|

Seçimle bürokratik oligarşi sona erecek

Bürokratik oligarşinin egemenliğini sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimleri işaret etti. Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en önemli getirilerinden birisi, bürokratik oligarşinin egemenliğinin son bulması olacaktır. 24 Haziran’dan sonra sistem tüm kurumlarıyla daha sağlıklı ve hızlı işleyecek” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 17/05/2018 Perşembe
Güncelleme: 03:22 - 17/05/2018 Perşembe
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Ramazan ayının ilk iftarını Külliye'de ağırladığı şehit aileleri ve gazi yakınlarınları ile açtı. Erdoğan davette misafirleri ile tek tek ilgilendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Ramazan ayının ilk iftarını Külliye'de ağırladığı şehit aileleri ve gazi yakınlarınları ile açtı. Erdoğan davette misafirleri ile tek tek ilgilendi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İngiltere temaslarının ardından bu ülkeden ayrılmadan önce beraberindeki basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.

* İki ülke iş dünyası arasında gelecek için ciddi bir beklenti var. Ufukta bir serbest ticaret anlaşması gözüküyor mu İngiltere’yle?

Evet, serbest ticaret anlaşması ufukta gözüküyor. Ama bir takvim vermem doğru olmaz. Ama özellikle 24 Haziran’dan sonra sanırım bu konuyla ilgili adım atmaya hazırlar (Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de Cumhurbaşkanı’nın bu konuyla ilgili bilgi aktarmasını istediğinde olası serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili sürecin olumlu yönde seyrettiğini söyledi.)

* Kraliçe 2. Elizabeth ile yaptığınız görüşmeye dair izleminizi alabilir miyiz?

Kraliçe 92 yaşında olmakla birlikte dehşet derecede bir hafızası var. Hafızası o yaşa göre son derece iyi. Abdullah Bey’in Cumhurbaşkanı, benim Başbakan olduğum dönemde, biliyorsunuz Türkiye’yi ziyaret etmişti. O ziyaretini, o vesileyle yaptığımız görüşmeyi tüm ayrıntılarıyla hatırlıyor. Ayrıca yaptığım bu ziyaretteki temaslarım hakkında da tafsilatlı biçimde bilgi sahibi olduğunu gördüm. Konulara çok iyi hakim olduğunu, her şeyi dingin biçimde anlattığını müşahede ettim.

VERDİĞİM CEVAPLAR SİNİR UÇLARINA DOKUNMUŞ OLMALI

* İsrail’in dünya kamuoyunda giderek daha kötü duruma düştüğünü söyleyebilir misiniz? Bir de Türkiye’nin aldığı tedbirlerden başka yeni adımlar olacak mı?

Ne gibi adımlar atılabileceği elbette değerlendirilecektir. Netanyahu’nun attığı twite verdiğim cevap sinir uçlarına dokunmuş olmalı. Filistinlilerin direnişine destek çıkmamız bunları rahatsız ediyor. Ben bu çerçevede Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmedim, görmüyorum. Hamas Filistinlilerin işgal altındaki topraklarını kurtarmanın gayreti içindeki direniş hareketlerinden biridir. İsrail orada işgalci durumundadır. Sizinle bu sohbetimizin hemen öncesinde burada, antisiyonist hahamlarla da görüştüm. Bunlar İsrail’in Siyonist olduğunu söylüyorlar. Biz bunu söylediğimizde bazıları çıldırıyor. Görüştüğümüz hahamlar, bize karşı olmadıklarını söylüyorlar. ‘Siz Yahudiler ile Siyonistler arasındaki ayrımı iyi yapan bir lidersiniz’ diyorlar. Kendilerine haksızlığa karşı çıkma konusunda seslerini yükseltmelerini söyledim.

ABD'DEN BEKLENTİMİZ ORTAKLIK RUHUNA UYMASI

* ABD ile müttefiklik ilişkisinin çok ciddi olarak zedelendiği değerlendirmesi yapılıyor? Amerika’dan temel beklentileriniz nedir?

