Antalya'da kendisine işkence yapan eşi Ramazan İpek'i (36) öldüren ve 108 gün sonra tahliye olan 31 yaşındaki Melek İpek, ailesine ait çiftlik evinde zor günlerin etkisinden kurtulmaya çalışıyor. Melek İpek çiftlikte traktör sürüp, işlerini bitirdikten sonra kızları 9 yaşındaki Ceylin Deniz ve 7 yaşındaki İkra Nur ile kent merkezine gidiyor. Melek İpek matematik öğretmeni olmak için üniversite sınavına hazırlanırken her gün kızlarıyla masa etrafında ders çalışıyor.
1/ 9
Melek İpek, tahliye edildikten sonra ailesine ait çiftlik evinde ilk röportajını verdi. Kovanlık köyündeki antik kentin kıyısında, zakkum çiçeklerinin arasındaki çiftlik evinde günlerini geçiren İpek, koyunları, kazları, köpekleri ve tavukları ile iç içe yaşıyor. Çiftlikte traktör süren İpek, tarla işlerini bitirdikten sonra makyaj yapıp, kızları Ceylin Deniz ve İkra Nur ile kent merkezine gidiyor. Kendi kullandığı servis aracına kızlarını bindiren İpek, merkezde alışveriş yapıp, yemek yiyor. Kızlarıyla arkadaş gibi vakit geçiren İpek, üniversite sınavına da hazırlanıyor. İpek'in bu süreçte en büyük destekçisi ise her gün ders çalıştığı masabaşında kendisine kitaplarıyla eşlik eden kızları.
2/ 9
Ailesinin yanına taşınan Melek İpek, sabahın ilk saatlerinde koyunları sağıp, kuzuları annelerinin yanına götürüyor. Koyun, kaz ve tavuklara yem veren İpek, daha sonra tarlaya ekin işlerini tamamlamak için gidiyor. İpek'in en keyif aldığı işlerden biri de yünleri uzayan koyunların kırkılması.
3/ 9
Kızlarına en çok iyi insan olmayı öğütlediğini belirten Melek İpek, gençlere de öğütlerde bulundu. İpek, ailelerinden bir şey gizlememeleri, başlarına kötü bir olay geldiğinde korkmadan paylaşmaları gerektiğini söyledi. Yaşanan olay nedeniyle hala üzgün olduğunu dile getiren İpek, bu süreçte kendisini destekleyen başta avukatı Ahmet Onaran olmak üzere herkese çok teşekkür ettiğini söyledi.
4/ 9
Cezaevindeki anılarını, hislerini, günlük hayatını ve hayallerini anlatan Melek İpek, mahkum arkadaşlarının da kendisine destek olduklarını söyledi. İpek, Orada 108 gün iyi insanlara denk geldim. Herkes iyiydi, yaralarımı sarmamda bana çok destek oldular. İlk gün şaşkın haldeydim. Kimseyi tanımıyorum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ama oradaki arkadaşlar bana yardımcı oldu. Ben oraya ilk girdiğimde hareket etmekte zorluk çekiyordum, işlerimi yapmamda bana yardımcı oldular. Oraya adapte olmak için ne yapmam gerektiğini, nasıl yapmam gerektiğini anlattılar. Konuşarak geçti ilk günümüz.
5/ 9
Sonraki süreç 14 günlük karantina süreciydi. Biz normal koğuşlara geçtiğimizde oradaki arkadaşlar 'İnşallah bizi buraya verirler' diye dua ediyordu. Geneli ağır hükümlüydü, kişilik olarak iyi insanlar. Bana hep yardımcı oldular. Yemeklerimizi yapıyorduk, günlük yapmamız gereken işleri yapıp boş zamanımızı ben soru çözerek kitap okuyarak değerlendiriyordum. Çocuklarıma özlem ve hasret dolu günler geçti diye konuştu.
6/ 9
Mahkeme sürecinin hızlı geçtiğini aktaran İpek, Bu kadar kısa sürede beklemediğim bir karardı. Şok olmuştum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Çocuklara kavuşacağım ama rüyada gibiydim. Çocuklarıma sarılınca rüyada olmadığımı anladım. Rüya değil gerçekmiş dedi. Üçüncü duruşma öncesi hiçbir eşyasını hazırlamadığını belirten İpek, O gece uyuyamadım, ama hiç hazırlık da yapmadım. 'Allah büyük' dedim her zaman. O gün o kararı beklemiyordum ama benim için büyük bir mucize oldu.
7/ 9
Koğuş arkadaşlarım 'Sen çıkarsın, sen çıkacaksın' diyorlardı. Bilmiyorum belki de moral olsun, diye söylediler, belki de içlerine öyle doğmuştu. Onlar da şok oldu. Hepsi ağlayarak arkamda kaldı. Oradaki memurlar bile 'Nasıl tahliye oldun' diyerek şok oldu. Onların kolları arasında koğuşa geldim. SEGBİS sistemi farklı bir birimde oluyor. Onlarla birlikte geldim inanamadılar. Bana her şekilde destek oldular diye konuştu.
8/ 9
Olay günü mosmor yüzü ve üstündeki kırmızı paltosu ile hafızalara kazınan Melek İpek, Ben onu getirmedim. Getirmeyi bile düşünmedim. Hiç elimi bile sürmedim. Orada bıraktım. Hatırlamak istemedim belki de. Hiçbir eşyamı almadım, hepsi orada kaldı dedi.
9/ 9
Cezaevinden çıktığı sırada kameralar karşısındayken yüzünde olan yara izlerinin hala geçmediğini belirten İpek, Şu an hala geçmiş değil izler hala duruyor. Ben her aynaya baktığımda hala hatırlıyorum ama çok şükür hayattayım. Bir insan öldü ama bu ben veya çocuklarım da olabilirdi. Çok şükür hayattayız, sağlığımız yerinde. Bu günler de geçecek. Birbirimize kenetlendiğimiz sürece o günleri geride bırakacağız. Benim 14 yılım geride kalacak diye konuştu.
#melek ipek
#kadına şiddet
3 yıl önce