|
Semerkant fotoğrafı

Semerkant’tan neredeyse anlık olarak bütün dünyaya yansıyan meşhur fotoğraf Türkiye’de çok konuşuldu. Fotoğraf karesinde Şangay İşbirliği Örgütü üye ülkelerin liderleri, yan yana iki sehpanın etrafında bir araya gelmiş ve gayet sıcak bir sohbete katılmış bir hâlde görünüyordu. Fotoğrafta gördüğümüz kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor ve iki sehpanın etrafında buluşan liderler onu dinliyor. Aynı sahnenin aynı açıdan birkaç fotoğrafı olduğu için sehpaların etrafındaki liderleri tek tek tespit etmek mümkündü. Sayın Erdoğan ile birlikte Azerbaycan, Tacikistan, Rusya, Belarus, İran, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan ve Moğolistan devlet başkanları da fotoğraf karesindeydi. Çin ve Hindistan liderleri, muhtemelen, sehpaların etrafında değildi. Herhâlde ev sahibi olduğu için Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyâyev, ayaktaydı.

Semerkant’tan dünyaya hangi fotoğrafların yansıdığını zaman gösterecek. Fakat Semerkant fotoğrafı olarak adlandırabileceğimiz sahnenin Türkiye kamuoyu için farklı anlamlar içerdiği çok açık. Semerkant fotoğrafından, geleneksel ve sosyal medya aracılığı ile haberdar olduktan hemen sonra oldukça ilgi çekici bir tartışma yaşandı. Tartışmaya katılım oldukça yüksekti. Bu elbette karşılıklı bir konuşma değildi. En genel hatlarıyla birbirine zıt iki taraf ortaya çıktı. Peki, taraflar, fotoğraf karesine hangi anlamları yüklemişti? Birbirine zıt iki tarafın yüklediği anlamlar elbette birbirinden farklıydı. Fakat yine de en genel hatlarıyla iki tarafın iki ayrı dünyaya tekabül ettiğini görmüş olduk. Bir fotoğraf karesine birçok şeyin sığıp sığmayacağı konusunda şüphesi olanları Semerkant fotoğrafına bir daha bakmalıdır. Edip Cansever’in meşhur şiirine telmih yapacak değilim fakat bu fotoğraf karesine birçok şeyin sığdığını da söylemek zorundayım.

Semerkant fotoğrafı demokratik değerleri temsil eden Batı dünyası ile otoriter rejimlerden oluşan Doğu dünyası karşıtlığına indirgenebilir mi? Sağ, sol ve muhafazakâr liberaller genel olarak Semerkant fotoğrafını bu karşıtlık üzerinden değerlendirdi. Böylelikle hemen hepsi Karl Wittfogel’in “oryantal despotizm” tanımının bir adım ötesine geçemediklerini göstermiş oldular. Peki, bugün, bu türden tanımlamaların benimsenmesini oryantalist etki kategorisinde mi ele almamız gerekir yoksa 19. yüzyılın kolonyalist yayılmacılık ideolojisinin günümüzdeki tezahürleri olarak mı görmeliyiz? Çünkü sıradan bir etkilenme sürecinin dışında, taraf olmaya zorlayan bir değişim dinamiğinin neredeyse bütün dünyayı derinden sarstığı bir dönemden geçtiğimiz çok açıktır. Elbette böylesi dönemlerde karşıt fikirler birbirinden beslenebilir. Fakat Semerkant fotoğrafını rejim tartışmaları eşliğinde değerlendirmek, elbette, Batı dünyası ekseninde konumlanmanın bir sonucudur. Bu da Avrupamerkezci bir bakış olarak tanımlanır.

İki sehpanın etrafında Türk ülkelerinin liderlerinin yer aldığını da söyledik. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan devlet başkanlarının sehpanın etrafında yer almasından hareketle ne söylenebilir? Bu, bir durum fotoğrafı mı yoksa süreç mi? Özbekistan basınında Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nin Semerkant’ta yapılmasından hareketle oldukça ilgi çekici yazılar yayımlandı. Bunlardan birinde Özbekistan devletinin, örgüt toplantısıyla ilgili görüşü çok açık bir şekilde ifade edildi. Özbekistan, bulunduğu coğrafyayı yani Orta Asya’yı Şangay İşbirliği Örgütü’nün coğrafî merkezi olarak görüyor ve bunun böyle devam edeceğini söylüyor. Bu cümle, bir temenni olmanın çok ötesinde ciddi bir kararlılık ifadesidir. Aynı yazılarda Afganistan ve Pakistan gibi Asya’nın çok önemli bölgelerinin Orta Asya üzerinden birbirine bağlanması hedefi açıkça ifade ediliyor. Çin-Kırgızistan-Özbekistan demir yolunun yanında Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demir yolunun inşa edilmesi gündemdedir. Özbekistan’ın “Afgan halkının iyi komşuların yardımına her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu”ndan ve “geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması gerektiği”nden bahsetmesi oldukça önemlidir.

Semerkant fotoğrafı anlık ve bir açıdan çekilmiş. Böylelikle, elbette, fotoğrafa bakanlar için anlamı belirlemiş oldular. Bunu da tabiî karşılamak gerekir. İfade etmeye çalıştığım gibi Karl Wittfogel’in “oryantal despotizm”i de bir fotoğraftı ve kesinlikle bir bakış açısı sunmuştu. Semerkant fotoğrafı da bir açıya göre çekilmiştir. Kim nereden bakmak istiyor? Bu soruyu da Semerkant fotoğrafına iliştirebiliriz.

#Semerkant
#Şangay İşbirliği Örgütü
#Özbekistan
2 yıl önce
Semerkant fotoğrafı
Kamu yönetiminde sorunların çözümüne yönelik ayak sesleri duyulmaya başladı
Tiyatroya karşı çadır tiyatrosu
ABD yine şaşırtmadı!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek