|
Akdeniz’de su yutmaya pek meraklılar: Madem öyle, sıradaki gelsin!

Dün, Kıbrıs Barış Harekâtının 46. Yıldönümüydü. Türkiye, 20 Temmuz 1974’te başlayan harekâtla Ada’nın Yunanistan’a bağlanma planını (Enosis) berhava etti.

15 Temmuz 1974’te Atina’nın desteğiyle Nikos Sampson’un Kıbrıs’ta yaptığı darbeyi müteakip işbu plan hayata geçirilmek istendi.

TSK’nın Barış Harekâtıyla Kıbrıs’taki Rumlar ve Yunanistan Hükümeti nakavt oldu…

Türkiye’mizin Kıbrıs’taki zaferi; 1967’de askeri darbeyle Yunanistan’da yönetime el koyan Albaylar Cuntasının da sonunu getirdi.

Bir başka deyişle: TSK’nın Kıbrıs Barış Harekâtı Yunanistan’ın demokrasiye dönüşünü de sağlamış oldu.

Yunanlılar, 46 yıldır Kıbrıs konusunda muhtelif yalanlar eşliğinde düzenbazlıklarını sürdürürlerken, işte bu gerçeğe de gözlerini sımsıkı kapatıyorlar.

“KANA BULANMIŞ” GÖRSEL

Bunlardan biri de şu anda Yunanistan başbakanı olan Kiryakos Miçotakis adlı mendeburdur.

Dün, KKTC topraklarını “kana bulanmış” şekilde gösteren bir görsel paylaştı, Miçotakis…

Kıbrıs Barış Harekâtını “istila” diye niteleyerek “Kıbrıs’ın yarası, 46 sene sonra kanamaya devam ediyor” dedi!

*

20 Temmuz 1974 öncesindeki yıllarda Kıbrıs’ta sistemli katliamlar yapan Rumlardır…

Örneğin, 1963’te “Kanlı Noel” diye bilinen 364 Kıbrıs Türk’ünün öldürüldüğü dehşetengiz katliam, hafızalara kazınmıştır.

1974’te harekâtın başlamasıyla birlikte, Ada’daki Türkleri hunharca katleden yine Rumlardır.

Toplu mezarlar, 46 yıldır gözlerimizin önünden gitmiyor!

Hakikat böyleyken…

Şu Miçotakis kahpesinin paylaştığı o görsele atfen; Kıbrıs Rum Kesimi’nin “kana bulanmış bir biçimde gösterilmesi” fevkalade isabetli olacaktır.

MADEM ÖYLE, GEL BÖYLE

Son dönemde özellikle Doğu Akdeniz bahsindeki gelişmelerle birlikte, Yunanistan’ın küstahlıklarında artış gözleniyor.

Tehditler, meydan okumalar falan “boş yapan” bir sürü resmi lakırdıları gösteriyor ki, kaşınıyorlar!

En güncel kaşınmaları da şu…

Yunan medyasından Ta Nea’da dört gün evvel yayınlanan “Atina’dan Şah-Mat Hamle” başlıklı bir habere göre…

Yunanistan, Türkiye-Libya Anlaşmasında yer alan koordinatlar içindeki bölgelerde arama, sondaj vs. yapmaları için “yabancı şirketlere ihale yoluyla ruhsat verme” hazırlıklarına başlamış!

Yani, nedir?

Yunanistan, Türkiye ile Libya arasında yapılan deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmayı/mutabakatı hiçe saymaya yelteniyor.

*

Yaptıkları dile getirilen “o hazırlıkları” hayata geçirirlerse; Türkiye’den karşılıklarını “hak ettikleri şekilde” alacaklarına kuşku yoktur!

Demek ki, Atina da “su yutmaya” pek meraklıdır!

Aynen…

Olay Yeri’nden, pabucun pahalı olduğu görünce “erkenden tüyen” İtalyanlar ile özellikle Fransızlar gibi!

AKDENİZ’İN DERİN SULARI

Fransa’nın şu “Playboy kılıklı” Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Hafter’in yenilgisinden sonra Türkiye’ye “cart-curt” etmişti, ya…

Sonra çark edip “Hafter’i desteklemiyoruz” diye trajikomik yalanlar da fışkırtmıştı.

*

Ondan bir sahne evvelinde ise Doğu Akdeniz’in gizli kalmış “su topu” maçlarında Fransızların fazla su yutmuş olması, bu Emmanuel’e kafayı yedirtmiş!

*

Miçotakis, Macron’a “Doğu Akdeniz’de başınıza ne geldi?” diye sorsa, mesela; hadiseyi öğrenecektir!

Amma ve lakin Yunan Başbakanı ne yapıyor?

Haddini aşan laflar ve kimi hazırlıklarla…

Adeta “Gelin bizi de kaşıyın!” diyerek; Yirminci Yüzyılda örnekleri görüldüğü üzere “su yutmaya ne denli meraklı olduklarını” gösteriyor!

KAHİRE’NİN KİLİSECİLERİ DE KAŞINIYOR

“Kaşınanlar ve Su yutmaya Meraklılar” Liginde Darbeci El Sisi’nin Mısır’ı da pek heveslidir.

Libya’nın doğusundaki kimi kabile emirlerini, şeyhlerini Kahire’de ağırlayıp gösteri yapan El Sisi, aklınca Trablus’taki Meşru Hükümete ve Ankara’ya meydan okuyor!

Resmen ve alenen “boş” yapıyor: Mısır, Libya’ya askeri güç gönderirse şayet; destekledikleri “CIA’in Yetiştirmesi” Hafter gibi, Zalim El Sisi’nin askerleri de günlerini görecektir!

Bu arada…

El Sisi’nin Müftüsü Şevki’nin “Ayasofya’nın Cami olması kabul edilemez” diye konuştuğunu da not edelim.

“Hık” demiş, Yunanlı papazların “burnundan düşmüş” gibi!

#Akdenz
#Kıbrıs
#El Sisi
#Mısır
#Ayasofya
4 yıl önce
Akdeniz’de su yutmaya pek meraklılar: Madem öyle, sıradaki gelsin!
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık