|
Sebo’nun yalanı, ya da kalemin namusunu korumak
Dilin
kemiği yok”
demiş atalarımız; yalancıyı tarif ederken… Bir de
“Yalandan kim ölmüş”
diye de eklemişler. Bu iki güzel sözü,
“Kalemin namusunu korumak gerek”
ya da
“Kaleminden yalan damlayanlar”
diye tevil edeyim.


Bir de soru sorarak başlayayım söze…

“Yalanından emin misin Selo?”


Bugünkü konumuz Sebo'nun son yalanı!



Sebo kim mi?

Milliyetçilikten ulusalcılığa tornistan yapmış (ve belki de eskiden de ulusalcıydı ama milliyetçi mukaddesatçı görünüp bir camiaya sızmış da olabilir) bugünlerde

Aydınlık

gazetesinde köşe kapmış

“Ankara gazetecisi”

unvanını çoktandır

“çamur atçı”

ya çıkarmış bir köşebaz.



Aslını sorarsanız, yalan yanlış yazılarının ne ilki ne de sonu.

“Operasyon gazeteciliği”

diye bir şey varsa tam

“cuk”

oturuyor üzerine…



Bu kez beni de ilgilendiren bir yalanı köşesine taşımış.

Hem de ne kurnazlıkla!


Diyor ki,

Cumhurbaşkanı Erdoğan

'ın son yurt dışı gezisine katılan gazeteciler dönüş yolunda sözüm ona Barzani'nin ziyaretiyle ilgili soru sormadılar çünkü, “Meğer Cumhurbaşkanı gazetecilerin bulunduğu bölüme gitmeden yani sohbete başlamadan önce görevliler aracılığı ile kulaklara şöyle fısıldanmış:



Cumhurbaşkanımız, Barzani ve Kürdistan bayrağı tartışmalarına girmeyecek... Bu konuyu lütfen gündeme getirmeyelim!..”



Sebo, hepimizden akıllı ya hani

, kendi ve hizmet ettiği yapının gündemini bize dayatmayı da maharet sayıyor ve diyor ki devamında, “Bazı yandaş gazeteciler bizim bu yazımızdan sonra böyle bir fısıldama olmadı diyebilir ki zaten aksi beklenmez... Böyle diyecek olana, siz gazeteci değil misiniz,

Barzani ve Kürdistan bayrağına Bahçeli'nin tepkisini niye sormadınız sorusunu sorarım.”


Şimdi beni iyi dinle Sebo!



Birincisi,

o uçakta ben de vardım. Devletin

TUR

uçağında dönüş yolunda

Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a soru soran gazetecilerden biri bendim.


İkincisi,

görüşmede yazılmamak kaydıyla söylenenler de vardı! Bu off the record bölümün neyi kapsadığını yakında görürsün. ('Dolaylı yoldan' asıl öğrenmen gereken bence bu yazılmamak kaydıyla olan bölümdü, Sebo! Yani ki çuvalladın)



Üçüncüsü

,

TUR uçağındaki gazetecilere ne ima yoluyla, ne sözlü, ne yazılı, ne açıktan, ne gizli “Şunları sormayın” denildi.


Dördüncüsü,

senin şu anda hizmet ettiğin yapının

Türkiye'nin içine yönelik mikser faaliyetleri

ni bilmeyen yok.



O yapının son maharetini

“Türkiye'nin gerçek gündemi”

gibi sunma çabasını da.



Senin de bu mikserin bir

aparat

ı olduğundan kimsenin şüphesi yok.



Avrasyacı kafanın, son numarasının Türk Silahlı Kuvvetleri'nde nasıl bir mikserlik yaptığını bilen biri olarak

, Barzani'nin ziyareti üzerinden kimlere selam çaktığınıza gelince…


“Vatan kurtarmak”

kavramını tekellerine almaya kalkışan…



FETÖ'cü alçaklar

dan boşalan

bürokrasiyi kendi adamlarıyla doldurma sevdasında olanlar…


Bir de

“mutabakat hükümeti”

söylemiyle “

iktidar ortağı olma hayali kuranlar

”, hevesleri kursaklarında kalınca,

meseleyi Türklük/Kürtlük tartışmasına dönüştürme çabasında.


İlginç! Sen de bu konuda epeyce mahirsin be Sebo.



Sebo senin bir zamanlar Ankara Temsilcisi olduğun milliyetçi/mukaddesatçı yayın organından meğerse ne çok “operasyon adamı” çıkıyormuş hı?


Takan mı desem, takmayan mı? Selvi mi desem, söğüt mü? Kibar mı desem, kibir mi, bilemedim!


MHP lideri Devlet Bahçeli'nin son kükreyişini sadece Barzani'nin ziyaretindeki bayrak krizine indirgemen, perdelemenin daniskasıydı...



“Uçakta, gazetecilerin soru sorması engellendi” yalanı ise operasyonun devamıdır.



Sebo..! Sahi, Devlet Hoca sana ne demişti?


Operasyon merkezleri “hayır” için fay hatlarına yöneldi

“Kürtler, Kürt kimliği üzerinden oy verecek”

savını ortaya attılar. Sonra

“MHP ile kol kola girmiş Ak Parti izlenimi Kürtler üzerinde büyük rahatsızlık yaratır”

iddiasında bulundular.



Seçmeni… Dahası Türkiye'yi Türklük ve Kürtlük üzerinden ayrıştırmanın yoluna gittiler.



Birçok açıklama geldi peş peşe. Bunlardan bir tanesi de

“Türk milliyetçiliğinin bir ırk milliyetçiliği olmadığı”

yönündeydi ve bence de doğru olandı.



Neyse…



16 Nisan Referandumu'

na az bir süre kala CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun suspus olması… O agresif muhalefet dilini terk etmesi ve ardından

Türklük/Kürtlük

tartışmasının açılması tesadüf olamaz.



Aynı şekilde,

Sebo'nun “Uçak'ta gazetecilere Barzani'nin ziyaretindeki bayrak meselesini sakın Cumhurbaşkanına sormayın” diye telkinde bulunulduğu yalanını ortaya atması

da tesadüf olamaz.



Bir yanda FETÖ'cü alçakların operasyonları, diğer taraftan bürokratik iktidarlarını hala koruma sevdasında olan “ittihatçı” kafa….



Nihayetinde, “evet”in Türkiye'de nasıl bir dönüşüme neden olacağını bilenler, Türkiye'nin fay hatlarını oynatmaya azmetmiş görünüyor.



Allah'tan millet olup bitenin farkında.



Öyle değil mi?





#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan
#FETÖ
#Ankara
7 yıl önce
Sebo’nun yalanı, ya da kalemin namusunu korumak
İkiyüzlü Batı ve mülteciler
Bir bu eksikti...
Yazık oluyor bize hocam
AK Parti’nin kimliği, kurucu ilkeleri ve ruhu…
Kara dinlilerle milletin savaşı