O dediğiniz değerlendirmeyi kim yapıyor onu bilemem. Ama biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Biz tabii ki hakkın yanındayız. Hak olan neyse onu savunuyoruz. ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı geri çekilme kararını doğru bulmamamızın da sebebi budur. ABD o anlaşmayı tek başına imzalamadı. İşin içinde İngiltere var Almanya var Fransa var... Dolayısıyla, ABD’nin, İran konusunda ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket etmesi; Temmuz-Ağustos’ta ambargoya başlayacağından söz etmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki İran’a geçmişte o denli yaptırım uyguladılar da ne oldu? Fransa Peugeot’yu verdi, Almanya Mercedes’i verdi. Çin zaten ‘Ne istersen veririm’ diyor. O nedenle nükleer konusunda biz öteden beri diplomasi ve müzakere yolunun daha isabetli olacağını savunmuşuzdur... NATO müttefiki bir ülke olarak, Yunanistan nasıl S-300 almış ise bizim de ihtiyacımız doğrultusunda Rusya’dan S-400 almamızda bir sorun yok. Kaldı ki Türkiye-Rusya arasında zaten Üst Düzey İşbirliği Konseyi var. Bizim Rusya’dan aldığımız petrolümüzü, doğalgazımızı kesemeyiz. Rusya’dan ülkemize 5 milyon turist geliyor. NATO’da müttefik olduğumuz ABD’den, an geliyor parayla dahi silah alamıyoruz. Senato’dan onay çıkmadı diyerek, silah vermeyebiliyorlar. Dolayısıyla S-400’ten taviz söz konusu değil. Kaldı ki Rusya bize çok avantajlı bir kredi imkanı da sunmuştur. Savunma sanayii ihtiyaçlarını en uygun şartlarda farklı yerlerden karşılamak Türkiye’nin de en tabii hakkıdır. ABD’den bizim temel beklentimiz, ilişkilerimizin, müttefiklik, stratejik ortaklık ruhuna her açıdan uygun olmasıdır.

BİZ DERSİMİZİ ÇALIŞIYORUZ

* Londra’da yatırımcılarla da görüştünüz. Bloomberg ve Chatham House’da onları Türk ekonomisi konusunda ikna ettiğinizi düşünüyor musunuz?

Bu önümüzdeki süreçte görülecek. Türkiye’deki mevcut yatırımlarını güçlendirme noktasında atacakları adımlar veya yeni yatırımlar noktasında ne gibi gelişmeler olacağına bakmamız gerekecek. Bütün mesele, 24 Haziran. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının kazanmasının, daha önceki dönemlerde de olduğu üzere Türkiye konusunda yine heyecan uyandıracağına inanıyorum. Biz dersimize çalışıyoruz. Seçim beyannamemizi açıkladığımızda bunu daha da net göreceksiniz. Gerek küresel sermayenin Türkiye’ye girişi, gerekse mevcutların devamı açısından bizi daha iyi bir gelecek beklediğini düşünüyorum.

* 2001’deki ekonomik krizden sonra bir ekonomik program oluştu. Artık yeni bir ekonomik program yazma zamanı gelmedi mi?

Aslında yazılıyor yeni şeyler. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, ekonomide de işlerin daha sağlıklı yürümesini sağlayacak. Halihazırdaki sistemde, bürokratik oligarşinin tümüyle yenildiğini söyleyemeyiz; zira bürokratik oligarşi egemenliğini sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en önemli getirilerinden birisi, bürokratik oligarşinin egemenliğinin son bulması olacaktır. Rusya, İran, Çin ve Güney Kore gibi ülkelerle ulusal paralar üzerinden alışveriş yapma hususundaki çabaların, altınla borçlanma gibi alternatiflerin kur baskısından kurtulma açısından önemli olduğuna inanıyorum. 24 Haziran’dan sonraki süreçte, sistem tüm kurumlarıyla her açıdan daha sağlıklı, daha hızlı işleyecek. Siyasi iktidar başarısızlık halinde bedel ödeyeceğinin bilinciyle, çok daha sorumlu davranmak durumunda olacaktır.

* Times Gazetesi’nde Türkiye hakkında olumlu analizlerin yanı sıra 24 Haziran seçimlerini sizin kazanmanızın da neredeyse kesin olduğundan bahsediliyor...

Yazının geneline bakmak lazım. Ama aktardığınız bu tespitlerin isabetli olduğunu söyleyebilirim.

  • Kudüs kırmızı çizgimiz
  • İngiltere ziyaretinin son derece verimli geçtiğini belirten Erdoğan, Filistin'deki utanç tablosu karşısında atılan adımları anlattı. Erdoğan, "Bu utanç tablosu karşısında tabii ki sessiz kalamazdık. Üç gün yas ilan ettik. TBMM özel gündemle toplandı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) olağanüstü toplantıya çağırdık. Cuma günü bu olağanüstü toplantımızı yapacağız.
  • İSRAİL VE MISIR ENGELLİYOR
  • Aynı gün içinde Yenikapı’da da inşallah dev bir buluşmayı gerçekleştireceğiz. İsrail Büyükelçisi’ni ülkesine gönderdik. Bu arada bizim büyükelçimizi istişarelerde bulunmak üzere çağırdık. Vashington Büyükelçimizi de istişarelerde bulunmak üzere ülkemize çağırdık. Bu konularda diplomatik adımları atmaya devam edeceğiz" dedi. Yaralıların Türkiye'de tedavisi için İsrail ve Mısır'ın zorluk çıkardığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, "Ramazan ayında Filistinliler için bir yardım kampanyası düzenliyoruz. Yaralıların tahliyesine yönelik çalışmaları devam ettiriyoruz.
  • ÜST DÜZEY KATILIM ÖNEMLİ
  • İİT'nin Cuma günü İstanbul’da gerçekleştireceğimiz olağanüstü toplantısına katılımın mümkün olduğunca üst düzeyde olmasını arzuluyoruz. ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve Nekbe’nin 70. yılı münasebetiyle yaşanan hadiseler aslında bir utanç tablosu. Kudüs biliyorsunuz bizim kırmızı çizgimizdir. Bundan taviz vermemiz mümkün değil Filistin yalnız değildir" diye konuştu.

