalçın’ın seni “Oda TV’nin rüşvet aldığını ispat etmek için bu iddiayı ortaya atanların kendi aldıklarını örtme çabasıdır” suçlamasından dolayı bir karın ağrın mı var? Bu konuda açıklama yapmaman veya yapamaman Soner Yalçın’ın haklı olduğuna işaret eder sanırım. Bu konuda medyaya yaptığın açıklamalarda para alanlar ifadesini kullanıyorsun neden? Rüşvet verenler ve alanlar demiyorsun veya diyemiyorsun çok ilginç doğrusu! Bütün bu karineler senin benim 4 Eylül’de kaleme aldığım ‘Oda TV ve senin hakkındaki iddialar’dan rahatsız olarak ve yine bazı kasıtlı hatalar yaparak üstelik TC Devleti’nin çok ama çok önemli bir kurumunu aynı Sezgin Tanrıkulu gibi polemik yaparak yıpratma gayretinizi benim üzerimden yapmaya çalışmanız boşuna bir çaba. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni PKK ve FETÖ stratejileri ve Amerika menfaatleri doğrultusunda hedef alan CIA ajanı ve PKK muhibbi vatan hainleri ile asla polemiğe girmem. Üstelik Barış Pehlivan olarak 2021 yılının Aralık ayında devletin çok önemli üst düzey yetkililerini aşağılık şekilde itibar suikastı yaparak akla hayale gelmeyecek sıfat ve ithamlarla suçlarken bu kez konu PKK ve FETÖ muhibbi CIA ajanı Sezgin Tanrıkulu olunca aynı konuda aynı suçlamaları yapmaman üstelik ‘Sezgin Tanrıkulu CIA ajanı değil’ tespiti yapman ne anlama geliyor? Sezgin Tanrıkulu ile seni hangi karanlık güç odakları bir araya getirdi? Yakında öğreniriz inşallah!
Söz konusu iddia tüm dünyada fırtına koparan Wikileaks belgelerinden. Türk medyasının nerdeyse tamamı CHP’de fırtına koparan o belgelere ulaştı. Daha önce hakkında “Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor belgeleri yayınlanan ve “TR 705” kodu taşıdığı için eleştirilere konu olan CIA ajanı Sezgin Tanrıkulu’yla ilgili Wikileaks’te bugüne kadar gündeme gelmeyen ABD’ye ait resmi belgeler de var. Kamuoyuna ve medya dünyasına yayılan bu belgeler incelendiğinde ABD’li diplomatlar ile Tanrıkulu’nun görüşmelerinin not edildiği ABD Dışişleri Bakanlığı evraklarındaki dikkat çekici ifadeler, Tanrıkulu hakkında “CIA ajanı” iddialarına kaynak oldu. Benim de Sezgin Tanrıkulu’na bu belgeler sonrasında CIA ajanı sıfatı ile hitap etmem bu sebeptendir.
CHP kulislerinde dolaşan Tanrıkulu’nun adının geçtiği onlarca belge içinden göze çarpanlar şöyle;
“Diyarbakır’da milliyetçi bir grup KDP Başkanı Barzani ve ailesiyle ilgili olarak yargılanmaları istemiyle savcılığa şikayet dilekçesi verdi. Dilekçede ‘Barzani’leri Irak’ta PKK’ya destek ve güvenlik sunmakla suçluyorlar. Diyarbakır İnsan Hakları avukatı Arif Altunkalem ve SezginTanrıkulu, cumhuriyet savcısının soruşturma açmaya hazırlandığına inandıklarını 19 Haziran’da Adana Konsolosluğu’na ilettiler.”