Aslına bakarsanız, bendeniz, bir kaç yıllık FP dönemine pek öyle sağlıklı bir şekilde, adapte olmuş değildim.

Çünkü tabanla yüzde 60''lık "apolitik kadro" siyasetin hangi temellere dayandığını anlamadan FP de kapatıldı!

Şimdi "iki ayrı kulvar"da siyaset dönemi başladı.

Saadet Partisi, "sil baştan, tekrar ana kaynağa" deyip, yola devam ederken, "yeni oluşum" ise, kendine bir yeni kulvar seçmenin tartışma ve olgunlaşma yöntemlerine uygunluk üzere, toplanıyor.

Dikkat edilirse, "yeni oluşumun" kurmayları, daha önce otuz yıllık bir çizginin temel başları... Bir kısmı da, "tepeden inmecilik"le liste başlarına oturtulmuş zevat idi.

Her ne hal ise, bendeniz, "yeni oluşum"dan dolayı, yeni bir yürüyüşe başlamak, amma "yeni söylem"lerle, çağdaş bir çizgide, Batı''ya doğru seyr eden "otoban"da, teknolojik vitrinden çok, Batı''nın sosyal ve siyasal verilerine dikkatlerini uzak tutmamaları gerekir, derim!

Zira, Batı''nın sosyal ve siyasal yapısında en uyumlu ve en sağlıklı "aile hayatı"nı sürdürecek olanlar, "dindar müslümanlar" olmaktadır.

O zaman, "dindar sosyal demokrat" söylemini iyice irdeleyip, bir de Batı''da, özellikle de AB içinde yaşayan 2,5 milyon insanımızın, bulunduğu koşulları, yerleşim düzenini de dikkate alarak, yeni bir program üzerinde imal-i fikr etmeleri gerekir.

İnandıklarını yaşasınlar, amma, baskıcı ve dayatmacı olmasınlar. Hele, Türkiye''nin sosyal ve kültür düzeyini de dikkate alıp, genç bir nüfusa sahip Türkiye''de, önemle eğitim-öğretimde "fırsat eşitliği"nin alt yapısını ön şart olarak düşünmelidirler.

Hele, ülkenin ekonomik durumu, işçi-memur dengesizliğinde "seçkinler sınıfı"nın gelir payının yüzde 90''ını alır bir hal içinde, gelirin tabana yayılması ve dengeli kalkınmanın ana arterlerini eşitçe TC vatandaşlarına akıtmanın planlarını yapmalıdırlar.

Ayrıca, kültür, spor ve çevre gibi üç hayatî mesele içinde, yeni nesille, yeni bir Türkiye''ye nizamat verebilirler diye düşünüyoruz.

Düşünmek bizden, hizmet ise yola çıkanlara düşer!