|

Hepimizin kahramanı: Erol Olçok

15 Temmuz gecesi biricik oğlu Abdullah Tayyip Olçok’la birlikte çıktığı Şehitler Köprüsü’nde bu vatan için canını veren Erol Olçok’un hayatı kitap oldu. Türkiye’nin kahramanı olan Şehit Erol Olçok’un Mecidiyekavak’ta başlayıp Şehitler Köprüsü’nde şehadete yürümesiyle son bulan hayatını en yakınlarının ağzından öğreniyoruz.

00:00 - 28/11/2021 Pazar
Güncelleme: 21:54 - 26/11/2021 Cuma
Yeni Şafak
Erol Olçok
Erol Olçok

Cevat Olçok’un, “Memleket hayali için adanmış bir ömrü; ağabeyim, ustam, yol arkadaşım Erol Olçok’un hayatını dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Her hikaye biraz eksiktir. Hele ki ömrünü ülkesi için mücadeleye vakfetmiş ve bu mücadelenin doruk noktası olan şehadetle bu hayırlı ömrü tamamlamış Erol Olçok’un hikayesi ve ondan kalan miras, bizim yazıp anlatabileceklerimizin çok ötesinde...” sözleriyle Şehit ağabeyi Erol Olçok’un adını yaşatmak üzere yürütülen çalışmalardan biri de “Erol Olçok - Öncü, Lider ve Kahraman” kitabı oldu.


KAFKASYA’NIN EVLATLATINA YAPILAN ZULÜM

Kafkasya’dan sürülen 1,2 milyon Çerkes’in sürgünüyle başlayan kitap, “Sürgün ve Buralı” bölümünde Olçok ailesinin köklü bir Çerkes boyu olarak Anadolu’yu yurt edinmesini detaylıca anlatıyor. Olçok ailesinin Karadeniz kıyılarında başlayan sürgün yolculuğu Mecidiyekavak’ta son bulmuş. Bu topkrakları kendine yurt edinen aile büyüğü “Çuhx” olmuş. Aileye soyadını veren büyük dedenin soyu, kendisinden sonra “Oğul-Çuhx” olarak anılmaya başlamış ve zamanla Olçok’a dönüşmüş.

İSTANBUL’A İLK YOLCULUK

Mecidiyekavak’ta yaşayan Olçok ailesinin evi sırasıyla Yılmaz, Erol, Erdoğan, Emine ve Cevat’ın doğumuyla şenlenmiş. Ailenin ikinci evladı olan Erol, yerinde duramayan, hareketli bir çocuk olarak tüm köyün hafızasına kazınmış. Öyle ki 1966 yılında köye yapılan okul açılır açılmaz ağabeyiyle birlikte okula gitmesine kimse engel olamamış. Yaşı tutmadığı halde kaydı yapılamayan Erol bir sene boyunca okula devam edip okumayı da erkenden sökmüş, okul kütüphanesinde yer alan tüm kitapları su gibi içmiş. Bu kitaplar arasında en sevdiği “İstanbul Gezisi” olmuş. Daha sonra üniversitesi okuyacağı, işini-ailesini kuracağı ve nihayetinde toprağına sırlanacağı İstanbul’a ilk yolculuğunu bu kitapla yapmış.


SİYASAL İLETİŞİMDE ISINMA TURLARI

İstanbul Üniversitesini kazanan Erol Olçok, öğrencilik yıllarında ucundan kıyısından girdiği reklamcılık dünyasına mezuniyetten sonra tam anlamıyla atılmış. “Slayt Reklam” ile 1987 yılında bir sandalye bir masadan ibaret başlayan ajans serüveni, 1988 yılında “Rekpa Reklam” ile devam etmiş. Refah Partisi Eminönü ilçe başkanı olan Mehmet Ali Şahin, Küçükçekmece Belediye Başkanı adayı olmak için Erol Olçok’un kapısını çalmasıyla Olçok, siyaset alanındaki ilk işini almış. Siyasi iletişim alanında ismini efsaneler arasına taşıyacak ajansı Arter’ı ise kardeşi Cevat Olçok ile 1993 yılında kurmuş. 1999 yılında Tansu Çiller’in lliderliğindeki Doğru Yol Partisi’nden aldıkları seçim kampanyası teklifi, Erol Olçok’un deyimiyle “lig atlatan” iş olmuş.


