|
Yeni-sömürgecilik ve Arap sonbaharı

Çağın ağlarına öylesine bağlanmış durumdayız ki, ne olup bittiğini anlamakta zorlanıyoruz. Oysa çağı anlayamadığımız sürece, bu çağın içinde yaşanan hiçbir şeyi bihakkın anlayamayız.

Tek bir çağ var artık: Seküler-kapitalist çağ bu. Felsefî / kültürel olarak seküler; ekonomik olarak kapitalist bir ağ aslında.

Başka çağlar yok: Seküler-kapitalist Batı uygarlığının ürettiği ve hükmettiği çağ, başka çağları da, başka çağrıları da sürgün etti bu dünyadan.

ARAP BAHARI (MI?)

Arap dünyasında halk ayaklanmaları başladığında, Batılılar, Batı medyası üzerinden Arap dünyasında yaşananları "Arap baharı" diye adlandırdıkları zaman "eyvah!" demiştim; "tastamam bir ayartılma durumu ile karşı karşıyayız! Neredeyse iki asırdır, sömürgeciliğin pençesinde kıvranan Müslümanlar, bu zokayı yutacaklar!" demiştim ve Arap dünyasında yaşananlarla ilgili olarak ilk yazdığım yazıya "İstikrarlı istikrarsızlık" başlığını atmıştım.

Arap dünyasındaki halk ayaklanmalarını, "devrim" ya da "Arap baharı" değil de, uzunca bir süre sürecek bir istikrarsızlığın başlangıcı olarak tanımlamam pek de hoş karşılanmadı çağın ne denli ayartıcı bir ağ olduğunu henüz fark edemeyen insanlar tarafından.

Oysa ben Arap dünyasındaki "ülke"lerin bir an önce bağımsızlıklarına kavuşmalarını istemez miydim? İslâm dünyasının yaşadığı yok oluş serüveni üzerinde yüreği yangın yerine dönen ve bu yangının nasıl söndürülebileceği konusunda derinlemesine düşünen biri olarak Müslümanların bağımsızlıklarına kavuşmasına kayıtsız kalabilir miydim?

Ama yaşanan şey, bir bağımsızlık dalgası değil, tam anlamıyla bir ayartma ve ayartılma çabasıydı. Bu durumu, Arap dünyasında "tarihin hızlandırılması" olarak tarif ettiğimde, söylediklerim pek anlaşılmadı.

Ama şu ân gelinen nokta, özellikle de Mısır"da yaşanan travmatik olaylar, söylediklerimi açık ve net bir şekilde doğruluyor, ne yazık ki.

1989"DA HIZLANDIRILAN TARİH

Peki, "istikrarlı istikrarsızlık" ve "tarihin hızlandırılması" tanımlamalarıyla ne demek istiyordum?

"Tarihin hızlandırılması" şu: Eğer Arap dünyası, kendi hâline bırakılacak olursa, önümüzdeki çeyrek asırda, bütün diktatörlükleri kendi iç dinamikleriyle tarihin çöp sepetine gönderebilirdi. Çünkü Ortadoğu"daki en az yüzyıllık Batı hâkimiyeti, yalnızca kan, gözyaşı ve katmerlenen devâsâ bir sorunlar yumağı armağan etmişti. Bunun böyle gitmesi mümkün değildi. Ortadoğu"da sosyalist ve milliyetçi projeler bitmişti. Sömürgecilik sonrası süreçte Ortadoğu"ya yerleştirilen Batılıların uydusu elitler, Batılıların çıkarlarını artık koruyamayacak kadar Ortadoğu"daki meşrûiyetlerini yitirmişlerdi.

Bu sürecin sonu, İslâmcı hareketlerin, Arap dünyasının her bir bölmesinde en güçlü entelektüel, siyasî, kültürel ve sosyal hareketler hâline gelmesi ve bu hareketlerin Arap dünyasının kaderini belirleyebilecek bir konuma ulaşması olacaktı.

İşte tam bu noktada, 1989"dan itibaren kültürel olarak hızlandırılan tarih, siyasî olarak da hızlandırıldı. Arap dünyasında nihâî olarak düğmeye basıldı: Arap dünyası, bir anda karıştı ve sokağa döküldü kitleler hâlinde.

Bu söylediklerimi komplo teorisi olarak görecek kişilerin sadece sığ ve konjontürün ayartıcı ağlarının kurbanı kişiler olduğunu baştan söylemeliyim.

Tarihin hızlandırılması süreci, 1989 yılında Soğuk Savaş"ın bitirilmesiyle başlatıldı ve 2001 tezgâhından sonra ise ivme kazandırıldı. Burası çok önemli.

SONBAHAR"I HAZIRLAMAK!

Modern çağ"da klasik sömürgecilik hâkimdi: Batılılar, mekânı kontrol etmeye soyunmuşlar, bütün kıtaları sömürgeleştirmişlerdi. Böylelikle insanlık tarihini tek taraflı olarak durdurmuşlar ve ellerindeki modern silahlarla bütün insanlığı, bütün çağrıları tarihten sürgün etmişlerdi.

Şimdi, yeni-sömürgecilik zamanlarındayız. Postmodern çağ"da sömürgecilik nitelik değiştirdi ve bu kez mekânı / dış dünyayı değil, zaman"ı / iç dünyayı kontrol ve kolonize etme biçimine dönüştü.

Aradaki fark çok önemli. Klasik / açık sömürgecilik ekonomi-politik ve askerî sömürgecilikti. Yeni / örtük sömürgecilik ise kültürel ve medyatik sömürgeciliktir.

Yeni sömürgecilik çağında, bütün bir kültür ve medya endüstrisi, zihinlerimizin efendisi konumuna yerleşti. Postmoden çağ"da hayat, medyatik ağlarla ve ayartılarla sürüyor. Önce zihinler sömürgeleştiriliyor; sonra da yapılacak bütün operasyonların önü açılıyor.

Mısır"da ve Arap dünyasında yaşananlar, İslâm dünyasının tarihe girişini -tarihi hızlandırarak- önlemeye dönük bir sonbahar girişimidir.

11 yıl önce
Yeni-sömürgecilik ve Arap sonbaharı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’