Her şehrin içinde barındırdığı bir takım hususiyetleri vardır. Kimi isimleri ile kimi eserleri ile öne çıkar şehirlerin… Ama her hâlükârda omuz verilen ve geleceğe taşınan, şehirle beraber yaşayan bir kültürdür.
Kastamonu, pek çok hususiyetinin yanı sıra hat sanatında da kalıcı izler bırakmış isimleri bağrından çıkaran şehirdir. “Hat Sanatı ve Kastamonulu Hattatlar” (Evem Medya, Ankara 2018, 320 s.) isimli prestij eser, Kastamonu’yu bu hususiyetiyle öne çıkarmaktadır. Kitap, yaşayan en gözde sanatlarımızdan birisi olan Hat sanatında Kastamonu’nun hatırı sayılır bir yeri ve imzası olduğunu gözler önüne seriyor. Yazar Mustafa Bektaşoğlu’nun yirmi yılı bulan uzun soluklu çalışmasının bir ürünü olan eser muhtevası itibariyle de bir ilk.
Hem Kastamonulu hem de hat sanatının içinde olan yazar Bektaşoğlu, yayımlanan bu eserle hem Kastamonu’ya olan vefa borcunu yerine getirmiş hem de hat sanatında Kastamonu imzasını belirginleştirmiş oluyor. Yazar eserin girişinde Hat sanatına dair temel bilgiler vermiş aynı zamanda hat sanatında belli başlı çizgilerden olan Hilye, Tuğra, Berat, Ferman gibi konularda da bu sahaya merakı olanları bilgilendirici notlar aktarmış. Hattın mimarlık, tezyinat ve resim gibi müstakil, görende hayranlık uyandıran bir sanat olduğunu ifade eden yazar, devamında yine hat eserinin “tenasüp, zarafet, ihtişam, ulvilik gibi estetik unsurlarıyla, güzel sanatlar arasında önemli yerini almış” olduğunu belirtiyor.
Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Kastamonu’dan yola çıkarak Hat sanatında kalıcı izler bırakmış olan 74 ismin kronolojik sıra ile yer aldığı eserde günümüzde yaşayan kimi isimlere de yer verilmiş. Yazar eserin girişinde tarihte Candaroğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü Kastamonu’nun Candaroğlu Beylerinin ilim ve edebiyatla uğraştıklarından, ilim adamı, edip ve sanatkarlara yüksek maaş verdiklerinden, bunun yanında bir çok tanınmış zevatı Kastamonu’ya getirdiklerinden bahseder. Hatta İsfendiyar Bey’in oğlu Taceddin İbrahim Bey’in çocukluğunda okuması için İsfendiyar Bey adına yazdırılmış bir tefsir olan Cevahiru’l-Esdaf adlı eser de bu dönemde ilim kültür hayatımıza kazandırılmış olması bakımından dikkat çekicidir.
Osmanlı döneminden tespit edilebilen en eski Kastamonulu Hattat Nasuh Efendi olarak kitapta yer alıyor. Aslen Tosyalı ve bir şeyh olan Nasuh Efendi, Şeyhlik icazetini Şeyh Taceddin Karamani’den almış. Risaletü’l-Edebiyye, Risaletü’l-Edviyye fi Tarikati’s-Sufiyye isimli eserleri kaleme almış. Âlim, kâmil bir zat olan Nasuh Efendi hem hafız, hem hattat, hem de şairdir. Bir diğer eski isimlerden Celaleddin Mehmet Efendi ise Tosyalıdır ve Şeyh Hamdullah’a talebe olmuş sülüs ve nesih öğrenmiştir. Hat sanatını ihtiyarlık çağında öğrendiği için hurde talikte eser sahibi bir hattat olarak tanınmış. 16. Yüzyıl hattatlarından Beyani Çelebi de Kastamonulu hattatlardan olup Yavuz Sultan Selim devri divan şairleri arasında yerini almış.
Kastamonulu hattatlarda dikkat çeken bir husus Tosya ve Taşköprü ilçelerinin hattat çıkarmakta bir hayli mahir olduklarıdır. Herhangi bir ilçeden çıkıp başka şehirlerde meziyetlerini devam ettirenler ise geldikleri yerlerin künyelerini hep isimleri ile taşımışlardır. Örneğin ataları II. Murat döneminde Tosya’dan Edirne’ye çıkıp gelmiş olan Türkiye’nin ilk radyologlarından, ressam, tarihçi, mimar, mühendis ve pek çok meziyete sahip olan Dr. Rıfat Osman önemli hattatlarımızdandır ve Tosyavîzade ünvanını isminin önünde taşımış kıymetli isimlerimizden birisidir. Edirne tarihine çok kıymetli eserler bırakmıştır.
Bir başka dikkat çekici husus ise hat sanatı alanında eser üretimi ve hat sanatkarı yetiştirilmesi noktasında Kastamonu’da Osmanlı döneminde isim ve eser sayısı Cumhuriyet döneminde büyük ölçüde kesintiye uğramış görülmektedir. Cumhuriyet döneminde Mehmet Nuri Efendi, Rıfat Osman, Muhiddin Tanır, Ömer Fazıl Aköz, Yusuf Sezer, Tevfik Kalp, Ahmet Kutluhan gibi isimler Kastamonu adını ve ekolünü devam ettirmeye çalışmışlar.
Kitapta geçen Cumhuriyet dönemi Kastamonulu hattatlarının sonuncusu olarak zikredilen Filiz Korkmaz Derindere ise Kastamonu’nun Devrekâni ilçesinden İstanbul’a gelip yerleşen 1981 doğumlu hanım bir hattattır. Yusuf Sezer’den nesih, sülüs ve rik’a dersleri almış ve icazet ödevi olarak da Kur’an-ı Kerim yazmıştır. 3 yılda kaleme alınmış olan Kur’an-ı Kerim 31x45 cm ebadında, krem renkte boyanmış ve mıstarlanmış özel yapım kuşe kağıt üzerine is mürekkebi ile yazılmış. Merhum Hattat Hamit Aytaç’ın Hizmet Vakfı için yazdığı tevafuklu Kur’an-ı Kerim’i örnek alarak Kur’an-ı Kerim’i yazmış. 2009 yılında da Turan Sevgili’den talik meşkedip icazet ödevi olarak hilye-i şerif yazmış ve bunu da 2015 yılında tamamlamış. Filiz Korkmaz Derindere, kendisinden önce hat sanatına hizmeti geçen Feride Hanım (1837-1903)’dan sonra Kastamonulu hanım hattatların ikincisi olarak kitapta yerini almış.
Yazar Bektaşoğlu, hat sanatının önemli bir parçasını temsil eden Kastamonulu Hattatları bir araya getirerek kayıt altına almış. Dileğimiz -bu örnek çalışma gibi- diğer şehirlerimize de iz bırakan hat üstadlarının şehirleri ile birlikte kaleme alınmasıdır.
Hat Sanatı ve Kastamonulu Hattatlar
Mustafa Bektaşoğlu
Even Medya
2018
320 sayfa