SEÇİM KAZANDIRAN AJANS

Fazilet Partisinden ayrılan Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde kurulan yeni partinin isminden logosuna, sloganlarından şarkılarına kadar tüm işleri Arter Ajans’tan çıktı. 3 Kasım 2002 tarihinde sandıktan çıkan sonuç Türkiye için olduğu kadar Erol Olçok için de bir milat oldu. “Ak Parti’ye 7 seçim kazandıran reklamcı” olarak tanınan Olçok, vefatına kadar aynı değerleri savunduğunu söylediği Recep Tayyip Erdoğan’la beraber çalıştı.


Stüdyodaki genç

  • Avni Özgürel, Erol Olçok’un işindeki heyecan ve azmini şu olayla anlatır: “Recep Tayyip Erdoğan Refah Partisi, Zülfü Livaneli SHP adına yarışıyordu. Televizyon kanalının benden isteği Erdoğan-Livaneli tartışmasını yönetmemdi. Duyurular yapıldı, tanıtımlar yayınlandı, stüdyo hazırlandı. Yayın günü yayına saatler varken kanala gelen, vakit yaklaşınca heyecandan yerinde duramayan genç biri vardı. Yönetim katından reji odasına, reji odasından stüdyoya, oradan seyirci sıralarına… Sürekli koşuşturma halindeydi. Telaşının sebebi programda Recep Tayyip Erdoğan açısından can sıkıcı bir olay olmasını istememesiydi. Her şeyi düşünüyordu, Erdoğan’a yöneltilebilecek sorulardan tutun da Erdoğan ve Livaneli’ye eşit süre verilip verilmeyeceğine, stüdyoda bulunan dinleyicilerden birinin kışkırtıcı bir çıkış yapma ihtimaline kadar… Erol Olçok’tu o genç.”



Türkiye’nin kahramanı

15 Temmuz gecesi hain darbe girişimi haberini alan Erol Olçok, evladı Abdullah Tayyip ile birlikte Cumhurbaşkanının çağrısından önce hainlerin planını bozmak için yola düşenlerden biri olmuştur. Önce Kısıklı’ya giden baba oğul, burada her şeyin yolunda olduğunu görünce kalabalığın en önünde Boğaz Köprüsü’ne doğru yürümeye başlarlar. 251 şehidin şehadetine şahit olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Erol Olçok ve evladı Abdullah Tayyip’in de şehadetine şahit olur. Kafkas topraklarında başlayan, zalimlerin ettiklerine karşı daima dik duran atalarına yakışır, bir yiğit Çerkes beyine yaraşır, ailesine ve dostlarına sadık bir hayatın dil döndüğünce, kalem yazdığınca anlatabildiğidir Erol Olçok’un hikayesi. Hem ailesinin hem dostlarının kahramanı, bir Çerkes beyi olarak, Çorum’un Mecidiyekavak köyünde dünyaya gelip milletinin gönlünde kocaman bir yer edinerek bu dünyadan göçer Erol Olçok.


Haksızlığa karşı atılan ilk taş

  • Erol Olçok, küçücük bir çocukken bile haksızlık karşısında dimdik durmayı bilmiş. Kitapta yer alan anılardan birinde bu durum şöyle anlatılmış: “Babasının aldığı bir karar karşısında haksızlığa uğradığını düşünür Erol. Kendince babasını ne kadar çok sevse de onun yaptığı bu haksızlığa bir yanıt vermeyi kafasına koyar. Çocukça bir masumiyetle, köydeki tüm arkadaşlarını toplar ve evlerinin kiremitlerini taşlamak için tepenin başına konuşlanırlar. Sonra da hep birlikte, minicik ellerine taşları alıp evin çatısındaki kiremitleri taşlamaya başlarlar.” Olçok, hayatını bu çizgide devam etmiş hak bildiğinin yanında mertçe ve yiğitçe durmuş, şehadeti de bunun ispatı olmuştur.
#Erol Olçok
#Abdullah Tayyip Olçok
#15 Temmuz
#Şehitler Köprüsü
#Cevat Olçok
#Recep Tayyip Erdoğan
#Arter Ajans
2 yıl önce