Kimse aramıza nifak sokamaz

* ‘Erdoğan’a oy verin ama partisine değil’ şeklinde bir yaklaşımı gündeme sokmaya çalışanlar var. MHP ile AK Parti arasında nifak tohumu mu sokmak isteniyor?

O dediğiniz yaklaşımı bazı mahfiller işlemeye çalışsalar da başarılı olamazlar. Bizler Cumhur İttifakı olarak yola çıktık. Bu işin bozulmasına fırsat vermeyiz. Kimse aramıza nifak sokamaz. ‘Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a oy verin, aşağıda kime verirseniz verin’ şeklinde bir mantık olamaz. AK Parti tabanı kendi partisine, MHP tabanı da kendi partisine oy verecektir. Ayrışmaya gitmemizin anlamı yok. Söz konusu dahi değil. Teşkilatımıza söylüyoruz: ‘Tabanda partinize sahip çıkacaksınız.’ İttifak konusunda kararlılığımız son derece net. Sayın Bahçeli’nin de net. Cumhur İttifakı olarak seçeceğimiz Cumhurbaşkanının güçlü olabilmesi için, parlamentoda da güçlü olmak gerektiğini biliyoruz. Ayrımcılığa fırsat vermek istemiyoruz.


Kudüs diplomasisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin'deki son gelişmelerle ilgili telefon diplomasisini sürdürüyor. Erdoğan bu kapsamda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ve Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'le telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, görüşmelerde, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve Gazze'de Filistinlilerin hedef alınması neticesinde yaşanan gerilim hakkında görüş teatisinde bulundu.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ŞART

Erdoğan'ın, İİT’nin İstanbul'da gerçekleştireceği toplantı hakkında bilgi paylaşımında bulunduğu görüşmede, uluslararası camianın BM nezdinde de hadisenin takipçisi olmasının önemine işaret edildi. Görüşmelerde, mevcut tablonun soruna çözüm bulunmasını zorlaştırdığı da vurgulandı. Cumhurbaşkanı, ayrıca Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus ile görüştü. Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, barış için Kudüs’ün özel statüye sahip olacağı iki devletli bir çözümün şart olduğunu belirtti. Üç semavi din için önem taşıyan Kudüs’ün statüsünün ihlalinin kabul edilemeyeceğine değinen Erdoğan, Gazze’de savunmasız Filistinlilere yapılan insanlık dışı saldırıların ve meydana gelen can kayıplarının utanç verici olduğuna dikkati çekti. Masumların hedef alınmasının ve insanların hayatlarına kastedilmesinin kabul edilemez olduğuna değinen Papa Franciscus, uluslararası camianın sorunun çözümü için BM nezdinde gerekeni yapması gerektiğini söyledi.

İslam dünyası kararlı olamadı

* Filistin’deki son gelişmeler, İsrail’in BM Güvenlik Konseyi kararlarını kabul etmediğini, sürekli olarak ihlal ettiğini bir kez daha gösterdi. Bu kanaatin bir çok devlet tarafından paylaşılmasının, BM üyesi ülke olma statüsünü İsrail’in kaybetmesine yol açabileceği iddialarına ne diyorsunuz?

O denli iddialı konuşmamak lazım. Önemli olan İsrail’in yaptığı adaletsizlikler ve haksızlıklar karşısında ortak tavır sergilemektir. Ama bu hususta uluslararası camianın, hatta Arap Ligi’nin, İslam dünyasının arzulanan düzeyde kararlı bir tavır sergilediğini söylemek zor. Yapılan yanlışlıklar karşısında açıkça sesini yükselten nadir ülkelerden biriyiz. İran ve Rusya’nın yaptıkları açıklamalar da önemli. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) İstanbul’daki zirvesine üye ülkelerin hangi seviyede katılacaklarını görmemiz, bu açıdan da önem taşıyor. O gün Yenikapı’da muhteşem bir miting de yapmak istiyoruz. AK Parti olarak, Pazar günü Diyarbakır’da yapacağımız mitingi, Ramazan ayı boyunca Türkiye genelinde sürdürebiliriz. Bunları Cumhur İttifakı olarak yapmamız da gündeme gelebilir.


İlk sahur uçakta

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ramazan ayının ilk sahurunu eşi Emine Erdoğan ile Londra'dan Türkiye'ye dönerken uçakta yaptı. Uçakta ramazan ayı dolayısıyla video ile mesaj yayımlayan Erdoğan milletin ramazanını kutladı.

#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Filistin
#Kudüs
6 yıl önce