Ey Barış Pehlivan sen hangi yetki ile Tanrıkulu’nun CIA ajanı olup olmadığına karar veriyorsun?

04:0025/09/2023, Pazartesi
G: 25/09/2023, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

Sen kimsin? Öncelikle 4 Eylül 2023 tarihinde kaleme aldığım ‘CHP Lideri Kılıçdaroğlu hangi gazetecileri rüşvet aldığını bildiğini iddia ederek açıktan suçladı.?’ başlıklı köşe yazımda Barış Pehlivan olarak sen, ODA TV’nin kimlerden rüşvet aldığını şu cümlelerle “14 yıl gerçekleri duyurmak için büyüttüğümüz, uğruna ağır bedeller ödediğimiz bir haber sitesini kişisel zenginliklerinin ve korkularının esiri haline getirdiler itirafınla” rüşvet verenleri bildiğine işaret etmene rağmen neden bu güne kadar

Sen kimsin? Öncelikle 4 Eylül 2023 tarihinde kaleme aldığım ‘CHP Lideri Kılıçdaroğlu hangi gazetecileri rüşvet aldığını bildiğini iddia ederek açıktan suçladı.?’ başlıklı köşe yazımda Barış Pehlivan olarak sen, ODA TV’nin kimlerden rüşvet aldığını şu cümlelerle “14 yıl gerçekleri duyurmak için büyüttüğümüz, uğruna ağır bedeller ödediğimiz bir haber sitesini kişisel zenginliklerinin ve korkularının esiri haline getirdiler itirafınla” rüşvet verenleri bildiğine işaret etmene rağmen neden bu güne kadar bu isimleri açıklamadın? Yoksa Soner Yalçın’ın seni “Oda TV’nin rüşvet aldığını ispat etmek için bu iddiayı ortaya atanların kendi aldıklarını örtme çabasıdır” suçlamasından dolayı bir karın ağrın mı var? Bu konuda açıklama yapmaman veya yapamaman Soner Yalçın’ın haklı olduğuna işaret eder sanırım. Bu konuda medyaya yaptığın açıklamalarda para alanlar ifadesini kullanıyorsun neden? Rüşvet verenler ve alanlar demiyorsun veya diyemiyorsun çok ilginç doğrusu! Bütün bu karineler senin benim 4 Eylül’de kaleme aldığım ‘Oda TV ve senin hakkındaki iddialar’dan rahatsız olarak ve yine bazı kasıtlı hatalar yaparak üstelik TC Devleti’nin çok ama çok önemli bir kurumunu aynı Sezgin Tanrıkulu gibi polemik yaparak yıpratma gayretinizi benim üzerimden yapmaya çalışmanız boşuna bir çaba. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni PKK ve FETÖ stratejileri ve Amerika menfaatleri doğrultusunda hedef alan CIA ajanı ve PKK muhibbi vatan hainleri ile asla polemiğe girmem. Üstelik Barış Pehlivan olarak 2021 yılının Aralık ayında devletin çok önemli üst düzey yetkililerini aşağılık şekilde itibar suikastı yaparak akla hayale gelmeyecek sıfat ve ithamlarla suçlarken bu kez konu PKK ve FETÖ muhibbi CIA ajanı Sezgin Tanrıkulu olunca aynı konuda aynı suçlamaları yapmaman üstelik ‘Sezgin Tanrıkulu CIA ajanı değil’ tespiti yapman ne anlama geliyor? Sezgin Tanrıkulu ile seni hangi karanlık güç odakları bir araya getirdi? Yakında öğreniriz inşallah!

STRATFOR BELGELERİNDE YAYINLANAN ‘’TR 705 KODU TAŞIDIĞI İÇİN SEZGİN TANRIKULU’NA CIA AJANI DEDİĞİM İDDİASI DOĞRU DEĞİLDİR.
Barış Pehlivan, hiçbir hakkı, yetkisi olmadığı ve konu kendisini ilgilendirmediği halde “Sezgin Tanrıkulu haklı yani CIA ajanı değildir” demiş. Bu şahsa göre göre Bülent Orakoğlu köşe yazısında Sezgin Tanrıkulu’na Gölge CIA olarak bilinen Stratfor belgelerinde yayınlanan “TR 705 kodu taşıdığı için CIA ajanı olarak” olarak hitap etmiş iddiası yanlış ve kasıtlı bir tespit. Zira 18/09/2023 tarihinde YeniŞafak’ta yayınlanan köşe yazımda “TR705 kodu ile
CIA ajanı olduğu iddia edilen
Tanrıkulu Elif Çakır’a göre ülkemizin yüz akı mı?” başlıklı köşe yazımda dikkat edilirse Stratfor belgelerinde “CIA ajanı olduğu iddia edilen” cümlesi kullanılmıştır.
SEZGİN TANRIKULU’NUN CIA AJANLIĞI WİKİLEAKS’TE BUGÜNE KADAR GÜNDEME GELMEYEN ABD’YE AİT RESMİ BELGELER İLE TESCİLLENDİ

