|

Hat sanatı 4 mevsim yaprak açacak

Albayrak Grubu her yıl hat eserlerinden yola çıkarak hazırladığı “2020 Hat Takvimi”ni “Rabbul’alemin’’ adlı sergiyle sanatseverlerin beğenisine sundu. 12 ünlü hattatın eserinden oluşan takvimin her yaprağında bir ayet yer alıyor.

Hatice Saka
04:00 - 29/12/2019 Pazar
Güncelleme: 15:25 - 30/12/2019 Pazartesi
Yeni Şafak
Alemlerin Rabbi Takvim Hat Sergisi
Alemlerin Rabbi Takvim Hat Sergisi

Artık bir geleneğe dönüşen Albayrak Hat Takvimi’nde yer alan eserler bu yıl da özel bir sergiyle sanatseverlerle buluştu. 6’ncısı düzenlenen Rabbulalemin temalı sergide, Cenabı Hakk’ın ‘bütün alemlerin Rabbi’ vasfının yer aldığı ayetler, hat eserleri olarak yerini aldı. Daha önceki yıllardan farklı olarak bu yıl serbest veya tarz-ı cedid diye tabir edilen şekil ve anlayıştaki 12 farklı hattatın hazırladığı 12 eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Kur’an-ı Kerim ayetlerinin hat sanatıyla bütünleştiği eserler, daha önce de olduğu gibi Albayrak Grubu’nun 2020 takviminin sayfalarını süsledi.


KLASİK KÜLTÜRÜMÜZE ÖNEMLİ BİR HİZMET

Hat sanatının önemli üstatlarından hattat Mehmed Özçay, Albayrak Grubu’nun altı yıldır güzel bir geleneği devam ettirdiğine dikkat çekti ve projeyle ilgili şu bilgileri verdi: “Albayrak Grubu, her sene bastığı 12 yapraklı takvimlerle güzel bir hizmet ifa ederken aynı zamanda bir misyon üstleniyor. Her yıl belirli bir temayı esas alarak o tema çerçevesinde 12 güzide hattata hat levhaları yazdırılıyor. Bu levhalar Ramazan ayında tamamlanıyor. Daha sonra tezyinatları yapılıyor ve takvimde bir araya getiriliyor. Ardından da sergi düzenleniyor. Klasik kültürümüze ve sanatımıza önemli bir hizmet yapılmış oluyor. Bu şekilde günümüzün kıymetli sanatçı hattatları teşvik edilmiş oluyor ve eserlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyorlar. Ayrıca sanatçılar, kendilerini yenileme imkanı buluyor.” Hat sanatının günümüz çağdaş zevkine de hitap edebilme kabiliyetine sahip bir sanat olduğunu belirten Özçay, sözlerine şöyle devam etti: “Tabii yapılacak daha çok şeyler var. Fakat başlangıç olarak başarılı bir sergidir. Çok daha güzelleri zaman içinde olacaktır.”

HARF İNKILABIYLA 20 YIL GERİYE GİTTİ

“Benim ecrimi vermek yalnız alemlerin Rabbine aittir” Şuara Sûresi 109.Ayet-î Kerîme’sini yazdığı eseriyle katkıda bulunan Özçay, bu sene günümüz çağdaş zevkine de hitap eden bir eser serisi yapıldığını söyledi. Türkiye’deki hat sanatçılarının büyük çoğunluğunun klasik geleneğe bağlı hattatlar olduğunu dile getiren Özçay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Harf inkilabı, hat sanatı altın çağını yaşadığı bir dönemde onu adeta giyotin ile kesti ve hat sanatımız büyük bir yıkım yaşadı. Eğer öyle bir talihsizlik olmasaydı, bugün hat sanatı çok farklı noktalara gelecekti. Belki çağdaş dünya sanatı olacaktı. Böyle bir dönem yaşadığımız için, 20 yılımız hat sanatını tekrar eski seviyesine getirmeye çalışmak ile geçti.” Hat sanatının harf inkılabı öncesindeki seviyesine tam manasıyla getirilemediğini belirten Özçay, bunun sebebini şu sözlerle açıkladı: “O zaman öyle büyük üstadlar ve o kadar çok hattat vardı ki, şimdi mevcut olan sayı ile kıyaslamak mümkün değil.” Günümüzde her şeye rağmen klasik hat sanatının ideal seviyede icra edildiğine vurgu yapan Özçay, sözlerine şöyle devam etti: “Kat etmemiz gereken çok fazla mesafe var. Bu alanda hatırı sayılır sayıda üstün kabiliyet çalışma yapacak ki ortaya eserler çıksın, rekabet oluşsun ve biri diğerinden daha güzelini yapsın.” Usta hattat, İslam dünyasında hat sanatının en büyük ustalarının İstanbul’da yetiştiğine de özellikle vurgu yaptı.

TEZHİPSİZ BİR DÜNYA OLUŞTURDUM

  • Hattat Muhammed Efdaluddin Kılıç’ın ise Hâkka Suresi 43. Ayet-i Kerime’sini yazdığı eseri sergide yer alıyor. Bu projeyi en başından beri orijinal bulduğunu dile getiren Kılıç, sergiyle ilgili şunları söyledi: “Klasik anlayışın haricinde böyle bir projenin hayata geçmesi önemli. Belirli bir seviyenin üzerinde olan, kendilerini tasarımlarla ve oluşturdukları konseptlerle kanıtlamış isimlerle çalışma fırsatı sunuyor.” 15 yıldır hattatlığın özgün güzelliğini ifade etme çabası içerisinde bir konsept yakalamaya çalıştığına dikkat çeken Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla sergi, kendimi ifade etme fırsatı vermesi açısından hoşuma gitti ve katılmaktan çok memnum.” Kılıç, hat sanatının tarihiyle ilgili Kılıç, şu bilgileri aktardı: “Eskiden bazı büyük üstadlar yaptıkları grift kompozisyonları sıradan sokaktaki ilkokul seviyesindeki çocuklara okuturlarmış. Bir çocuğun bile okuyabileceği basitlikte olmasını istiyorlarmış.” Günümüzdeki bazı anlaşılması güç hat konseptlerinin de bir tercih olduğunu belirten Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
  • “Bazı hatlar okunmak için değil, göze hitap etsin diye yapılıyor. Çizgi ve renkler ile bir ahenk yakalamak istiyorlar. Fakat büyük hattatların önemli bir kısmı bundan kaçınıyorlar. Hat sanatının kendi iç dinamiğinin buna yeterli olduğunu ve üstün bir sanat vasfı taşıdığını düşünüyorlar. Bu bağlamda da başka bir disipline ihtiyaç duymayacak seviyede olduğuna kanaat getiriyorlar. Ben de bu görüşleri benimsediğim için tezhipsiz bir dünya oluşturdum kendime.”

Geleneksel eğitim metodu çöktü


Hat sanatı ile mimari tasarım kurallarını aynı potada eritmeyi başaran mimar ve hattat Ali Toy, sergide yer alan eserinde bilinen hatların dışında unuttuklarımızı bulmaya çalıştığına vurgu yaptı.

“De ki: “Benim namazım, ( her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm; hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.” En’am Sûresi 162.Ayet-î Kerîmesi’ni yazdığı eserinde Hz. Peygamberimizin mektuplarında görülen Makılî yazı stilini kullandığını dile getirdi. Bu yazı stilini 30 yıldır araştırdığını söyleyen usta ismin, talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste ve mağribi hatları ile ilgili araştırmaları var. 1985 yılında hat sanatına başlayan Toy, bu sanata ilginin yoğun olduğunu söyledi ve ekledi: “ Hat sanatına yeteri kadar ilgi var. Ama öğrenme imkanları yok. Geleneksel eğitim metodu çöktü. Bu sanatı üniversiteler kurtarabilirse kurtaracak.”

Hem göze hem ruha hitap etmeli

  • Yılmaz Turan, hat sanatına 16 yaşında başlamış. Onun yolculuğu da usta-çırak ilişkisiyle ilerlemiş. Ali Selçuk Erkut ve Mehmed Özçay hocalar ile çalışmış. Yaklaşık 30 yıldır hat sanatıyla hemhal olan Turan, “Âlemlerin Rabbine teslim oldum” Bakara Sûresi 131.Ayet-î Kerîme’sini kendi üslubuyla takvime taşımış. Hat sanatının estetik açıdan güçlü olması gerektiğini dile getiren Turan, “ Herhangi bir şey yazmıyoruz. Kura’n-ı Kerim, Kelâm-ı Kibâr veya hadis-i şerifler tercih ediliyor. En güzel bir şekilde önce göze hitap edecek, ardından kişi anlamına bakacak ve mana derinliğini fark edince bu da ruhuna hitap edecek” dedi.

En az 10 yıl gerekli


Mustafa Parıldar, 1995 yılından itibaren Mehmet Memiş’in hat derslerine katılmış. Mehmet Memiş’ten sülüs ve nesih hatlarını meşk ederek 2010 yılında icâzet almış. Üniversite yıllarında Hattat Hüseyin Öksüz’den rik’a, dîvanî, celî dîvanî ve ta’lik yazılarını meşk etmiş. Hem usta-çırak hem de üniversitesinin hat sanatı eğitimini alan Parıldar, 26 yıldır hat sanatıyla ilgileniyor. Yetenekli birinin iyi bir hattat olabilmesi için üniversitede eğitim alsa bile en az 10 yıl çalışması gerektiğine dikkat çekti. Parıldar, “Âlemlerin rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” Tekvîr Sûresi 29.Ayet-î Kerîmesi’ni yazdığı eseriyle katkıda bulunan Parıldar, Allah’ın ‘Rabbulalemin’ sıfatı teması taşıyan bu serginin manasının çok derin olduğuna dikkat çekti.

12 ayda 12 güzel ayet

  • Takvim, Albayrak Medya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Albayrak’ın öncülüğünde hazırlandı. Takvim eserlerinde yer alan sanatçılar ise şöyle: Davut Bektaş, Yılmaz Turan, Menaf Nam, Ali Toy, Aydın Kızılyar, Mehmed Özçay, Seyit Ahmet Depeler, Abdurrahman Depeler, Muhammed Yaman, Efdalüddin Kılıç, Osman Özçay ve Mustafa Parıldar.
#Hat
#Sergi
#Albayrak Grubu
#Medya
#Takvim
4 yıl önce