TRT 1, FETÖ'nün karanlık mahrem yapılanmasını, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) sızma faaliyetlerini ve 15 Temmuz hain darbe girişimine giden süreçteki bilinmeyenleri ekranlara getirmeye hazırlanıyor. Örgüt üyelerinin ilk kez açık kimlikle verdikleri röportajlara, yaşanmış olaylara ve belgelere yer veren drama belgesel “Mahrem”, ilk ve ikinci bölümüyle bu akşam saat 20.00'da (14 Temmuz Çarşamba) TRT 1'de izleyici karşısına çıkacak. 10 bölümden oluşan "Mahrem" üçüncü ve dördüncü bölümüyle ise 15 Temmuz'da saat 20.00'de TRT 1 ekranlarına gelecek. İşte belgeselin yapımcılığını üstlenen Halis Cahit Kurutlu'nun ağzından 'Mahrem' hakkında merak edilenler...
Kurutlu, Mahrem'in sözlük anlamının başkalarının duymaması gereken, gizli olan şey şeklinde açıklayarak, "FETÖ de örgüt içerisinde başkalarından gizlediği yapılanmasına 'Mahrem Yapılanma' diyor. Hatta örgütün elebaşı, mahrem yapılanmanın altını çizerek yatak odası olarak nitelendiriyor. Biz de bu projede o yapılanmayı ele aldığımız için projenin adına bu ismi verdik." dedi.
"Örgütün bir bilinen sivil ayağı var. Hepimizin dışarıdan baktığında gördüğü gazeteler, meşru dernekler, yurtlar ve Türkçe Olimpiyatları gibi. Bir de bu kurumlarda görev alan sivillerin içerisine gizlenmiş mahrem bir yapılanma var. Mahrem yapılanmanın en önemli ayağı da askeri yapılanma. Askeri yapılanması, adliye yapılanması, emniyet yapılanması, doktor yapılanması vesaire bütün meslek gruplarında ünite ünite örgüt yapılanmış. Ama en önemsedikleri, baştan beri en sıkı tuttukları askeri ünite. Biz de belgeselde örgütün askeri yapılanmasını detaylı bir şekilde inceledik."
Yapımın drama belgesel türünde olduğunu belirten Kurutlu, "Yani belge niteliği taşıyan bilgileri içeren, ama kendi içerisinde dramatik ve karakterler üzerinden bir hikaye akışı olan belgesel. İzleyiciye konunun anlaşılması ve seyir zevki de sağlayabilmesi için böyle bir şey kurguladık." ifadelerini kullandı.
Kurutlu, yapımda 15 Temmuz darbe girişimine giden süreci anlattıklarını dile getirerek, FETÖ'nün devlet kurumlarına sızmasının yarım asırlık bir süreci barındırdığını anlattı.
"Örgüt TSK'ya yerleşirken, belli bir güce kavuştuğu zaman bir yerden sonra kendilerinden olmayanları eleme ve ayıklama süreci de başlıyor. İşte birtakım kumpas davalarıyla bunu muvazzaf askerler üzerinden yürütürken bir yandan da onlardan olmayan askeri öğrencileri şok mangalarına alıyorlar. Şok mangalarında bazı öğrencilere 'eğitim eksiliği var' bahanesiyle eğitim adı altına işkence yapıyorlar. Bu öğrencileri askeri okulu bırakmaya zorluyorlar. Bizim paralelde hikayenin merkezine aldığımız karakter de askeri okula alınıp, okulu bırakmak zorunda kalan öğrencilerden bir tanesi ve 15 Temmuz gecesi Beştepe'de şehit olan Aydın Çopur. FETÖ'nün askeri okullarda mağdur ettiği, okulu bırakmaya zorladığı daha sonra darbeye karşı direnirken 15 Temmuz'da Ankara'da Beştepe'de şehit olan bir vatandaşımız."
Kurutlu, belgeselin konusundan dolayı uluslararası alanda da dikkat çekeceğini söyleyerek, "Türkiye gibi güçlü devletin içerisine bu şekilde sızmış, uluslararası bağlantılarının olduğu da açık, ayan beyan ortada olan bir örgütün bu karanlık yüzünü, casusluk konusuyla işlenmesinin uluslararası alanda da ciddi tepkiler alacağına yönelik bir beklentimiz var." değerlendirmesinde bulundu.
"Yani toplum yelpazesinin her rengine bir şekilde sızma gerçekleştirildiği için dikkat etmek gerekir. Bunu 15 Temmuz'un hemen ardından kapatılan derneklerde de gördük. Kapatılan Alevi görünümlü dernekler vardı. Bu adamlar Alevi vatandaşlarımızın bile bir şekilde içine sızmış, dernekleşmiş bir casusluk örgütü. Dolayısıyla toplumun her kesiminin ciddiye alması gereken, belirsiz alanlarla ilgili farkındalığın artması gereken bir mesele ki, yani işine geldiği gibi insanların kullanacağı bir mesele olmaktan çıkması lazım."