Söz konusu iddia tüm dünyada fırtına koparan Wikileaks belgelerinden. Türk medyasının nerdeyse tamamı CHP’de fırtına koparan o belgelere ulaştı. Daha önce hakkında “Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor belgeleri yayınlanan ve “TR 705” kodu taşıdığı için eleştirilere konu olan CIA ajanı Sezgin Tanrıkulu’yla ilgili Wikileaks’te bugüne kadar gündeme gelmeyen ABD’ye ait resmi belgeler de var. Kamuoyuna ve medya dünyasına yayılan bu belgeler incelendiğinde ABD’li diplomatlar ile Tanrıkulu’nun görüşmelerinin not edildiği ABD Dışişleri Bakanlığı evraklarındaki dikkat çekici ifadeler, Tanrıkulu hakkında “CIA ajanı” iddialarına kaynak oldu. Benim de Sezgin Tanrıkulu’na bu belgeler sonrasında CIA ajanı sıfatı ile hitap etmem bu sebeptendir.

’CHP’Yİ KARIŞTIRAN SEZGİN TANRIKULU BELGELERİ, CIA AJANI İDDİASI BU BELGELER YÜZÜNDEN Mİ?

CHP kulislerinde dolaşan Tanrıkulu’nun adının geçtiği onlarca belge içinden göze çarpanlar şöyle;

BELGE 1: AİHM’E DAVA GÖTÜREN İLK AVUKAT
Tarih: 5 Haziran 2006 Kaynak: ABD Adana Konsolosluğu. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava götüren ilk avukattır.
1977’de prestijli Robert F. Kennedy İnsan Hakları Ödülü’nü kazanmıştır. Tanrıkulu evlidir ve 2 çocuğu vardır. Karısı, Avukat Remziye Tanrıkulu, Birleşik Devletler Uluslararası Ziyaretçi Programı’na katılmıştır.”
BELGE 2: EBU GARİB FOTOĞRAFLARINDAN ENDİŞELİ
Tarih: 2 Mart 2006 Kaynak: Ankara Büyükelçiliği “Önceki uluslararası ziyaretçi katılımcı, Robert Kennedy Ödüllü ve Diyarbakır İnsan Hakları Derneği Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki genel çabaları için müteşekkir olduğunu ama Abu Gharib (Ebu Garib) fotoğraflarının tekrar basında yayınlanmasından endişe ettiğini belirtti. ABD’nin ciddi bir imaj problemi olduğu ve bunun Türkiye ve diğer yerlerde insan hakları durumlarını iyileştirme kabiliyetimizi olumsuz etkileyeceği konusunda diğer KONTAKLARIMIZLA hemfikir.”
BELGE 3: SAVCI SORUŞTURMASINI KONSOLOSLUĞA İLETTİLER
Tarih: 21 Haziran 2007 Kaynak: Ankara Büyükelçiliği Tarih: 21 Haziran 2007

“Diyarbakır’da milliyetçi bir grup KDP Başkanı Barzani ve ailesiyle ilgili olarak yargılanmaları istemiyle savcılığa şikayet dilekçesi verdi. Dilekçede ‘Barzani’leri Irak’ta PKK’ya destek ve güvenlik sunmakla suçluyorlar. Diyarbakır İnsan Hakları avukatı Arif Altunkalem ve SezginTanrıkulu, cumhuriyet savcısının soruşturma açmaya hazırlandığına inandıklarını 19 Haziran’da Adana Konsolosluğu’na ilettiler.”

BELGE 4: TÜM SİYASİ GÖRÜŞLERDEN KÜRTLER AYNI ÇATIDA
Tarih: 5 Temmuz 2006 Kaynak: Ankara Büyükelçiliği “Uzun zamandır konsolosluğumuzun KONTAK kişisi ve Diyarbakır Baro Başkanı olan Sezgin Tanrıkulu, yakın zamanda Diyarbakır’da yapılan, Kürt meselesi hakkındaki konferansın tüm siyasi görüşlerden gelen Kürtlerin ilk defa bir çatı altında görüşlerini yapıcı bir biçimde paylaşmalarının ilk örneğini oluşturduğunu savunmuş.”
#politika
#siyaset
#Bülent Orakoğlu