|
Körfez iki bin yıl önce de kokar mıydı?

Belirli saatlerde bütün merkez ilçelerde, İzmir’in tamamını saran ağır kokuyu duymamak mümkün değil. Kime sorsanız tarif etmekten utanılacak kadar ağır bir kokuya maruz kaldığından şikâyet ediyor. Kuşkusuz Ege’nin bu güzel sahil şehri için yakışıksız bir durumdan bahsediyoruz. Kokunun kaynağı, hangi saatlerde daha fazla duyulduğu, böyle bir sorunun ortaya çıkmasına sebep olan faktörler, yönetim sorunları, sorumluların ilgisizliği veya çaresizliği, çözümsüzlüğe olan inanç gibi konuyla alakalı başlıklar muhakkak gündeme gelmeli fakat benim için dikkat çekici olan, başkanın bu kötü kokunun iki bin yıllık bir geçmişe dayandığını söylemesidir.

Mevcut belediye başkanı İzmirlilerin iki bin yıldır bugünkü kokuya alışkın olduğunu söyleyerek sorunu halının altına süpürmeye çalışmış. Keşke etrafındakiler halının altına süpürmeye çalıştığı şeyin Marcel Proust’un kokuları gibi geçmişimizden tesadüfen çıkıp gelmediğini söylemiş olsalardı. Proust, “Geçmiş Zamanın Peşinde” adlı ünlü eserinde koku ile hafıza arasındaki ilişkiyi çok çarpıcı bir şekilde vurgular. Böylelikle kimliğin yapıtaşları da birer birer ortaya çıkar. Yazar, duyduğu kokulardan hareketle geçmişine gider, orada çocukluğuna ve gençliğine ulaşır. Bu seyahatle ortaya çıkan eserin kıymetini takdir edebilmek için elbette edebiyata ilgi duymak gerekir. Konuya uzak olanların Proust’un Geçmiş Zamanın Peşinde adlı kitabının Fransız ve dünya edebiyatı açısından değerini takdir edebilmeleri çok zordur. Fakat Proust’un, en kalıcı izlerin en krizli dönemlerden miras kaldığına inanan biri olduğunu söylememizde bir sakınca yok. Dolayısıyla kokulardan ve tatlardan hareketle geçmişe yolculuğun kolay bir serüven olmadığının altını çizebiliriz. Yaşadığı dönemden kimliği oluşturan izlere gitmek büyük bir çaba gerektirir. İzmir gibi Akdeniz’in en güzel şehirlerinin kimliği üzerinde konuşuyorsak aynı çabanın ortaya konulması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkar. İzmir’in de diğer şehirler gibi bir kimliği vardır.

Eğer şehirlerin de bir kimliğinin olduğuna inanıyorsak ve bu kimliğin ne olduğu konusu gündemdeyse Proust gibi kokulardan yola çıkabiliriz. Oysa İzmir’in bugünkü belediye başkanına inanırsak Körfez’den bütün şehre yayılan kokunun peşine düşmenin bir anlamı yok. Eğer böyle yapılırsa İzmir’in ne tarihi değer kazanır ne de kimliğini oluşturan yapı taşları merak konusu olur. Hatta bu yaklaşıma göre İzmir’in kimliğini oluşturan kokuları aramak hem faydasız hem de sonuçları itibarıyla zararlı olacaktır. Çünkü başkan, bugün İzmir’i sarıp sarmalayan ve tarif etmeye utanacağımız kokuların şehrin iki bin yıllık tarihine işlemiş olduğunu söylüyor. Ona göre bahsedilen kokular İzmir’in tarihî parçasıdır. Dolayısıyla Proust’a özenerek bugünkü kokulardan hareket edilse İzmir’in iki bin yıllık geçmişinde bizi şaşırtacak bir ize rastlamak mümkün olmayacak.

Belediye Başkanı’nın kanaatine göre İzmir’in bugünkü kokularından hareketle geçmişe gitmenin ve dolayısıyla kimliğin yapı taşlarını ortaya çıkarmanın bir anlamı yok. Belediye başkanlarının esas olarak şehirlerin geleceğini inşa ettiklerini biliyoruz. Onların bugün attığı temeller şehirlerin üzerinde yükseleceği yapı taşlarıdır. Evet, açıkça söylemek gerekirse onların, şehirlerin kimliğinin inşa edilmesindeki rolleri büyüktür. Başkanın söylediklerinin en sıradan mantıkî sonucuna göre bugünkü kokular, İzmir’in yakın geleceğinde bir kimlik unsuru olarak varlığını sürdürecektir. Dolayısıyla İzmir’in geleceğine gitmenin de bir anlamı yok. Orada da bugünkü kokulardan başka bir şey olmayacağına göre merak edip geleceğe yönelmek de gereksizdir.

İzmir’in bugünkü belediye başkanının “yavaş şehir” anlayışını öne çıkardığı biliniyor. Muhtemelen başkan, İzmir’le ilgili geçmiş ve gelecek arayışlarını farklı bir bağlamda değerlendiriyor. İzmir’in bugünkü kokularının geçmişte de var olduğunu düşünerek bugünle ilgili bir çözümsüzlük hâlini ifade etmeye çalışıyor. Dolayısıyla ona göre bugünden hareketle İzmir’in geleceğine dair bir heyecan uyandırmak da doğru değildir. Böylelikle geçmişi kötü kokulardan ibaret olan şehrin geleceği de farklı olmayacak kötü kokular şehrin kimliğine sinecektir. Bunun bir yönetim anlayışı olduğunu düşünebiliriz.

Geçmiş Zamanın Peşinde adlı romana uzman gözüyle bakmadığımı söyleyebilirim fakat Proust’un geçmişin krizli dönemlerini uyuyarak geçirmediği için izlerin peşine düştüğü çok açıktır.

#Körfez
#Ege
#İzmir
#Proust
2 yıl önce
Körfez iki bin yıl önce de kokar mıydı?
Stres sırası Fener"de
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar