|

Musul Misak-ı Milli’dir

Türkiye, Lozan görüşmelerinde alevlenen Musul tartışmasının insani ve demokratik bağlamda çözülmesi adına bir ‘plebisit’ yapılmasını teklif eder. Bölge halkı, İngiltere gölgesindeki Irak’la mı yoksa Türkiye’yle mi yaşamak istediğine kendi karar vermelidir. Teklif, bölge halkının oy verme alışkanlığına sahip olmadığı, dolayısıyla da bu oylamanın önemini kavrayamayacağı şeklindeki emperyal bir gerekçe ile İngilizler tarafından reddedilir. Çünkü en büyük açmaz petrol yataklarıdır.

00:00 - 7/06/2022 Salı
Güncelleme: 18:34 - 6/06/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
 İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Gökhan Gökçek / Tarihçi - Yazar

Siyasi olduğu kadar iktisadi ve diplomatik hedefleri de içeren Misak-ı Milli belgesiyle müşahhaslaşan istiklal hedefi, büyük oranda gerçekleştirilse de bazı toprak kayıplarının önüne geçilemez. Dönemin askeri, iktisadi ve diplomatik sebeplerinin bir sonucu olan bu kayıplar arasında bütün vatan toprakları çok değerli olsa da Musul vilayeti, müstesna bir yere sahiptir.

LOZAN’DA KARARA BAĞLANAMAYAN MESELE

Mudanya Ateşkes Antlaşması ile birlikte, askeri safhası işgalcilerin vatan topraklarından çıkarılmasıyla tamamlanan Milli Mücadele’nin diplomatik safhası başlar. İtilaf devletleri ile yapılacak görüşmelerde Türkiye’nin en büyük rakibi, savaştığı Yunanistan değil İngiltere’dir. TBMM, bir ikilik çıkmaması adına görüşmeler başlamadan evvel saltanatı kaldırarak, Türk milleti adına yegane karar merciinin kendisi olduğunu teyit eder. Savaşın nihayete erdiğini belirleyecek Lozan görüşmeleri 20 Kasım 1922’de başlar. TBMM’den başka İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Japonya, Romanya ve Yugoslavya da görüşmelere katılır. Sovyetler ve Bulgarlar ise ancak Boğazlar oturumlarına katılırlarken ABD, konferansta gözlemci sıfatını taşır. Lozan’a giden heyetin başkanlığını İsmet Paşa yapacaktır. Lozan ile TBMM’nin varlığı uluslararası arenaya kabul ettirilecek ve Cumhuriyet’in ilanına giden yol açılacaktır. Lozan’da halledilemeyen en önemli mesele ise şüphe yok ki Musul’dur. İlerleyen görüşmelerin kesilmemesi adına Musul meselesinin halli, iki devletin vazgeçmemesi üzerine İngiltere ve Türkiye üzerinde görüşülerek karara bağlanmak üzere başka bir zamana havale edilecektir.

TÜRKİYE VE İNGİLTERE’NİN MUSUL’A BAKIŞI

TBMM’nin tezine göre Musul; Anadolu’nun coğrafi, kültürel ve etnolojik bir parçasıdır. Mustafa Turan hocanın deyimiyle Musul ‘asgari vatan’ sınırları içerisinde yer alan bir topraktır. İsmet Paşa’nın Lozan’da sürdüğü bu teze göre 503 bin olarak ifade edilen Musul nüfusunun çoğunluğu Türk’tür ve Anadolu’daki millet mefhumunun bir devamı, parçasıdır. Yine Anadolu’nun kavşak noktalarını birleştiren coğrafi bir özelliğe sahip olan Musul, Türkiye’nin sınır güvenliği açısından da büyük önem arz eder. İsmet Paşa; Lozan görüşmelerinde alevlenen tartışmaların insani ve demokratik bağlamda çözülmesi adına bir ‘plebisit’ yapılmasını teklif eder. Bu teklife göre bölge halkı, İngiltere gölgesindeki Irak ile mi yoksa TBMM yönetimindeki Türkiye ile yaşamak istediğine kendi karar vermelidir. İsmet Paşa’nın bu teklifi tam da emperyal bir cevapla reddedilir. Lord Curzon “Bölge halkının oy verme alışkanlığına sahip olmadığı için bu oylamanın önemini kavrayamayacağını ileri sürerek” bu teklifi kabul etmez.

MUSUL’UN AÇMAZI PETROL VARLIĞI

İngiltere ise Musul’un tahakkümü altındaki Irak’ta kalmasını, Irak Kralı Emir Faysal’a, bölgeden herhangi bir toprağın ayrılmayacağına dair vaatler içeren bir anlaşmayı imza ettiği için karşı çıktığını ifade eder. Ancak İngiltere’nin Musul’u hakimiyeti altında tutmak istemesinin ilk sebebi, buradaki zengin petrol yataklarıdır. Musul’daki petrol yatakları günlük; 85 milyonluk nüfusa ulaşan Türkiye’nin ihtiyacının -günlük- 4 katını üretebilmektedir. Ayrıca Musul, İngiltere sömürgesi olan Hindistan için bir üs mesabesindedir. Akdeniz’deki hakimiyet açısından da önemli bir kontrol ve yayılma noktasıdır. Bu sebeplerden dolayı Lord Curzon, ısrarla Musul’un Türkiye’ye verilmesine karşı çıkar. Sadece bununla yetinmeyen İngiliz temsilci; İsmet Paşa’nın ısrarını sürdürmesi durumunda görüşmelerin kesileceği ve askeri seçeneklerin düşünüleceği imasında bulunur. TBMM’ye çekilen telgraflara gelen cevaplar da Misak-ı Milli’den ve Musul’dan taviz verilmemesi, Türkiye’nin egemen bir devlet olarak tanımlanması hakkından feragat edilmemesi yönündedir. Ancak sertleşen görüşmelerin kesilmesini önlenmek adına yine İsmet Paşa’nın teklifiyle Musul meselesi bir protokole bağlanarak Türkiye-İngiltere arasında görüşülmek üzere kapatılır. Lozan Antlaşması’nın 24 Temmuz 1923’te imza edilmesiyle birlikte egemen Türkiye devletinin bağımsızlığı dünyaya tanıtılmış olsa da Musul meselesi Mayıs 1924’te ikili görüşmeler şeklinde yeniden ele alınır.

DÜNYA, MİLLETLER CEMİYETİ’NDEN BÜYÜKTÜR

İstanbul’da gerçekleşen görüşmelerde İngiltere, Musul’un Türkiye’ye verilmesi şurada dursun, Hakkari’nin de Irak’a bağlanmasını teklif eder. Bu uzlaşmaz tutum sonucunda mesele, Milletler Cemiyeti’ne taşınır. Milletler Cemiyeti, İngiltere’nin gölgesinin düştüğü bir kuruluş olup -o dönemde- mevcut emperyal statükonun korunması işlevini yürütür. Bölgede inceleme yapılması için müfettişlerin görevlendirilmesinin kararlaştırıldığı esnada Musul’da Nasturi isyanı, Türkiye’de Şeyh Sait isyanı gerçekleşir. Hazırlanan rapor, İngiliz isteklerine meşruiyet inşa edercesine kaleme alınmıştır. Uzun bir harp döneminden çıkmış olan Türkiye her ne kadar askeri seçeneği düşünse de ekonomiden orduya kadar yaşanan yorgunluk sebebiyle bu adım, girişimden öteye gidemez. Nihayetinde 5 Haziran 1926’da imzalanan anlaşma ile Musul; İngiliz mandasındaki Irak’ta kalırken, 25 yıl boyunca gelirlerinin yüzde 10’nun Türkiye’ye verilmesi kararlaştırılsa da belirlenen bir miktarla Türkiye, bu alacağından vazgeçer. Ankara Antlaşması ile Musul; kara parçasının devamı olduğu Anadolu’dan koparak Irak adlı suni bir oluşuma dahil edilir. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin ve TBMM’nin kabul ettiği Misak-ı Milli, son tahlilde Türk milletinin ‘Kızıl Elma’sı, mefkuresi, ülküsüdür. Tarih, coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli mutlaka uyanacaktır.

#Lozan
#Musul
#İngiltere
#TBMM
#ABD
#Misak-ı Milli
#Osmanlı Mebusan Meclisi
2 yıl önce